Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu tüm annelerin sorduğu bir soru. Babaların yanıtını bulamadığı bir soru. Anneannelerin cık cık cık yaparak yorum yaptığı. Kayınvalidelerin eleştirerek hakkında konuştuğu bir soru. Ama hayatın gerçeği. Red edilemez bir durum. Bir aileye bir bebek katıldığı anda dengeler değişir. Planlar sapar. Sorumluluklar artar. Hem anneyi hem babayı stres sarar. Beklenmedik durumlar o kadar çok olur ki bir bakarsınız hiç anlamadığınız halde birikiminizi bile eritmeye başlamışsınız...

        Özellikle doğum zamanlarında kontrollü olabilmenin çok daha zor olduğu durumlar oluyor. Ve bir aileye çocuğun katılması gerçekten bir çok şeyi kökten değiştiriyor.

        Peki ne yapacağız da kontrolü elden bırakmayacağız? Nasıl organize olacağız da kendimizi maddi olarak dağıtmayacağız?

        Üç doğum yapmış biri 10 diğeri 3 en minik 2 yaşında olan üç çocuk annesi bir anne olarak işte kişisel tavsiyelerim;

        Doğuma hazırlık için

        Hamilelik sırasında alışverişi abartmayın, giysiyi aşırı almayın, kendinizi tutun ve heyecanlarınızı bastırın. Bir çok hediye doğumda gelecek, bunların cicili bicili giysiler olacak ve emin olun bebeğiniz öyle hızla büyüyecek ki belki de her şeyi bir kez giyebilecek. Satın aldığınız bazı şeyler emin olun siz giydirme fırsatı bulamadan küçülecek.

        Ana kucakları, salıncaklar, müzikli uyutucu yataklar, sallayan beşikler... tüm bunlara aynı anda ihtiyacınız olmayacak. Hepsini birden almanıza asla gerek yok. Bakın siz ne yaparsanız yapın bebeğiniz bazı tercihleri yapmış olarak gelecek. Belki sallanmaktan hiç hoşlanmayacak, belki elinizi tutup kokunuzu alarak uyumak isteyecek yani belki de hiç birine ihtiyacınız olmayacak. Tüm bunlar deneyim ile ve siz bebeğinizi tanıdıkça şekillenen ihtiyaçlar. Bu konuda yapılacak satın almalara bebeğinizi biraz tanımak için kendinize fırsat vererek yapmanızda daima fayda var.

        Bütçenize göre olan otomobil koltuğunuzu doğuma gitmeden önce tabii ki alacaksınız. Ancak hem tam takım pusetler hem baston pusetler gibi şeyleri zamana da bırakabilirsiniz. Emin olun zaten en azından ilk 40 gün o minicik meleği kucağınızdan bile indirmek istemeyeceksiniz.

        Çok fazla bebek bezi de stoklamayın. Özellikle yeni doğan bebek bezini çok stoklamayın. Bebeğinizin büyüme hızı sizi şaşırtabilir tabii ki ihtiyaçlarınıza hazırlıklı olun ama abartmayın. Bu arada sadece bebek bezi değil ıslak mendil, bebek şampuanı gibi tüm temel ihtiyaçlarınızda unutmayın her zaman en pahalısı en iyisi demek değildir. Emin olun en iyi ürün aslında sizin içinize sinen, bebeğiniz için güvenle kullandığınız ama aynı zamanda aile bütçeniz için de en uygun olandır.

        Çocuk büyütürken

        Eğer peş peşe doğum yapmak ve bebeklerinizi birlikte büyütmek istiyorsanız satın aldığınız ürünlere iyi bakın ve özenle kullanın. Mama sandalyeleri, pusetler, otomobil koltukları tüm bunların aslında bir değil bir çok bebeği büyütebileceğini unutmayın. Tek çocukla kalmak isteseniz bile ürünlerinizi iyi kullanmak bunları bir başka bebeğin kullanmasını da sağlayabilir. Bu hem bir arkadaşınızın aile bütçesine destek olur hem de ülke ekonomisine. Bu tarz uzun ömürlü şeyleri paylaşmakta ve bir başkasının kullandığı ürünü kullanmak, kullanabilmek akıllı bir harekettir. Tamam herkes bebeği için yenisini ister ama sadece 3 ay kullanacağınız bir otomobil koltuğuna tonlarca para vermenin hele de birisi size vermeyi önerirken hayır demenin mantığını anlamam hiç bir şekilde.

