Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün Ankara önemli bir heyeti ağırladı. BM öncülüğünde Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından geçici Başbakan olarak belirlenen Dibeybe, resmi ziyaret için Türkiye’deydi. Oldukça geniş ve üst düzey bir heyetle gelmesi, Türkiye ile ilişkilere verilen önemin de bir işaretiydi.

        Bu ziyaretten önce Yunanistan ve İtalya başbakanlarının apar topar Libya’ya gidişi ve Yunanistan’ın yeni hükümetten iki talebinden birinin Türkiye ile yapılan anlaşmanın iptal edilmesi olması önemli bir başka detaydı.

        24 Aralık 2021 tarihinde yapılması planlanan seçimlere kadar görevi yürütecek olan Dibeybe, 74 delegenin 39’nun oyunu alarak sürpriz bir netice elde etti. Hafter destekçisi ülkelerin telaşı da biraz bundan… Eğer Hafter Trablus’un kontrolünü alsaydı ne ülkede siyasi bir çözümden ne de Ankara’ya yapılan bu ziyaretten söz edilebilirdi.

        Belirtmek gerekir ki; 2011’de başlayan iç savaşın ardından ülkedeki istikrarın yeniden sağlanabilmesi adına Türkiye’nin siyasi, askeri ve ekonomik anlamda attığı adımlar Cenevre zirvesine giden sürece büyük katkı sağladı. Türkiye’nin bu hamleleri olmasaydı bugün daha farklı bir Libya’yı konuşuyor olabilirdik.

        Dünkü ziyaretin şüphesiz en önemli neticesi ve kazanımı, iki ülke arasında imzalanan ve deniz yetki alanlarını sınırlama anlaşmasının geçerliliğinin en üst düzeyde vurgulanmasıydı. Zira Libya’daki gelişmeler Doğu Akdeniz’deki dengeler açısından büyük önem taşıyor. Ancak süreç henüz bitmiş değil. Trablus merkezli siyasi yönetimin halk desteğinin artırılması gerekiyor.

        Bununla birlikte ülkede konuşlanmış aktörlerin Türkiye ile zıt çıkarları etkisini koruyor.

        Bu noktada nihai seçimlerin sonucunun ne olacağı, ülkedeki tüm yabancı unsurların geri çekilmesine yönelik gelişmeler ve Türkiye-Rusya ilişkilerinin seyri kritik bir öneme sahip olacaktır.

        Dibeybe’nin ziyareti sırasında imzalanan anlaşmaların ise sembolik nitelikte olduğu söylenebilir. İki ülke ilişkileri daha büyük bir potansiyele sahip. Yine de Trablus havalimanı ve elektrik santralinin inşasına yönelik anlaşmalar kritik sektörlere giriş için bir adım olabilir.

        Burada ülkenin yeniden imarı ve müteahhitlik sektörü öne çıkıyor. Türk firmalarının Libya’da üstlendiği iş tutarı bugüne kadar ki toplam müteahhitlik hacminin %8’ni oluşturuyor. Ziyarette işadamlarının mevcut alacakları da masadaki hususlardan biriydi. Zaten bu konuda daha önce de bir mutabakat vardı.

        Türkiye ve Libya arasında karşılıklı çıkarların yanı sıra yüzlerce yıl geriye dayanan ilişkiler söz konusu. Bu tarihsel birikim, ülkenin toprak bütünlüğünden yana tavır alan Türkiye’nin önemli avantajları arasında. Dolayısıyla ikili ilişkilerin siyasi ve askeri alanların dışında desteklenmesi faydalı olacaktır.

        Gelinen aşamada bir diğer önemli husus, Libya’daki siyasi sürecin başarısı, komşuları Mısır ve Tunus açısından da önem taşıyor. Bu çerçevede Türkiye-Libya ilişkilerinin siyasi çözüm temelinde ve belirli bir istikrar içerisinde ilerlemesi Türkiye-Mısır ilişkilerinde de bir kaldıraç rolü üstlenebilir.

        Diğer Yazılar