Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Öncelikle, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’in, korkunç saldırının ardından bu güne kadar ortaya koyduğu tavır ve duruşunun takdire şayan olduğunu ifade etmek istiyorum.

        Din, mezhep, etnisite ve ideolojiler tarih boyunca bir takım çıkar gruplarının, yöneticilerin, bazı tarikat ve örgütlerin elinde kullanışlı bir enstrüman olmuştur.

        “Mısır’da İdam ve Şeriat” yazısında, “Ayetler, suiistimal edenlerin eline geçtiğinde, kitapta durduğu gibi durmuyor” dediğimde, aslında tam da bunu kastetmiştim.

        Devletler acımasızdır, pragmatisttir. Siyasetin tanrısı, pek çok zaman sadece iktidardır.

        Liderleri de bunun gereğini yapmıştır, yapacaktır.

        Ancak!

        Birileri, Tevrat’ın “Öldürmeyeceksin” emrine rağmen öldürdüğünde,

        Başkaları İncil’in; “Atalarımıza, ‘Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul’da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir.” buyruğuna rağmen, tarih boyunca kelle aldığında,

        Terör örgütleri, Kuran’ın her suresinin “Rahman ve Rahim (esirgeyen ve bağışlayan) olan Allah’ın adıyla” başlamasına karşın, sözde Kuran’a dayanarak vahşice cinayetler işlediğinde,

        Din; terörü, öldürmeyi, şiddeti, işkenceyi, meşru gördüğü için değil, dini işlerine geldiği gibi yorumlayan kullanışlı caniler ve onları besleyenler tarih boyunca hep var olduğu için bunları yaşıyoruz.

        İnandıkları kitaba aykırı hareket eden Müslümanlar İslam’ın, Hristiyanlar da Hristiyanlığın temsilcisi sayılamaz.

        Zira bildiğiniz üzere, Müslümanlara bakıp İslam’ı değerlendirmeye kalkarsak, büyük yanılgılara düşeriz.

        Örnekleri ziyadesiyle mevcuttur.

        Cat Stevens(Yusuf İslam)’ın; “Kuran-ı Kerim'i tanımadan önce Müslümanları tanısaydım asla Müslüman olmazdım” cümlesini düşünen, yaşayan, hisseden belki binlerce insan olmuştur.

        ADALET VE MERHAMET ÜZERE YAŞAMAK

        Yeni Zelanda’da yaşanan terör saldırısının ardından Başbakan Jacinda Ardern’in başörtüsü takarak gittiği taziyede “Katledilen biziz” demesi ve parlamentoda Müslüman toplum liderleriyle bir araya geldiğinde konuşmasına “Selamünaleyküm” diye başlaması,Yahudilerin yas tutmak için sinagoglarını kapatması,

        Yeni Zelanda’da farklı dinlerden insanların çiçeklerle camiye giderek, “acınızı paylaşıyoruz” mesajları ve samimiyetleri,

        Bir Amerikalının elinde çiçeklerle İngiltere’de camiye girmesi,

        Bir İngilizin, caminin önüne gidip “sizi ben koruyacağım” diye pankart açması,

        17 yaşındaki Will Connolly’in kocaman yüreğiyle Avustralyalı ırkçı Senatör Fraser Anning’in kafasında yumurta kırması,

        Türk Yahudi Toplumunun, İslam dünyasına başsağlığı mesajı,

        Farklı dinlerden insanların tüm manipülasyon ve zehirleme çabalarına karşın, hala akıl ve vicdanlarını muhafaza ettiklerinin göstergesi değil mi?

        Terörün dini, milleti olmaz.

        Diğer Yazılar