        Büyüklerimizin söylediği yeni annelerin hep direndiği bir söz vardır ya "çocuğun yediği helal giydiği haramdır" diye. Bakın doğrudur, haklılar sonuna kadar bence. Kaç giysiyi büyümeden 1 yıl giyebildi çocuğunuz aralıksız olarak diye sorsam hiç bir anne yanıt veremez. Çünkü çocukların büyüme hızına 10 yaşa kadar nerdeyse yetişilemez. Özellikle çocuk giysisi alış verişlerinde akılcı seçimler yapmak gerekiyor. Emin olun hem sağlıklı, hem ekonomik hem de stil sahibi giysiler arıyorsanız artık onun da çözümü bulunuyor.

        Çocuklar büyüdükçe ise onların da talepleri gelmeye başlıyor. Sonu gelmez isteklerle başa çıkabilmek için çocuğa karşı anne ve babanın tek ses olması ve dirençli durması gerekiyor. Para kavramı, pahalı kelimesinin anlamı, aile bütçesinin ne demek olduğu ve neyin yapılıp neyin yapılmayacağı tüm bu sınırlar çocuğa yaşayarak öğretilmesi gerekiyor. Özellikle biz çalışan annelerin evden uzakta olduğumuz anların vicdan azabını elimiz kolumuz hediye dolu eve giderek üstümüzden atmaya çalışmamızın son derece hatalı bir şey olduğunu tüm uzmanlar söylüyor. Çocuğa "bu pahalı alamam" demenin de utanılacak bir şey olmadığını da unutmamak gerekiyor.

        Ağaç yaşken eğilir, balık baştan kokar gibi sözler sanırım biz anneler için bulunmuş iğneli sözler...

        Sanırım haksız da değiller...

        Sonuç: Çocuklu evin para kontrolü hayal değil ama bunu yapmayı gerçekten istemek ve her konuda olduğu gibi kararlı olmak gerekiyor!

        Anılarınızı yazın!

        Hayattaki en büyük pişmanlıklarım hep akıp giden zaman içerisinde kıymetini bilemediğim anlarla ilgili oluyor... Büyük oğlumu büyütürken yazdığım iki kitaba ve 10 yıldan fazladır yazdığım annelik yazısına baktığımda "keşke bana söylediği her şeyi not alsaydım" derken buluyorum kendimi. Ve doğan son iki bebeğim konuşma konusunda geliştikçe bu kızgınlığım iyice arttı. Not defterlerine, iş ajandalarıma, minik not kağıtlarına yazdığım "çocuklarımın söylediği şeyleri" tek bir adreste toplamaya karar verdim sırf bu nedenle. Bir twitter adresinde çocuklarımın söylediklerini o an hemen yazıyor ve en azından kayıt altına alıyorum. O an hemen böylece arşivlemiş oluyorum. Sıra geldi şimdi tüm geçmiş notlarımı oraya geçirmeye ve arşivi büyütmeye. Bir çok başka anneden gelen kendi çocuklarının söylediği şeyler de heyecanımı sıcak tutuyor. Hepimizin ortak noktasının "çocuklarımızın mutluluğu" olduğunu her iletişimde bir kez daha anlıyorum. Bu konu için ullandığım twitter adresim @prozyigit Hem sizi hem de çocuklarınızın söylediği ilginç cümleleri paylaşmaya beklerim...

        Akıllı kadının akıllı evine mini ipuçları!

        Kalanları atmayın, soğanları, limonları, yarım kesilmiş şeyleri atmaya elinizi alıştırmayın...

