Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

İnsülin, hayat için en gerekli hormonlardan biri. İnsülinsiz bir yaşam mümkün değil. Dünyada milyonlarca insülin kullanan insan var, ancak bu kadar önemli bir hormon olmasına rağmen internette insülinle ilgili birçok hatalı bilgi dolaşıyor ve bu yanlış bilgilerden kaynaklanan yanlış algı, insülin kullanan birçok hastada endişe ve korku duygusu yaratıyor, tedaviyi olumsuz olarak etkiliyor.

İnsülin alışkanlık yapar mı, insülin tedavisine mümkün olduğu kadar geç başlamak daha mı iyi, insülin kilo aldırır mı, insülini tekrar bırakmak mümkün mü? Bugün diyabetli okurların en çok sorduğu bu soruların yanıtını bulacaksınız.

ÜÇ NOBELLİ İLAÇ: İNSÜLİN

1921 yılında Kanada’da Banting ve Best, insülini ilk keşfettiklerinde henüz kimse tıp tarihinde yeni bir çığır açıldığının farkında değildi.

O zamanlarda, çocukluk ve gençlik döneminde ortaya çıkan Tip 1 diyabet, tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktı, yaşam süresi birkaç ayla sınırlıydı. Bu çocukların insülin tedavisiyle tamamen iyileşmeleri ve yaşama dönmeleriyle insülin hormonu tüm dünyanın ilgisini çekmeye başladı.

Bilim adamları çalışmalarını bu alana yoğunlaştırdı ve geçen süre içinde bu alanla ilgili on binlerce çalışma ve yayın yapıldı. Bu çalışmalara ayrı zamanlarda üç farklı Nobel Ödülü verildi.

ENERJİNİN HORMONU

İnsülin hormonu, kanda şeker düzeyini ayarlayan ve hücre içi enerji trafiğini kontrol eden bir hormon.

İnsülin eksikliğinde hücreye glikoz girişi bozulur. Vücudun ihtiyacı olan enerjinin % 99’undan fazlası glikozdan, yani şekerlerin yakılmasıyla sağlanır. Hücreye yeterli miktarda glikoz girmezse bir yandan enerji eksikliği, diğer yandan kan şekeri yüksekliği ve buna bağlı yaşamı tehlikeye atan bir dizi metabolik olay ve sonuçta diyabet gelişir.

İşte diyabette insülin kullanımıyla ilgili yanlış algılar ve yanıtları.

BAŞLANINCA BIRAKILIR MI?

İnsülin, diyabette vücudun ihtiyacı olduğu zaman başlanır, kontrol sağlanınca bırakılabilir.

Diyabetin iki tipi var. Genellikle çocuk ve gençlerde görülen formu “Tip 1 diyabet”, daha ileri yaşlarda, erişkin ve yaşlılarda görülen formu “Tip 2 diyabet” olarak isimlendirilir.

Tip 1 diyabetlilerde insülin hormon salgısı eksiktir. Tip 2 diyabette ise insülin hem azalmış hem de hücreye giriş bozulmuştur. Gerek Tip 1 diyabette, gerekse Tip 2 diyabette insülin, insülin eksikliği olduğu süreçte kullanılabilir. Tip 1 diyabette “remisyon” adı verilen balayı sürecinde insülinin yavaş yavaş azaltılıp kesilebildiği bir dönem vardır. Tip 2 diyabetliler, hastalığın herhangi bir sürecinde insüline başlayıp daha sonra bırakabilirler.

Kan şekerlerinin aşırı yükseldiği dönemlerde, hastalıkta, ameliyatta insüline başlanabilir, kan şekerleri düştüğü zaman yavaş yavaş azaltılabilir.

Bu uygulama modern tıpta oldukça yaygındır. Ancak özellikle son zamanlarda farklı mesleklerden birçok hekim bu konuyu suiistimal etmekte.

İnsülinin başlanması da, bırakılması da tedavinin doğal parçası olarak kabul edilmeli ve ileride vücuda zarar verecek bazı etik olmayan uygulamalardan kaçınmak gerekir.

İNSÜLİN ALIŞKANLIK YAPAR MI?

Diyabetlilere enjeksiyonla verilen insülin, vücuttan salgılanan insülin hormonunun çok yakın benzeri. Gelişen yüksek teknolojiyle insan insülin molekülünün moleküler yapısı tıpatıp taklit edilmiş ve yapılan çalışmalarda vücudun kendi insülini gibi etki gösterdiği saptanmıştır.

Bu nedenle insülin bağımlılık yapan bir madde değil, aksine vücuttaki eksiği kapatan yaşam kurtarıcı bir hormon. “İnsülin başlanınca bırakılmaz” diye halk arasında yaygın olan söylenti yanlıştır. Gerek olduğu zaman başlanır, gerek olduğu zaman kesilir.

PEKİ, GEÇ Mİ BAŞLAMAK GEREKİR?

Diyabette kan şekeri kontrol altına alınamazsa kalp, böbrekler, göz damarları, beyin damarları, sinirlerde bir dizi hasar oluşabilir. Bu nedenle diyabette kan şekeri kontrolünü sağlamak için gecikmemek gerek.

Sonuçta; hekiminiz insülin tedavisine gerek duymuşsa tedaviyi ertelemek, organ hasarlarına davetiye çıkarmak anlamına gelir. Tedaviyi ertelemeden bir an önce insüline başlamak gerekir.

KİLO YAPAR MI?

Yapılan tedavide dozları uygunsa insülin kilo aldırmaz. Vücutta salgılanan insülin aynı zamanda açlık insülinidir. Kanda insülin yükseldiği zaman açlık atakları artar.

İnsülin tedavisi olan hastalarda verilen doz yüksekse ya da hasta öğününde yeterli karbonhidrat almamışsa kan şekeri yükselebilir, açlık atakları olur ve hasta kilo alabilir. Ancak insülin, vücudun ihtiyacına uygun dozlarda kullanılırsa ve beslenme planı doğru uygulanabilirse kilo aldırmaz.

SONUÇ

İnsülin yaşam için çok önemli bir hormon, organizmanın enerji ve güç kaynağı. Sydney Olimpiyatları’nda diyabeti olmayan bazı sporcuların enerji için kendilerine insülin yaptıkları ve insülinin doping maddesi olarak kabul edildiği söylenir. Bu nedenle diyabetli iseniz ve size insülin tedavisi önerildiyse korkmayın, tedaviyi ertelemeyin, söylentilere inanmayın.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar