Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Zaman öyle hızla geçiyor ki ve çocuklar tüm bu süreçlerde o kadar farklılaşıyor ki bırakın geçen yılı, geçen ayı, geçen hafta ve dün konuşuyoruz evde, ortak kullandığımız ifadeler şöyle "Dün bunu yapamıyordu bak", "Allah Allah, nereden öğrendi bunu?" gibi şaşkınlıklar şeklinde oluyor. Bazen düşünüyorum eğer Rüzgar ve Kaila, aralarında 11 ay olacağına ikiz olsalar daha mı rahat ederdim diye. Ancak sonra karar veriyorum ki şu halleri daha iyi, en azından evde daima eğleneceğimiz bir ufaklık var.

        Sizlerden çok fazla mektup ve "Çocuklar neler yapıyor?" sorusu aldığımdan biraz bizim evin son günlerde halinden bahsetmek istiyorum. Neler değişti bakınız son "bizim evin halleri" yazımdan bugüne... Nelerle uğraşıyoruz bugünlerde bizim evde...

        Rüzgar Ege

        İkiyi geçti, çene düştü, şımarıklık, oyun, komiklik diz boyu halde geziyor adam. Eğlendiğinde yerlerde sürünerek gülüyor "çoook konik anneeee" diye bağırıyor.

        Arabalara ve kamyonlara aşık. Allahtan yaşadığımız bölge bol kamyon ve farklılıkları olan otomobiller ile dolu da eğlencesiz kalmıyor. Büyüdüğünde kamyon kullanacağını uçağı kamyona bindirip gezdireceğini, motor tamir edeceğini söyleyen bir çocuk oldu. Hot Wheels otomobilleri için deliriyor. Logoyu bir yerde görmesin çığlığı basıyor. En sevdiği yer şaka gibi ama Koç Müzesi... Otomobillerin arasında kendini kaybediyor, tren, uçak, traktör, itfaiye arabası her türlü aracın bir arada olduğu Koç Müzesi her an tekrar tekrar tekrar gitmek istediği yegane yer. Artık kapı görevlilerinden bilet satın aldığımız gişeye kadar herkes Rüzgarı tanıyor, özel misafir olarak ağırlıyor. Çünkü çocuk tam bir otomobil manyağı halini almış durumda.

        Rüzgar ile anladım ki bu otomobile düşkünlük konusu doğuştan oluyor. Bazıları sever, ilgi alanıdır ya bu da böyle bir adam olacak belli. Gündemimiz gezegenin her türlü taşıma araçları anlayacağınız. İç motorundan, tekerleklere kadar ev yüzlerce parça dolu.

        Kaila Maya

        Kaila'da 3 yaşını geçti. Hafta içi her gün, yarım gün ana okuluna gidiyor. Tam güne henüz geçemedik çünkü emzik hayatımızdan eksik edemediğimiz şey halinde. Emzik kullanmamamaya ancak yarım gün dayanıyor. Uyurken mutlaka emzik istediği için okulda bu nedenle öğle uykusunu da uyuyamıyor. O nedenle yarım gün okulda kalıyor sonra eve kardeşinin yanına dönüyor.

        Alışık olduğu markayı ayırıyor, desen, renk, modeli tip seçiyor. Yemin ediyorum bu yeni kuşak bebeklerin algıları acayip tamamen aynı görüntüde iki emziği eline veriyorum kendi emziğini seçip "bu Rüzgarın" diyerek kardeşinin emziğini ayırıyor. Son 3 yılda sadece emzik için ne kadar para ödediğimizi hesaplamaya çalıştık geçen gün başaramadık, işin içinden çıkamadık. Anlayacağınız o kadar "hızlı tüketilen bir ürün" emzikler bizim evde.

        Emziği bırakamamız için nedenler de var aslında. Çünkü halen Rüzgar'da emzik kullanıyor. İkisini de aynı anda kesmemiz gerekiyor. Birbirlerini bu anlamda çok etkiliyorlar. 1 Ocak 2013 gününü ailece emzikleri evden uzaklaştırma günü olarak ilan ettik. Hepimiz büyük hazırlık içindeyiz. Sürekli konuşuyor, artık büyüdünüz, yeni yıl gelecek emzikler yok olacak, gidip göle atacağız, bebek balıklar kullanacak şeklinde bir hikayenin içinde yaşıyoruz.

        Emre bu kadar emzik bağımlısı değildi, bir hastalığı sırasında bir kez vermemiştim ve unutmuştu. Ancak bu kez zorlanıyorum. Demek ki ihtiyaç duyuyor diye de klasik her anne gibi vicdan yapıyor zorlayamıyorum. Önceden hazırlanmanın yavaş yavaş sürece girmenin doğru olacağına karar verdik bakalım nasıl halledeceğiz. Sizlerle tabii ki paylaşacağım.

