Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçim bitti, gözler kurulacak ilk başkanlık hükümetine çevrildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 8 Temmuz’dan sonra bakanları açıklayacak. Ekonomi hangi bakana emanet edilecek? İçişleri, Sağlık Bakanlıkları için kimlerin adı geçiyor? Ya da diğer bakanlıklar... Pek çok bakanlık için farklı farklı isimler ortaya atılıyor, üzerine konuşuluyor, medya bu soruların cevaplarını arıyor da yeni Gençlik ve Spor Bakanı kim olacak sorusu gündeme bile gelmiyor?

        Gerçi şaşırmamak lazım. Ne iktidarın ne de muhalefetin seçim kampanyası döneminde sundukları yüzlerce vaat arasında sporun ‘S’si geçmedi. Muharrem İnce’nin “Passolig’i kaldıracağım” sözü hariç! O da ne kadar sporla ilintili sayılabilirse. Oysa bu ülkede 20 milyon genç nüfus var.

        Ve sporun başına ilk kez bir siyasetçi gelmeyecek gibi. Yeni bakanın milletvekili olması gibi bir şart yok. Özel sektörden, üniversitelerden, toplumun diğer kesimlerinden liyakat ve ehliyet sahibi isimler bakan olabilecek. Cumhurbaşkanı’nın mevcut Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da dahil hiçbir milletvekilini Spor Bakanlığı için feda etmesi de beklenmiyor. Nasıl ki 24 Haziran seçimi ile Türkiye yeni bir döneme girdi, açıkçası Türk sporu için de artık yeni bir bakış açısına ihtiyaç var.

        Bu konu medyamızda gündeme getirilmese de kulislerde yeni bakana yönelik çok sayıda isim telaffuz ediliyor. En başta da Ankara kulislerinde. Örneğin Hidayet Türkoğlu’nun, Saffet Sancaklı’nın, Hamza Yerlikaya’nın... Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’ın... Ve Yıldırım Demirören’in... Ve de Adnan Polat’ın...

        Cumhurbaşkanı’nın iki başdanışmanı Hidayet Türkoğlu ile Hamza Yerlikaya’nın bakanlık beklentisi içinde olmaları son derece doğal. Birisi Türk basketbolunun büyük bir ismi. Diğeri ata sporumuz güreşin efsanesi. Demirören zaten Cumhurbaşkanı’nın güvenini kazanmış. Diğer adı geçenler de olabilir, beklenmedik birisi de...

        Bence bu görev için çok ideal bir isim daha var... O da Aziz Yıldırım...

        Geçenlerde bir dost sohbetinde bu konu açılınca benim de aklıma iki yıl önce geçen bir diyalog geldi.

        O günlerde mevcut Futbol Federasyonu yönetiminden memnun olmayanlar Aziz Yıldırım’a Federasyon Başkanlığı’nı yakıştırıyordu. Yıldırım ise bu yöndeki taleplere, “Olmaz. Federasyon Başkanlığı tarafsızlık gerektirir. Ben Fenerbahçeli’yim, taraf tutarım” sözleriyle yanıt verdi. O sohbette yer alanlardan bazıları ise Aziz Yıldırım’ın en ideal Spor Bakanı olacağı konusunda hemfikirdiler.

        Konu bugünlerde yeniden gündeme gelince dün kendisine sordum. “Benim yapacağım iş değil. Kendi işime döndüm, bunlarla uğraşamam” yanıtını verdi. Gerçekten de işine ciddi anlamda odaklanmış durumda. Keyfi de yerinde. Belli ki yeniden başını ağrıtmak istemiyor...

        Aynı soruyu Adnan Polat’a da yönelttim. O’nun da cevabı, “Benim öyle bir isteğim de niyetim de yok” oldu. Yıldırım da Polat da önemli projelere imza atıyorlar ve her ikisi de aradığımda iş seyahatleri için yurt dışındaydı.

        Ama bir Aziz Yıldırım gerçeği de var. Aziz Bey’in ideal bir Spor Bakanı olacağını düşünenlerle aynı fikirdeyim. Spora sadece futbol olarak bakmayan, her türlü amatör branşa bu ülkenin belki de en büyük değerini veren, katkısını yapan bir isim. Bugün Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil eden sporcuların büyük çoğunluğu Fenerbahçe’den. Basketbola, atletizme, masa tenisine, voleybola yatırımları ortada. Bu sporlara bakış açısı da. Yıllarca bıkıp usanmadan gündeme getirdiği Türk sporuna yönelik projeleri de, sunduğu kurtuluş reçeteleri de.

        Sporda da yeni bir soluk, yeni bir zihniyet diyorsak, liyakat sahibi ve liyakata önem verecek birini arıyorsak Aziz Yıldırım ismi çok mantıklı geliyor.

        Diğer Yazılar