Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ramazan ayı, aç kalma ayı değil,ruh ve beden temizliğinin ön planda olduğu, bir bakıma bedenin dinlenmeye geçtiği aydır.

        Ancak ramazan ayı ile beraber, günlük yeme alışkanlıklarımız vebesin tüketimimizönemli değişikliklere uğrar. Alışılmış üç öğün yemek ramazanla birlikte tek yahut ikiye düşer. Bununla birlikte uzun süren açlık ve susuzluk, bedensel ve zihinsel aktivitede azalmaya neden olur. Dikkatte azalma, halsizlik ve yorgunluk bu dönemde en çok görülen yakınmalardır. Bu yakınmaları ortadan kaldırmanın, bedensel ve zihinsel yönden kaybı önlemenin en önemli yolu, sahura kalkmaktır.

        Tek öğün ile tutulan oruçta, uzun açlık sonrası, iftarda bolca yemek yemek istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Midenin tıka basa doldurulması, mide hastalıklarının aktifleşmesine yol açmaktadır. Uzun süren açlık sonrası hızla tüketilen besinler, midede dolgunluğa ve mide asit salgısının artmasına neden olmakta, gastrit, mide ülseri veya reflü hastalığı olanlarının şikayetlerinin belirginleşmesine neden olmaktadır.

        Sahuru atlamamak gerekir.

        Oruç tutarken sahura kalkmak önemlidir. Bu sayede uzamış açlık süresi azaltılmış ve günlük yaşamda eksik olan öğün sayısı nispeten tamamlanmış olur. Sahursuz iftar sadece mide hastalıklarının ortaya çıkmasına değil, kan şekerinde bozulmaya ve tansiyon dengesizliğine de neden olmaktadır. Sahur, oruçlunun gün boyu yaşadığı yorgunluğu, halsizliği ve dikkatteki azalmayı önleyecektir.

        Sahurda aşırı tuzlu yiyeceklerden ve dondurulmuş gıdalardan uzak durmak gerekir. Aşırı tuzlu gıdalar günboyu susuzluğu artıracaktır.

        İftarda yağlı yiyeceklerden ve şerbetli tatlılardan uzak durmak gerekir. İftara çorba ile başlamak, arkasından hafif bir kahvaltı ve istenirse bir sebze yemeği ile tamamlamak doğru olandır. Yemek yavaş yenmeli ve iyice çiğnenmelidir. İftarda gazlı içecekler yerine, su, ayran, taze meyve suları tercih edilmelidir. Su alımı iftarın sonuna değil, iftar boyunca içilecek şekilde olmalıdır. Yemek sonunda içilen su mide hacmini daha da dolduracak, reflü şikayetlerinin artmasına neden olacaktır.

        İftar ile sahur arasına, yoğurt, sütlü tatlı veya meyve gibi ara öğün eklemeli, sahurda protein ağırlıklı gıdalar tercih edilmelidir. Sahur için önerimiz, süt, yoğurt, peynir ve haşlanmış yumurtadır. Sahurda protein ağırlıklı beslenmek, gün içindeki doygunluğu uzatacaktır. Uzun süren susuzluk, sonucu olabilecek kabızlığı önleme adına, iftar ve sahur arasında 1.5-2 litre sıvı tüketilmeli, iftar ve sahur sofralarının vazgeçilmezi olan sıcak pidelere zaman zaman ara verilerek, bol tahıllı, kepekli ekmekler tercih edilmelidir.

        Diğer Yazılar