Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de tam 60 sene önce bugün, heyecanlı bir bekleyiş vardı.

        Meclis’te, ezanın Arapça okunması yasağının kaldırılması için verilen tasarı görüşülüyordu. 18 sene devam eden yasak öğleden sonra kaldırıldı, heyecan yerini sevince bıraktı ve ezan, 16 Haziran 1950 günü ikindi namazından itibaren Türkiye’nin her yerinde yeniden Arapça okunur oldu.

        Arapça ezan yasağının kaldırılması konusunda sonraki senelerde çeşit çeşit yorumlar yapıldı ve yasağı Atatürk’ün kanunla koymuş olduğundan tutun, CHP’nin bütün muhalefetine rağmen Demokrat Parti tarafından inatla kaldırıldığına kadar çok şey yazılıp çizildi...

        Şimdi, Arapça ezan konusunda yanlış bilinen bazı hususların doğrularını maddeler halinde sıralayayım:

        İSMET PAŞA’NIN KANUNU

        • Arapça ezan, kanunla Atatürk’ün değil, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığı döneminde yasaklandı.
        • İlk adım 1932’de atıldı ve Diyanet İşleri Başkanlığı o sene bir tebliğ yayınladı. Tebliğde ezanı Arapça okuyanların ceza görecekleri de söyleniyordu. Ama, Yargıtay, “kamu düzenini sağlamaya yönelik emirlere aykırı davranmak” gerekçesiyle verilen cezaları “yasal mesnedleri olmadığı” için bozdu ve bu konuda bir de içtihad kararı çıkarttı.
        • “Yasal mesned” 1941’de, İsmet Paşa’nın cumhurbaşkanlığı döneminde geldi. Meclis’in kabul ettiği 4055 sayılı yasa ile Türk Ceza Kanunu’nun 526. maddesine bir fıkra eklendi ve ezanı Arapça okuyanlar için üç aya kadar hapis ile 10 liradan 200 liraya kadar para cezası verilmesi hükmü getirildi.
        • Arapça ezan yasağı sadece minarelerde okunacak olan ezanla sınırlı değildi, salâların ve iç ezanların da Türkçe olması mecburi idi.
        • Meclis, 16 Haziran 1950 günü Fuad Hulûsi Demirelli’nin başkanlığında yaptığı toplantıda Tokat Milletvekili Ahmet Gürkan, Kayseri Milletvekili İsmail Berkok ve 13 arkadaşı ile Adnan Menderes Hükümeti’nin Arapça ezanın suç olmaktan çıkartılmasını öngören tasarı ve tekliflerini birleştiren komisyon metnini kabul etti ve yasak kalktı.

        Ama, tasarıya şimdi senelerden buyana yazılıp çizilenlerin aksine sadece Demokrat Partililer değil, CHP grubu da kabul oyu verdi. Görüşmeler sırasında CHP adına sözalan Trabzon Milletvekili Cemal Reşit Eyüboğlu, “Ezan meselesini bir dil ve millî şuur meselesi olarak gördük ve Türkçe okunmasını tercih ettik. Artık Türkçe ezan- Arapça ezan mevzuu üzerinde bir politika münakaşası açmaya taraftar değiliz” dedi ve Arapça ezanın ceza konusu olmaktan çıkartılmasına partisinin karşı çıkmayacağını ifade etti.

        Yasağın kalkmasından sonra, o gün bazı camilerde ardarda Arapça ezanlar okunduğu söylenir.

        BİR DE BUGÜNE BAKIN!

        Bundan tam 60 sene önce, çok uzun bir aradan sonra geleneksel ezana dönen Türkiye’de bir de minarelerden bugün yükselen ezanlara bakın...

        Ezanın bize mahsus üslûbu artık gitmiş gibi; bir zamanlar huşû içerisinde dinlenen Üsküdar tavrı ise senelerdir kayıp... İstanbul’a mahsus “Azîz Allah” dedirten okuyuş sadece birkaç minareden yükseliyor, diğerleri ise “Lâhavle” çektirmede... Melodiyi ve makamı hiç aramayın, çoktaaan kaybolup gitmişler; onların yerine düz, dümdüz, hattâ bağırırcasına bir edâ hâkim... Vaktiyle Türk gırtlağına uyarlanıp “ü” ve “e” telâffuz edilen harfler bile, Arap telâffuzuna göre çıkartılmaya çalışılıyor, “Allahü ekber” yerine acemice bir “Allahu akbar” işitiliyor...

        Bütün bunlar, artık çoktan unuttuğumuz bize mahsus zarif İslâmî anlayışın yerine son senelerde Kıt’a Arabistan’ından ithal ettiğimiz dinî yorumların ezan versiyonudur ve böyle okunan arabesk ezanlar “varoş tavrı”na mükemmel birer örnek teşkil ederler.

        mbardakci@htgazete.com.tr

        Diğer Yazılar