Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Türkiye’nin Savunma Sanayi Başkanlığı ve bazı yetkililerin yaptırım listesine eklendiği bilgisi paylaşıldı. Bu açıklamanın yapıldığı esnada Çin’den yansıyan ve içerisinde Türk yapımı SİHA’ların yer aldığı dikkat çekici bir tartışmayı okuyordum.

        Tartışmanın odağında 44 gün süren Karabağ Savaşı vardı.

        Şüphesiz bu savaşta Azerbaycan ordusu sahada tartışmasız bir ilerleyiş kaydetti. Masadaki anlaşmada kimi maddeler riskli gözükse de uzun yıllar süren tek taraflı çözümsüzlük sarmalı kırılmış oldu. Elbette daha önce de bahsettiğimiz bu riskler hafife alınamaz ve bölgesel etkileri bakımından zor bir dönem olacağını gösteriyor.

        Ancak sanırım savaşın en önemli neticelerinden biri de çatışmaların seyrini değiştiren dron teknolojisinin dünyada başlattığı yeni tartışmalardır.

        Örneğin geçtiğimiz gün Çin’in önemli gazetelerinden Güney Çin Sabah Postasında çıkan bir makale askeri uzmanların değerlendirme konularından biri oldu. Makalenin başlığı “Dağlık Karabağ Çatışmasında İHA Saldırıları Çin Ordusu İçin Bir Uyarı" şeklindeydi. Makale aslında devlete ait olan China State Shipbuilding Corporation tarafından desteklenen bir dergideki analize dayanıyor. Analizi hazırlayan ise Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na (PLA) tedarik sağlayan bir firma...

        Burada Karabağ’daki çatışmalarda Azerbaycan’ın İHA ve SİHA’larla sağladığı başarının altı çiziliyor ve Çin’in bu teknolojiye karşı mutlaka stratejiler geliştirmesi gerektiği vurgulanıyor.

        Şöyle deniliyor Karabağ’daki çatışmalarla ilgili:

        “Tanklar, radarlar ve zırhlı araçlar olmak üzere konvansiyonel kara kuvvetlerindeki avantajlarına rağmen, Ermenistan ordusu Azerbaycan ait silahlı dronlar için kolay bir av oldu. Özellikle Türk yapımı Bayraktar TB2’ler siperlerde ve hareketli araçlarda hedeflere hassas saldırılar düzenledi. Ayrıca keşif operasyonlarında ve hedeflerin tespiti için kullanıldılar; böylece Ermenistan’ın 6 hafta içerisinde Azerbaycan’a teslim olmaya zorlamasına yardım ettiler.”

        Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nden Dr.Michael Raska’ya göre "Dağlık Karabağ’daki çatışma, insansız hava araçlarının kullanımı ve onlara karşı etkili önlemler bulma yolları konusundaki tartışmayı kesinlikle artıracak.." Yine bununa ilişkili olarak Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü'nde kıdemli bir analist olan Malcolm Davis “…Bir ülke hava kuvvetlerini istediği ölçüde geliştirememiş olsa bile insansız hava araçları, havanın kontrolünü ele geçirmek için uygun maliyetli bir yol sunuyor.” diyor.

        Buradan hareketle analizde Karabağ’daki gibi insansız hava araçlarının bariz üstünlüğü karşısında çok katmanlı bir algılama ve tespit yeteneğinin Çin ordusu tarafından masaya yatırılması, eğitim ve stratejisine dahil edilmesi bir öneri olarak sunuluyor.

        Çin aslında askeri anlamda aktif bir dron kullanıcısı ve sürekli yeni teknolojiler üzerinde çalışıyor. Bu teknolojinin test merkezlerinin başta geleni ise Uygurların yaşadığı yerleşimler…Hatta Çin medyası Ekim ayında, başka bir taktik araçtan veya bir helikopterlerden hızla fırlatılabilen düşük maliyetli yeni bir "intihar uçağı" geliştirdiklerini duyurmuştu.

        Öyle görülüyor ki; Türkiye’nin insansız hava aracı ile elde ettiği askeri kabiliyet dikkat çekiyor ve ciddi bir alanda irdeleniyor. Şimdi bu potansiyeli, çok yönlü diplomasi ve içerde atılacak akılcı politikalarla güçlendirmek gerekiyor.

        Diğer Yazılar