Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye’nin dış ticaret açığında enerji ithalatı ciddi bir büyüklüğe sahip. Haziran ayı rakamlarına bakıldığında geçen yılın aynı ayına göre ihracat, %18,5 oranında artarak 23.3 milyar dolar seviyesine gelse de bu kez İthalat, %39,6 oranında artarak 31,5 milyar dolara ulaştı. İhracatın %56’sı Avrupa ülkeleriyle…

        Böylece ihracatın ithalatı karşılama oranı 13,2 puan azalarak %74,1 olarak gerçekleşti.

        Bununla birlikte önemli bir detay, artan enerji ithalatı oldu. Zira enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı %93,4 seviyesine geliyor. Ülkenin enerji ithalatı, 2022 Ocak-Haziran döneminde 47,8 milyar dolar olurken bu artışın yaklaşık %57'si enerji ithalatından kaynaklanıyor.

        Yani enerji bağımlısıyız ve çözümler üretemezsek bu bağımlılık giderek artacak. O halde (1)Yeni kaynaklar bulmak, (2)Alternatif kaynaklarla arz güvenliğini güçlendirmek ve (3)Tasarruf etmek durumundayız.

        Bugün ikincisine yönelik önemli bir başlığın altını çizmek istiyorum. Aslında takip edenler bilirler; ciddi bir süredir bu projenin Türkiye'de en fazla yazıldığı köşe burasıdır.

        Türkmen gazının Türkiye’ye gelişi ve hatta buradan Avrupa’ya transferi konusundaki gelişmeler…Trans Hazar Hattı'nın harekete geçirilmesi.

        Özellikle Ukrayna Savaşı’yla beraber bu sadece Türkiye için değil Türkmenistan başta olmak üzere Orta Asya’da enerji kaynakları olan kardeş ülkeler açısından da gerçekçi bir hal almaya başladı. Söz konusu ülkeler de kendilerini güvene almak, yaptırım savaşlarından sıyrılmak ve belki de en önemlisi siyasal gelecekte yeni ittifak senaryolarına mercek tutuyorlar.

        Zaman neyi gösterir bilinmez ama 90’lı yılların başından bu yana defalarca gündeme gelerek rafa kaldırılan Trans Hazar Hattı’nın kurulması bu kez bu ülkelerin kendi iradeleriyle ete kemiğe dönüşebilir. Hazar'ın ortaklarından biri olan Rusya'nın tutumu haliyle bu projeye olumsuzdur. Yine de geçmekte olduğumuz zaman ve koşullar düne göre daha olumludur.

        İşte bu yüzden dün Karakalpakistan yazımızda da ifade ettiğimiz üzere Orta Asya’nın istikrarı ve huzuru bu projenin geleceğinde de önemli. Geçmişte bu ülkelerin benzer eğilimlerinde hep farklı kaos senaryoları devreye girmiş gözüküyor.

        Böyle bakıldığında 3 seçenek masada…

        Birincisi ve nihai hedef olarak Hazar üzerinden boru hattı ile gazın Azerbaycan’a, oradan da Türkiye’ye getirilmesi. Geçen ay Türkmenistan’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay orada söylemese de bu gazın TANAP üzerinden Yunanistan sınırına, yani Avrupa’ya ulaştırılması da mümkün hale gelecektir.

        İkinci seçenek boru hattının zaman ve maliyeti dikkate alınarak sıvılaştırılmış şekilde gemilerle Türkiye hattına getirilmesi… Bunun için 10 milyar dolarlık bir yatırım gerektiği belirtiliyor.

        Üçüncüsü de İran-Azerbaycan-Türkmenistan arasında yeni bir takas anlaşması yapılarak bu anlaşmaya Türkiye’nin de dahil edilmesi.

        Kanaatimce üç seçenek de şu an değerlendiriliyor.

        Sonuç olarak bir devlet projesi niteliğinde yürütülmesi gereken Türkiye’nin bu girişimini desteklemek ve mutlaka hayata geçirmek gerekiyor. Fakat şu endişe var ki Türkiye ekonomisinin mevcut kırılganlığı ve iç siyasal sorunları böylesine tarihi bir projeye sekte vurmasın!

        Diğer Yazılar