Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ramazan’ın, huzur, sevgi, saygı ayı olması, insanların kaynaşması ve sadece ülkemizin değil bütün dünyanın barış alanı olması gerektiğini hepimizin bilmiş olmamıza rağmen, geçirdiğim, ağır operasyonlardan sonra, bugün ilk kez ofise geldiğimde, insanlık dışı bir olayın televizyonlarda yansımaları beni derinden üzdü.

        PKK Batı’ya İzmir’e kadar gelmiş.

        Bu hainlerin, şerefsizliğin ve adiliğin de ötesindeki davranışlar, bizi korkutmadı. Ama tam aksine bizi birbirimize kenetledi. İzmir bir kez daha farkını gösterdi. Yarım saat içinde genci yaşlısı, kadını erkeği hastanelere kan vermek için akın etti. Taksiler, belediye otobüsleri, dolmuşlar kan vermek isteyenleri ücretsiz taşıdı. Bu beraberlik bizde değil, teröre bel bağlayanlarda korku yarattı.

        Foça’da askerlerimize yöneltilen saldırılar. Ve iki şehit.

        “Şehitler ölmez... Vatan bölünmez nidaları...” Yetkililerin bu nidaları artık bende hiç etki yapmıyor. Biliyoruz ki, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ama İzmir dün şehidini bağrına basarak, bu aptallara en etkili tepkiyi verdi.

        HER İNSAN FANİDİR

        Henüz kendime gelemedim. Rahatsızlığım her gün azalsa da devam ediyor.

        Yarım santimetre büyüklüğünde bir taş, safra kesesi yollarını tıkamış... Oysa daha geçen Ekim ayında bir ameliyat ile safra kesem alınmıştı...

        İnsanlar fanidir. Kimin nerde, nasıl öleceğini, bizi yaratan Allah’dan başka kimse bilemez.

        Habertürk yayına başladığı ilk günden itibaren, her pazartesi bu sütunlarda yazıyorum. İlk günden beri, hukukun gerekleri ne ise, bu yazılarda anlatmaya devam ettim. Eğer sağlığım izin verirse, yazmaya devam edeceğim. Doktorlarım, şimdilik bir süre dinlenmem gerektiğini açık ve kesin olarak ifade ediyorlar

        Bugün, gazetemizin ve arkadaşlarımın müsahamasına sığınarak, geçirdiğim, hatta zaman zaman kalp durmasına kadar varan bu rahatsızlıkta, beni yeniden hayata kavuşturanlara teşekkür etmek istiyorum.

        Önce kızlarım Nur, Gül ve Deniz’e, damadım Erol Yaraş, Samim Süloş ve torunlarım Melis ve Begüm’e, sonra başta aile doktorumuz Hasan Omar’a, Ege Sağlık Hastanesi Genel Koordinatörü eski dostumuz Dr. Ulvi Ünal’a, konsültasyonda bulunan ailenin doktoru Operatör Dr. Berkhan Savaşçın’a ve Prof. Dr. Oktay Tekeşin’e,

        Daha sonra, her zamanki gibi önceki ameliyatlarımın yapıldığı, bu defa da operasyonu yapan Kent Hastanesi’nin değerli hocası Prof. Dr. Ethem Tankurt ve ekibindeki Dr. Bülent Şengül ile hemşirelerine, kızlarımın benim için tuttukları özel yetenekli hemşire Canan Çetin Hanıma...Fatoş ve Aynur Hanımlara, Bana desteklerini esirgemeyen gazeteci Osman Gencer, Hasan Çömlekçi ve Abdi Karagözoğlu kardeşlerime, birlikte çalıştığım avukatlar Erçin Yılmazarslan ve Aykut Koru’ ya sonsuz teşekkürler ediyorum. Can Yücel’in bir şiiri ile noktalayalım.

        Çiçek sulandığı kadar güzeldir,

        Kuşlar ötebildiği kadar sevimli.

        Bebek ağladığı kadar bebektir

        Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

        Sevdiğin kadar sevilirsin...

        Bayram sonrası yeniden buluşmak dileği ile... Şimdilik hoşça kalın...

        Diğer Yazılar