Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ukrayna’daki savaş sürerken güç mücadelesinin yaşandığı başka bir saha olan Asya-Pasifik’te sular ısınıyor. Buradaki oyun sahalarından biri de Tayvan…

        ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan’a yapacağı ziyaretin iptal edilmesinden 1 hafta sonra bu kez ABD kongre üyelerinden oluşan bir heyet Tayvan adasına geldi.

        Bir süre önce Avustralya’da başlayan ziyaret zinciri Tayvan’a uzandı. Pek muhtemel ki sırada Japonya var.

        Daha önce ABD ve İngiltere arasındaki uzlaşma ile Avustralya’ya nükleer denizaltı verilmişti. Yine Avustralya, ABD ve İngiltere bir araya gelerek ortaklık (AUKUS) kurmuştu. Buna Japonya ve Hindistan’ın da katıldığı QUAD ortaklığını eklersek ittifakların hızlandığı görülecektir.

        İşte Tayvan, ABD’nin 2011’de belirlediği “Asya stratejisi” (The Asia Pivot strategy) açısından oldukça değerli. Bu süreçte ne kadar uygulamaya konuldu tartışılır ancak özellikle Afganistan’dan geri çekilme ile mücadele alanını Asya-Pasifik’te güncelleyen ABD, Tayvan’da güç kapasitesini farklı bağlamlarda pekiştirme gayretinde.

        Ve Asya-Pasifik’teki yeni ittifaklar Ukrayna savaşıyla birlikte daha kurumsallaşmakta ve yeni bir motivasyon imkanı bulmakta.

        REKLAM

        Çin burayı hem kendisinden ayrı görmüyor hem de burada başka bir ülke desteğiyle askeri/nükleer bir birikim oluşmasını önlemek istiyor.

        Tayvan’ın Çin-ABD ilişkilerindeki etkisini anlamak için tarihsel önemini hatırlamak lazım.

        20.yüzyılın ilk yarısında Çin’de yönetimi sürdüren Milliyetçi Parti ile Komünist Partisi arasında çıkan iç savaş 1949’da Miliyetçi Parti’nin mağlubiyeti ile sonuçlandı. Ve Tayvan’a kaçtılar. Kendilerini meşru bir devlet olarak ilan ettiler. Tarihi süreçte Tayvan halkı her ne kadar Çinli olsa da Tayvanlılık kimliği giderek öne çıkmaya başladı. ABD ve İngiltere’nin desteği ile kopuş pek çok sahada yaşanıyor. En önemlisi Tayvan askeri açıdan ciddi bir kazanım elde ediyor.

        Türkiye'nin resmî olarak tanımadığı Tayvan'ı şu an 16 ülke tanıyor. Fakat Türkiye'nin orada Tayvan'ın da burada ticari temsilciliği bulunuyor.

        Elbette pek çok farklı yönü var ancak Rusya için Ukrayna nasıl bir ideolojik güvenlik fay hattıysa Çin açısından da Tayvan benzer bir hayati öneme sahip. Çin Devlet Başkanı. Xi “yeniden büyük diriliş”in vazgeçilmez parçası olarak görüyor. Ukrayna da Rusya için Avrasya’nın anahtarı konumunda…

        Çin yönetimi ise burada Ukrayna benzeri bir sürecin inşasına izin vermeyeceğini her fırsatta ortaya koyuyor. Zira Rusya karşısında verilen mücadelenin, koşullar oluştuğunda Tayvan’ı da bir araçsallığa taşıyabileceği seslendiriliyor.

        Çin, Tayvan yönetiminin böyle bir hataya düşmemesi konusunda uyarıyor. Zaten dün gerçekleştirdiği askeri tatbikat doğrudan Çin'in doğusu ve Tayvan etrafındaydı. Çin'in zayıf noktalarından biri de buradaki ada, adacık ve kayalıkların sınırlandırılması sorunu. Diğeri de Tayvan... Ve Tayvan hava savunma sahasına bir kez daha girilerek "egemenlik" hakkının Çin'de olduğu vurgulandı. Buna karşın ABD'de Tayvan'a yaptığı silah satışlarını artırıyor. Nisan başında Biden yönetimi, 2 ay içinde ikinci silah satışına onay verdi. Ardından bu yönde bir yasa yürürlüğe konuldu.

        Öyle anlaşılıyor ki Asya-Pasifik mücadelesi bu sahada yeni askeri ittifakları ve sıcak çatışmaları beraberinde getirebilir. Dolayısıyla ABD'nin Rusya'yı aşağı çekebilme hedefi bu açıdan da irdelenmeli. Özellikle Rusya ve Çin'in burada artırabileceği ilişkiler ABD açısından istenmeyen bir durum. Bu sebeple artık Asya-Pasifik'in yanında Hindistan-Pasifik ekseni de ABD açısından alternatif bir jeopolitik ittifak alanı. Pakistan'da yönetimin değişmesi de bu sahaya yönelik belirgin adımlardan biri olarak görülebilir.

        Diğer Yazılar