        Mutfağınızda yiyeceklerinizi sağlıklı şekilde saklamanızı sağlayacak kapları tercih edin, plastik ambalajlarda aldığınız halde hatta yarısı kullanılmış bekleyen pirinçler ve bulgurları boşuna kaybetmeyin... Giysilerinizi, ayakkabılarınızı sürekli organize edin dolabınızı temizleyin ve neyiniz var neyiniz yok bilin... Evinizi sık sık havalandırın. Bu ne işe yarayacak kış günü demeyin temiz havanın hastalıkları uzaklaştırma konusunda en iyi yöntem olduğunu unutmayın. Mevsim hastalıkları da bütçe sarsar hastalıklardır bunu da düşünmelisiniz... Marketlerin indirim ve promosyon günleri ile kampanyalarını takip edin, bundan utanmayın, çekinmeyin. Aile bütçeniz kritik bir konudur. Akıllı market alışverişlerinden kazandığınız ile neler yapabileceğinizi bir başka yazıda anlatmam lazım inanın haftalık, aylık ve yıllık hesaplamalarda kazancınıza kendiniz bile şoke olabilirsiniz...

        Organik meraklıları arasında yeni salgının sirke ile temizlik yapmak olduğunu biliyor musunuz? Hem ekonomik hem doğal bu çözüm ayrıca biz Türk Kadınlarına çok da uyuyor, biliyorsunuz sirke nazarı ve kötü enerjiyi kökten alıp götürüyor...

        Gıda dondurmayı seviyorsanız biraz garantici bir tip iseniz tavsiyem saklama ve dondurma kurallarına uygun olarak gıda stoklanamızdır. Ayrıca gıdaları mevsiminde tüketmenin ve mevsiminde derin donduruya atmanın da hem sağlıklı hem de ekonomik olduğunu unutmayın...

        Evinizin ısıtma ve soğutma planını akılcı yapın. Enerjiyi korumak, suyu, elektriği planlı ve ihtiyacımız kadar kullanmak çağımızın görevi. Çocuklarımıza özenle öğretmemiz gereken bir durum. Bu bağlamda ısınma ve soğunma hatta ısı yalıtım için alacağınız önlemlerin sonuç olarak bütçenizi koruduğu kadar dünyanın geleceğini de koruduğunu lütfen sadece bilmekle kalmayın çevrenizle de paylaşın...

        Örgüseverler hadi yarışmaya!

        Meraklıları bilir, geçen yıl Kartopu'nun düzenlediği "Fikir Yumağı Tasarım Yarışması" sadece örgü severlerin değil tasarım ve sosyal medya meraklılarının da ilgisini çekti. Yarışmaya katılanlar hayal güçlerini kullanarak rengarenk yünleri akla hayale gelmeyecek tasarımlara dönüştürdü, "yok artık bu da örülmüş şey değil" dedirtecek giysi ve aksesuarlar ortaya çıktı. Yünle tasarım dünyasını 1 ters 1 düz ederek dereceye girenler ise harika ödüller kazandı.

        Bu sene de Fikir Yumağı Tasarım Yarışması gizli yetenekleri gün yüzüne çıkaracak, tasarım dünyasına yeni soluklar gelecek! Dereceye giren tasarımların sahipleri ise ödüllendirilecek.

        Katılmak isteyenler, şiş, yün ve çeşit çeşit model sevenler fikiryumagi.com adresine girerek başvuru yapabilecekler. Başvurular yakında başlıyor.

        Bakın işte hem bir ev ekonomisi önerisi hem de yarışarak ödül kazanma fırsatı size...

        Arabalarım benim her şeyim!

        Bir anne olarak ev ekonomisi anlatıp dursam da bazı noktalar var ki,kontrol asla annenin elinde olamıyor. Örneğin çocukların belirli yaşdönemlerinde takıldıkları belirli oyuncaklar. Rüzgar tam bir araba delisi. Eve gelen herkese şu soruyu soruyor "bana alaba getildin mi?"

        Çocuğun bu yaşta bu merakı ise ona hediye getiren herkesi sevindiriyorçünkü bir insana aldığın hediyenin karşındaki insanın gözlerini sevinçten parlatması çok acayip bu duygu.

        Şu ayakların altında gördükleriniz arabaların sadece minik bir kısmı. Resmen bir müze gibiyiz oyuncak araba konusunda. Ben ne dersem diyeyim, almayacağım da desem bir yere kadar tabii... Ev ekonomisi konusunun işe yaramadığı tek konu tüm dünyada her zaman olduğu gibi oyuncak konusu tabii

        ki...

        Diğer Yazılar