Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bu savaşın temel dayanaklarından biri de Ukrayna’nın Avrupa Birliği üyeliği ısrarı idi. Zira Avrupa ve Batı ile yakınlaşan, bütünleşen bir Ukrayna, Rusya açısından kendi yakın çevresi için bir tehlike arz ediyordu. Bu bakımdan kendi toprağından, halkından ayrı görmediği Ukrayna’yı Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) almak istiyordu Putin…

        Pek muhtemel ki parçalanmış bir Ukrayna bu hedefte kalmayı sürdürecek!

        2014'te kurulan AEB’nin üyeleri Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Ermenistan ve Belarus’tan oluşuyor. Özbekistan ise Birliğe gözlemci üye olarak katılmıştı. Bazı gümrük engelleri olsa da birliğin esası mal ve hizmetlerin, insan kaynağının vizesiz/gümrüksüz dolaşımına dayanıyor.

        Birliğin iç ticareti geçen yıl %67, birlik dışı ticaret de %34 artmıştı. Burada itici güç ise Rusya…

        Rusya'nın GSYİH'sı Birliğin üretiminin %86'sını oluşturuyor, ardından Kazakistan geliyor. Yani Rusya’da olan bitenler bu birliğin üyelerinin ekonomilerini doğrudan ve derinden etkileyecek türden.

        İşte bu Birliğin içerisinde özellikle Orta Asya bloğunda hissedilen endişeler yavaş yavaş seslendirmeye başlandı. Rus ekonomisine getirilen kapsamlı yaptırımlar bu ülkelerin ekonomilerini de vurmaya başladı.

        Birincisi üye ülkelerin para birimlerinde yaşanan değer kaybı, ikincisi üye ülkelerin dış ticaretlerini esas alan malların transit geçişi ve ticareti ile ilgili ortaya çıkacak büyük sorunlardır. Belki bir üçüncüsü -küçük ihtimal- yeni ekonomik yönelim tartışmalarını başlatacak iç tartışmalar.

        Ülkeler bu aşamada kendi hareket kabiliyetleri (Rusya ile karşı karşıya gelmeden) çerçevesinde buna çözüm arıyorlar.

        Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan ilk gün yaptıkları açıklamalarda Rusya’nın eylemlerine olan desteklerini ifade etseler de ilerleyen günlerde bu açıklamaların dozu biraz değişti. Donetsk’teki bölgeleri tanıma konusunda olumlu bir çıkış gelmezken BM’deki son oylamada “çekimser” oy kullandıkları görüldü. Sonra Kazakistan'ın Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CSTO) kapsamında Ukrayna'ya asker göndermeyeceği yönündeki tutumu basına yansıdı. Yine Kazakistan Başbakan Yardımcısı-Dışişleri Bakanı Muhtar Tleuberdi geçen hafta yaptığı açıklamada Rusya'ya uygulanacak yaptırımların AEB'nin tüm üyelerinin ekonomisini kesinlikle etkileyeceği açıktır.” demişti.

        Rus Rublesindeki değer kaybı bu ülkelerin para birimlerinde de kayıplara sebep oldu ve olmaya devam ediyor. %20-%33 arasında kayıplar söz konusuydu. Savaşın ilk üç gününde Kırgızistan’da döviz büroları dolar talebini karşılamakta zorlandı.

        Ve Rusya 28 Şubat'ta aldığı kararla yabancı vatandaşların dışarıya dolar göndermesini yasakladı. Bu ülkeler arasında Kırgızistan ve Özbekistan, Rusya'daki işçilerin gönderdiği transferlere çok ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla Ruble üzerindeki baskı, genişleyen bankacılık kısıtlamaları ve uzun vadede Rusya'daki sektörlerin ağır darbe alma ihtimali, Orta Asya üzerinde de derin etkilere yol açabilir.

        Bu durum zaten yer yer tartışmalara sebep olan AEB konusunda birbirine karşıt iki kesimin doğmasını sağlıyor. Bir kesim ayrılmayı bile düşünmek gerektiğini diğer kesim ise bu süreçten yine Rusya ve AEB ile çıkılabileceğini dile getiriyor.

        Başta bahsettiğim ikinci sorun alanı olan taşıma/transit/koridor olma sıkıntısı da endişelerin ikinci boyutu. Rusya’ya yönelik yaptırımlar enerji sektörünü vurursa, Rusya üzerinden Avrupa'ya petrol/gaz satışı ve başka kalemlerdeki ihracat ciddi şekilde sekteye uğrayacaktır.

        Belki dikkatle izlenmesi gereken bir başka detay Afganistan’daki durum… Ukrayna'daki savaştan sonra Rusya ile Batı arasında meydana gelecek sert ayrışma Afganistan’ın istikrarını sağlama ve oradan gelecek tehditlere karşı mücadelede ortak çabaları ciddi şekilde aksatacak. Bunun da en büyük etkisi AEB ülkelerine olacaktır.

        Bir sonraki yazımda ülkelerin bu sorunları nasıl aşmak istediklerine ve Türkiye’nin bu süreçten nasıl avantajlar çıkarabileceğine yönelik görüşlerimi paylaşacağım.

        Diğer Yazılar