Ben Zeki'den önemliyim duruşu
Metin Akpınar... Bir bilgili adam. Sohbetine doyum olmaz. (Bilenler bilir, yeter ki uykuya direnin.) Joker gibi. Getir hastayı teşhis koysun, koy sahneye değme ses sanatçısına taş çıkarsın, istediğin üniversiteye götür ders versin.
Oyunculuğu zaten malum. Ama Zeki Alasya dendi mi sanki “kimyası bozuluyor”. Yani bıraktığı intiba bu. Duyup okuduklarımızdan çıkardığımız...
İlk şaşkınlığı yıllar önce yaşadık. Biz onları “Metin Alasya”, “Zeki Akpınar” olarak bellemişken aslında arkadaş bile olmadıklarını düşündüren bir biçimde ayrıldılar.
Tamam, bütün ortaklıklar sorunludur, dolayısıyla bitişi “muhteşem” olmaz hiçbirinin ama onlarınkinde sanki “bir ezen”le “bir ezilen” vardı. O günlerde duyduklarımın aklımda kalan özeti bu.
Yıllarca küs kaldılar. Zeki Alasya bütün söyleşilerde “kırgın”dı.
Sonra, geçenlerde tekrar bir araya geleceklerini duyduk. Nerede, ne zaman, tutar mı tutmaz mı derken İzzet Çapa‘dan öğrendik ki iş “suya düşmüş”. Nedeni, Metin Akpınar‘ın “Zeki ne alırsa 300 bin lira fazlasını isterim” demesiymiş.
Olayların içyüzünü bilemeyiz. Ne eskiden olanları, ne şimdikini. Bize yansıyanların altında ne yattığını...
Ama baktığımız yerden görünen şu: Metin Akpınar‘da “Ben Zeki’den önemliyim” duruşu var. Ezelden beri. “Bu duruş onun bütün meziyetlerine gölge düşürüyor.” Onu seven biri olarak benden söylemesi.
Hedef en küçük ödül
Geçen gün bilgi yarışmalarında basit sorulara cevap veremeyenler üstüne yazarken kişisel olarak bilgiye ilgisizliğin, eğitim sisteminin falan yanında pek konuşulmayan bir gerçeğin daha var olduğundan söz etmiştim.
“Az bir para için komik duruma düşmeye razı olmak.”
Her yarışmacının “en yüksek ödülü hedefleyerek” oraya geldiğini düşünüyoruz. En azından ben böyle düşünüyorum. Dolayısıyla “bilgisine çok güvendiğini”... Hal böyle olunca ikinci soruda “çuvallaması” büyük hayal kırıklığı yaratıyor bende.
Ama galiba yanılıyorum.
Doğrusu; çoğu yarışmacının hedefinin 1000 lira olması. “1000 lirayı alıp gitmek üzere oturuyor o koltuğa.” Onun için sonuca bizim kadar üzülmüyor.
“E, ne var bunda, 1000 lira az para mı?” diyeceksiniz. Değil elbet. Özellikle öğrenciler için. Ancak malum son örnek nedeniyle bütün yarışmacıların “öğrenci” olduğu algısı oluştu ama “1000 lira için dile düşmeyi göze alanlar”ın çoğu “meslek sahibi, yaşını başını almış” insanlar. Peki ülke gerçekleri açısından buna da üzülmek gerekmez mi?
Daha az paralar için daha büyük “küçük düşmeler”i göze alanlar var, senin dünyadan haberin yok diyebilirsiniz. Bakın, “dünyadan ha be ri ol ma ma k” bu devirde pek de fena bir şey değil. Bir sürü anormallik insanın gözünde normalleşmemiş oluyor böylece.
MIŞ/MUŞ
Dayak yediği sırada kocasının elini ısıran kadına 9 yıl ceza istenmiş.
Bu da “Kadına şiddete devam” kampanyası!
Toplu taşıma araçlarında en çok cep telefonu unutuluyormuş.
Katiyen inanmam, kim elinden bırakır ki!