Afrin'deyiz…
Bugün“Zeytin DalıHarekatı”nınbirinci yıldönümü. Tam da şu sıralarAfrin’deyiz. Habertürk ekibi olarak yayınlarımızı buradan yapacağız.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğiyle Özgür Suriye Ordusu, 20 Ocak 2018’deAfrin’egirerek 5000 km2’lik bölgeyi teröristlerden karış karış temizlemeye koyuldu. Bir tarafta DEAŞ ve PKK/YPG, diğer tarafta Suriye rejimi ve muhaliflerin mevzilendiği bölgede, Türkiye, sınırında 30 kilometrelik güvenli bölge oluşturmak amacıyla operasyon başlattı.4500’den fazlaterörist etkisiz hale getirildi.
ZEYTİN DALI’NIN UNUTULMAYANLARI
- Türkiye, ABD’nin “ambargo” tehditlerine rağmen, operasyonu gerçekleştirdi ve tüm dünyaya “sınırımızdateröre geçit vermeyeceğiz” mesajınıverdi.
- Rusya’nın TSK’ya hava sahasını açması, YPG/PKK terör örgütünün Rusya’yla ilişkilerinde ilk büyükhayal kırıklığıoldu.
- SOM seyir füzelerinden çok namlulu roketatarlara,Fırtına obüslerindenİHA’larakadar %70’i yerli üretim olan silah sistemleriyle Türk savunma sanayiinin gücü kanıtlandı.
- Operasyona tepki olarak Almanya, Türkiye’ye verilen panzerlerin modernizasyon desteğini durdurma ve yeni satış yapmama kararı aldı. PKK destekçisi parlamenterler “Türkiye sivilleri öldürüyor” yalanını mecliste tartıştı.
- Zeytin Dalı Harekatı’nın ilk şehidi MusaÖzalkan’ınyakınlarına attığı mesaj hafızalarakazındı:"Vasiyetimdir. Şehit olursamTelafer'dekiTürkmen balalar içinanaokul-kreş veya kültür merkezi devletin bana vereceği paradan yaptırılması ve ismimin konması. Reis vasiyetimdir. Aileme iletirsin, telefonumdan gelen mesaj kayıtlı dursun, şahit olsun." ŞehitÖzalkan’ınvasiyeti Bağdat hükûmeti izin vermediği içinhenüzyerine getirilemedi.
Afrin'de bir yıl içerisinde terörün tüm izleri silindi. Okullar açıldı, daha önce terör örgütü tarafından kullanılan tüm hastaneler halka açık hale getirilerek 81 binin üzerinde hasta muayene edildi. Meydanki Barajı onarıldı. Hatay Valiliği refakatinde mahalli meclisler kuruldu, halkın yönetime katılması sağlandı.
Bu vesileyle ülkemizin huzur ve güvenliği için kahramanca canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz.
***
#10YearChallengeakımı
Son günlerde sosyal medyada yeni bir etiket dolaşıma sokuldu: #10YearChallenge. Hızla yayılan bu furyada insanlar 10 yıllık değişimlerini fotoğraflarla gösterdiler.Benim takip ettiğim fotoğrafların tamamında herkes 10 yıl öncesine göre daha yakışıklı ve daha güzeldi. Çirkinleşen, yaşlanan kimse olmamış. Bu güzel tarafı…
Teknoloji siteleri bu akımın aslında yapay zeka geliştirme stratejisi ve yüz tanıma algoritması için müthiş bir fırsat olduğunu tartışadursun, #10YearChallenge’a katılım kişilerin değişimleriyle sınırlı kalmadı. Kurum ve kuruluşlar yerleşkelerindeki fiziki değişimleri, ekonomi siteleri verilerdeki değişimleri ortaya koyarak “10 yıl öncesi 10 yıl sonrası” mukayeselerine başladı. Aralarında pek çok yaratıcı içeriğin de yer aldığı bu akımda öyle bir paylaşım vardı kikullanıcılardan binlerce eleştirel yanıt aldı. O paylaşım İsrail BaşbakanıBinyaminNetanyahu’yaait.