        Bu arada ben de 4 yaşıma kadar elim, ceplerim, ipe dizili boynumda olmak üzere onlarca emzikle gezmişim. Onlarla oynaya oynaya uyurmuşum. Şu an kızım Kaila bu durumda. Bir koca kaseye sakladığı emzikleri içinden seçerek 4-5 tanesini alıp yanında taşıyor. O halde geziyor. Bazen dışarı çıkarken emzik almıyorum, "unuttum annecim afedersin" diyorum. Son zamanlarda ona da çözüm buldu. Bir bakıyorum arabada kendi bir emzik çıkarmış ağzına almış. "Nerden buldun bunu?" diyorum. "Kutumdan aldım çamtama koydum sen unutuyorsun ya annecim ondan" diye cevap veriyor. Anlayacağınız bu Z Kuşağı bebeleri hiç bir numarayı yutmuyor...

        Emre Berent

        Ergenlik girişi miyiz? Erken ergenlik dönemi miyiz? Yoksa tam olarak girdik mi ergenliğie? Bilmiyoruz ama öyle bir dönem yaşıyoruz ki çektiğimizi bir biz bir allah biliyor. O kadar acayip bir süreç bu çocukların 10 yaş itibrıyla girdikleri süreç.

        Her konuda fikri olan, felsefe yapan, mantık yürüten, yargılayan, sorgulayan acayip bir canlıya dönüştü oğlum. Biliyorum bu süreçte hepsi aynı, hepsi çok alıngan, çok hassas. Korkunç bir değişim içindeler. Kendilerini de aileleri de zorluyor, deneyim kazanmaya ve kişiliklerini geliştirmeye, oturtmaya çalışıyorlar.

        Biz de karar verdik eşimle konuları paylaştık. Hangi konuda kimle muhatap olacak, eğlenceyi kimle, dersi kimle yapacak, sorumlulukların ve sorularının yardımına kime koşacak ve kimle eğlenecek, kimle azacak diye...

        Ben işin eğlenceli taraflarını aldım, kocam okul, öğretmen, ödev, sınav kısmını. Çünkü bu süreçlerde çocukların özellikle anne ile doğru iletişimde olmaları gerekiyor. Hele bir de çocuğunuz erkekse konu biraz daha farklı yönetilmesi gerekiyor. Çocukluk ile gençlik arasında sıkışmış halde olduğu dönemde anneden görecekleri yakın sevgi, sorunsuz iletişim, hassas düzeyli yakınlık ve sürekli arkadaşça konuşma işin temeli.

        Tüm bunların yanı sıra; resim, teknoloji ve Lego ile kafayı bozmuş durumda son zamanlarda. Konsol oyunu oynarken online konuştuğu arkadaşları var. Rüzgar eline kumandayı alıp o görmeden düğmelere bassa evde kıyamet kopuyor "anneeeee rezil olacağım online'a versin şu kumandayı bak fena yapıcam anneee" şeklinde kavgalar var evde. Yurt dışı Lego kulüplerini takip ediyor, model araştırıyor, son zamanlarda en büyük hayali uzaktan kumandalı olan yeni nesil Lego'lar. Bizim zamanımzda bu oyuncaklar yine vardı tabii zaman içinde markaların değişimleri çocukları da değiştirdi. Bizim kafamızın basmadığı bazı modelleri şıp şak neredeyse göz kapalı halde yapar halde yeni çocuklar. O kitapçıklar saklanıyor, kutulanıyor, yüzlerce mini figür müze gibi dizilmiş halde yerleri belli dokunmamız yasak öylece duruyor.

        Ergenlik dönemiyle birlikte ilgi alanları ve eğlence tercihleri de değişiyor. Star Wars'un ne olduğunu ve konu, işin hikayesi, eski filmler tününe şimdi adapte olan bu yaş çocukları için ilgi alanları da farklılaşıyor.

        Dün sabah yanağımdan makas alarak bana şöyle diyordu "anne biliyorsun bugün James Bond Sky Fall olayı başladı yani bak gösterime girdi dün gece, bu film İstanbul'da çekildi hatırlarsan gitmemiz lazım acil sen plan yap hafta sonuna... okey mi kuşum?" Konuşma aynen böyle.

        Tabii ki biz şöför, aşçı, temizlikçi ve organizatör annelere ise "Tamam annecim" diyerek adeta patronlarımız olan çocuklarımızın dediklerini yapmak düşüyor.

        Diğer Yazılar