Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İsrail 9 Nisan tarihinde seçime gidiyor.

        Mevcut Başbakan Netanyahu yolsuzluk suçlamalarına rağmen halen güçlü durumda. Bunun birkaç temel sebebi var;

        Ekonomide oldukça başarılı bir politika uyguladı. Kişi başına düşen milli gelir 40 bin dolar seviyesine yükseldi.

        Güvenlik iyi durumda(İsrail halkı için herkesten biraz daha fazla önemli bir başlık)

        Kudüs’ün “Başkent” ilan edilmesi ve ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınması kararı uygulandı.

        Uluslararası ilişkiler hiç olmadığı kadar İsrail lehine döndü. Araplarla son dönemde kurulan yakın ilişkiler İsrail halkı için çok kritik. Netanyahu Araplara İsrail’i kabul ettirmiş bir lider gibi görünüyor.

        Seçim öncesi tartışılan başlıklardan birisi de yolsuzluk ve rüşvet iddiaları…

        İsrail halkının bir kısmı Netanyahu hakkında çıkan yolsuzluk, rüşvet ve güven ihlali suçlamalarının nasıl sonuçlanacağını merak ediyor. Diğer kesim ise bunları bir “algı operasyonu” olarak değerlendiriyor ve seçimlere etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyor.

        İsrail parlamentosunda(Knesset) 120 sandalye bulunuyor. Hükümet kurmak için 61 milletvekiline ihtiyaç var. Tek başına bir siyasi partinin yeter sayıya ulaşması mümkün değil. Dolayısıyla yeni dönemde de İsrail hükümetinde bir koalisyon ortaklığı göreceğiz. Asıl mesele koalisyonu kimin kuracağı…

        İlk anketlerde Netanyahu'nun ana rakibi oylarını artırırken, kendisinin küçük ama önemli sayılabilecek bir kayıp yaşadığını gösteriyor. İsrail’in ulusal yayıncısı Kan’ın Netanyahu'nun Likud partisi üzerinde yaptığı bir ankette Likud Partisinin 120 koltuklu mecliste 29 koltuk alabileceğini söyledi. Bu sayı bir önceki hafta yapılan anket sonuçlarının şimdilik 3 koltuk gerisinde. Bunun yanı sıra baş rakibi olan Blue and White Partisi ise sandalye sayısını 37’ye çıkardı. 

        Başka bir kanal, Likud Partisinin hala 30 koltuğu olduğunu söylese de; daha önceki seçim anketlerinde verilen sayının hep üstünde koltuğa sahip olan Netanyahu'nun, yeniden beklentilerin üzerinde bir başarıyla seçimden çıkıp çıkamayacağı merak konusu.

        YOLSUZLUK SUÇLAMALARI

        Netanyahu üç soruşturma konusunda suçlamalarla karşı karşıya.

        Birincisi; politik olarak destek alma karşılığında, usulsüz ve aşırı yüksek değerde hediyeler aldığı yönünde yolsuzluk ve güven ihlali.

        İkinci dava Yedioth Ahronoth gazetesinin yayıncısı Arnon Mozes ile anlaşıp, devletin imkânlarını kullanarak gazetenin itibarını artırmak ve rakip siyasi partileri zayıflatmak.

        Üçüncü ve en ciddi iddia ise İsrail devletine ait haber kanallarında İsrail telekomünikasyon devi Bezeq'in çoğunluk hissesine sahip olan olan Shaul Elovitch'den rüşvet alması.

        Netanyahu iddiaları;”Cadı avı” olarak değerlendiriyor ve kendisine yöneltilen üç yolsuzluk davasının da çok yakında çökeceğini, asılsız çıkacağını söylüyor.

        Netanyahu tekrar seçilirse veya bir koalisyona girebilirse 5. kez ülkeyi yönetiyor olacak. İsrail yasalarına göre; hakkında çıkan iddialarla ilgili mahkeme sonucu kesinleşmediği sürece görevi bırakmasına gerek yok. Bu incelemeyle ilgili yasal süreç ise yıllarca devam edebilir.

        Önceki başbakan Ehud Olmert zamanında yapılan soruşturmalar 7 yıl sürmüş ve iddialar kesinleştikten sonra hapis cezası almıştı. Ancak Olmert, Netanyahu'dan farklı olarak hakkında bu tarz suçlamalar çıktıktan sonra başbakanlığı bırakmış, görevinden istifa etmişti. Yani suçlu bulunmadan önce ya da hakkındaki iddialar kesinleşip hapis cezası almadan önce koltuğunu bırakmıştı.

        Netanyahu o dönemler, böylesi iddialarla karşı karşıya olan bir başbakanın ülkeyi yönetemeyeceğini söylüyordu. Şimdi ise kendisi aynı cümleleri, rakibi olan eski Genelkurmay Başkanı yeni siyasetçi Benny Gantz ‘den duyuyor.

        Unutmadan; İsrail’de “kimin” Başbakan olacağına “kim” karar veriyor? Sorusunu yanıtlamak gerekirse, pek çok uzman “Amerika’daki Yahudi lobisi” ni es geçmeyecektir. Onların da henüz Netanyahu’nun üzerini çizmediği biliniyor.

        Peki, “Netanyahu seçilmese ne olur?” Hiçbir şey! Yeni kurulan parti dahil olmak üzere, İsrail’de kimse ne Golan’a ilişkin ne Kudüs’e dair ne İran meselesinde yeni bir şey söylemez. Bu anlamda siyasi fraksiyonların radikallikte birbiriyle yarıştığını ifade etmek de yanlış olmayacaktır.

        TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİLERİ NE OLUR?

        Türkiye – İsrail ilişkileri halen pek çok başlıkta oldukça sıkıntılı. İsrail’deki neredeyse tüm siyasi parti temsilcilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özel bir antipatisi var. Ancak hepsi de Türkiye’nin coğrafi konumu, stratejik önemi ve gücünün farkında.

        Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların Avrupa’ya nasıl dağılacağının antlaşması henüz yapılmadı. İsrail için kritik başlık Doğu Akdeniz!

        Karşılıklı Büyükelçilerin yeniden göreve başlaması ve ilişkilerin toparlanması belki her iki ülkedeki seçimlerin ardından yeniden gündeme gelebilir. İsrail’de özellikle enerji ilişkilerini yönetenler, bunun en kısa zamanda olması gerektiğini düşünüyor. Önümüzdeki yıllarda Türkiye – İsrail ilişkilerini yüksek oranda Doğu Akdeniz’deki enerji havzaları ve gaz sevkiyatı üzerinden değerlendireceğimizi unutmamalı.

        Diğer Yazılar