Yusuf Yerkel'in ticari ateşe yapılması doğru mu?
2014’te Soma’daki protestolarda bir işçiyi tekmelemesi hafızalara kazınan eski Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel, Frankfurt’a ticari ateşe olarak atanmış.
Yerkel, tekme olayından sonra birkaç kez pişman olduğunu söyledi.
Bir de hayatta talihsiz bir sınavla karşılaştı, küçük oğlu uzunca bir süredir ağır bir hastalıkla pençeleşiyor. 2019’dan beri yoğun bakımda hayat mücadelesi veriyor.
2 sene önce çocuğunun hastalığını duyurduğunda yapılan "Oh olsun" şeklindeki yorumlara aklı başındaki her insan gibi üzülmüştüm.
Allah şifa versin; zor bir durum...
Fakat ticari ateşe olarak atanması benim de biraz garibime gitti.
Yerkel 2017'de kapatılan Fatih Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi okumuş. İngiltere’nin Exeter Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış. SOAS’ta doktora eğitimine başladığı da biliniyor.
“Siyasetçiler diplomat olarak atanmaz” önyargısında da değilim. Öyle birini atarsınız ki bağlantıları ve tecrübeleriyle o ülke ile ilişkilerinizi çok ileri bir noktaya taşıyabilir. Örneğin ABD yeni Ankara Büyükelçisi’ni belirlerken siyasi bir isim olan Jeff Flake’i tercih etti. Flake kariyer diplomatı değil, temsilciler meclisi ve senatoda politika yapmış Cumhuriyetçi bir siyasetçi.
Yerkel Başbakanlık Müşavirliği sonrası ne yaptı, Frankfurt’ta ticari ateşe olmak için yetkinliği var mıdır bilemiyorum.
Fakat birikimi ne olursa olsun kamuoyu tarafından ayıplanan bir ismin ticari ateşelik gibi önemli bir diplomatik misyona atanmasını şahsen siyasi etik açısından doğru bulmuyorum.
Son yıllarda büyükelçilik atamalarının bir kısmı AK Parti’nin adeta ödül sistemine dönüştü.
Taltif edilmek istenenler, alt yapısı uygun olsun veya olmasın çeşitli ülkelere diplomat olarak atanıyor.
Bu durum Dışişleri Bakanlığı’na yıllarını vermiş, meslekten yetişme diplomatların moralini bozduğu gibi toplumda liyakatsizlik algısını da güçlendiriyor.
Yerkel’in yerinde olsam böyle bir görevi kabul etmezdim çünkü hak ettiği için o göreve atandığına insanları ikna etmesi çok zor.
Not: Ticaret müşavirleri, Dışişleri’nce değil Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı’nca atanıyormuş. Öyle olsa bile siyasi etik açısından bu atamanın sorgulanmaya açık olduğunu düşünüyorum.