Netanyahu,#10YearChallenge paylaşımında,Mısır sınırına örülen dikenli duvarlarla övünerek, 2009’a nispetle 2019 yılındaki İsrail sınırına dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl Afrika kökenli göçmenlerin sınır dışı edilme politikasıyla bir hayli eleştiri toplayan Netanyahu, “dikenli duvar” işinin çok maliyetli olduğunu ancak bu işe inandıklarını söylüyordu.
Paylaşıma sert tepki veren kullanıcılar, Filistin’in işgalini ve öldürülen binlerce insanı hatırlatarakNetanyahu’ya“savaş suçlusu”, “Soykırımı izliyoruz”, “katil”, “ırkçı”, “kasap”, “korkak” gibi ifadeler kullandılar. Bazı yabancı gazeteciler iseNetanyahu’yayönelik#10YearChallenge paylaşımı yaparak, 2019’da İsrail’in dikenli tellerle örülü işgal duvarlarını, 2029’da iseNetanyahu’nunarkasında kaldığı demir parmaklıkları paylaştılar.
Netanyahu’dan bahsetmişken, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in paylaşımını da hatırlatalım. Zarif, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın 2009 yılında Washington Post’ta yayımlanan “İsrail saldırısının zamanı geldi mi?” başlıklı yazısını gündeme getirerek, Bolton’ın bugün de Pentagon’a İran’a müdahale planlarını sormasını “Aynı boğa. Aynı zorba. Aynı hezeyan.” ifadeleriyle yayınladı.
Türkiye’nin en önemli #10YearChallenge’ı ise savunma sanayiine ait. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı sektöre ait bazı veriler ve yerlilik oranlarını paylaştı. Buna göre 2009’da toplam savunma ve havacılık cirosu 3 milyar dolar iken, 2019’da 7 milyar dolara ulaştı; ihracat 784 milyon dolardan, 2 milyar dolara yükseldi. Savunma projeleri sayısı 194’ten 610’a fırladı ve savunma projelerinin sözleşme bedeli 19 milyar dolardan 60 milyar dolara çıktı. Savunma ve havacılık sanayiimizin yerlilik oranı ise 2009’da %44 iken bugün %68.
Tebrikler Türkiye...
***
Çok güzel hareketler
Dünyaca ünlü sanatçımız Fazıl Say’ın annesinin vefatı nedeniyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Say’ı aramış ve içten bir taziye konuşması yapmıştı.Say, bu konuşma için “çok sahiplenici, çok gerçekti” demişti. Akabinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konser davetinde bulunmuştu. Erdoğan, o davete icabet etti ve dün Türkiye’de görüşü, tarafı, ideolojisi ne olursa olsun toplumun her kesiminin yüzünü güldüren bir fotoğraf ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li senatörLindsayGraham’ıda yanına alarak Fazıl Say’ın TruvaSonatı’nıdinlemeye gitti, konser sonunda Say’ı ayakta alkışladı ve yetmedi; “Sevgili Fazıl’a” çok özel bir plak hediye etti: Aşık Veysel’in Kara Toprak’ı.
Konser sonrası Fazıl Say’a, montaj videolarla piyanoda Ak Parti seçim şarkılarını çaldırıp, “Say yola geldi” diyenler mi dersiniz, “Say sanatçı dostlarına ayıp etti” diye kızıp kükreyenler mi dersiniz…
Önümüzde şaşırtıcı olmakla birlikte, son derece memnuniyet verici bir kare var.
Farklı ideolojiden iki önemli insanın -ki biri Türkiye Cumhurbaşkanı diğeri dünyaca ünlü bir piyanist- bir etkinlikte buluşması elbette gündem olur. Ancak bu denli tartışma yaratmalı mıydı? Asıl soru bu.
Kesin olan şu ki; Erdoğan da Fazıl Say da samimiydi.
“Kutuplaşma”dan şikayet edenlerin, buzlar eridiğinde kıyamet koparması ise ortada başka bir samimiyetsizlik olduğunu gösteriyor.
Aşık Veysel ile veda edelim…
“İtimat edersen benim sözüme
Gel birlik kavline girelim kardaş
Birlik çok tatlıdır, benzer üzüme
İçip şerbetini duralım kardaş.
Son verelim iftiraya bühtana
Kardeşane sevişelim can cana
Elbirlikle çalışalım vatana
Çok okul, fabrika kuralım kardaş.”
