Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen haftaki yazımdan sonra birçok mail aldım, bunların önemli bir bölümü doktora saldırının insanlık dışı bir olay olduğunu söylüyor.

        Maillerin bir bölümü de doktorun hiç mi suçu yok, doktor hataları cezasız mı kalacak diyor.

        Bu yazıda doktor hataları üzerinde durmak istiyorum.

        DOKTOR HATALARININ ÜÇ ÖNEMLİ NEDENİ

        Hayatımın on beş yılı, önce tabip odasının onur kurulunda sonra uzun yıllar Adli Tıp Kurumu'da doktor hatalarını değerlendiren kurullarda geçti. Sonuçta gördüm ki doktor hataları üç gruba ayrılıyor.

        Birinci grupta doktorun yoğun iş yükü nedeniyle hastaya yetişememe ya da yeterli zaman ayıramaması nedeniyle elinde olmadan yaptığı hatalar alınabilir.

        İkinci grupta doktorun, tıbbın bütün gereklerini yerine getirerek ve kanıta dayalı metodolojiler kullanarak yaptığı tedavide medikal uygulamaların dışındaki faktörler nedeniyle hastanın zarara uğradığı durumlar alınabilir.

        Üçüncü grupta ise doktorun doğruluğu henüz kanıtlanmamış ya da bilimsel çevreler tarafından önerilmeyen bir takım yöntemler kullanarak, sonucunu bilerek hastaya zarar verdiği durumlar yer alır.

        Doktor hatalarında her grubun ayrı değerlendirilmesi gerekir.

        DOKTORLARDA AĞIR İŞ YÜKÜ HATALARI ARTIRIYOR

        Doktor hatalarının en çok görüldüğü iki yer, poliklinikler ve acil klinikler.

        Polikliniklerde çok ağır iş yükü var. Özellikle genç doktorlar her gün polikliniklerde 80-100, hatta 150 hastaya bakmak zorunda. Poliklinik hasta sayısının fazla olmasında nüfus fazlalığı bir etken ama asıl iki neden “Sağlıkta sevk zinciri akışının sağlanamaması” ve “Performans sistemi”.

        Tüm gelişmiş ülkelerde bir hastalık durumunda hastanın sağlık sistemine başvuru kuralları belirlenmiştir. Diyelim ki, ateşi yüksek olan bir hasta önce aile hekimine gider, o çözemezse ikinci basamağa, yani şehrin devlet hastanesine, orada çözüm bulunamamışsa üçüncü basamak bir hastane, üniversite veya araştırma hastanesine sevkedilir.

        Bizde halen sevk zinciri sistemi kurulamadığı için hasta istediği yere, çoğunluklada doğrudan üçüncü basamak hastaneye başvurur. En ciddi ve ağır hastalıkları tedavi etmeye planlanmış üniversite ya da araştırma hastanelerinin polikliniklerinde, gripli hasta da ağır kalp yetmezliği olan hasta da bakılır. Öte yandan, yığılma nedeniyle günlük poliklinik sayısı 80-100 hastaya çıkar, doğal olarak hastaya bakma zamanı 3-5 dakikaya iner. İşte o zaman ağır komplike hastalarda hata kaçınılmaz hale gelir

        Halen uygulanan “perfomans sistemi”, yani ne kadar hasta bakarsan o kadar kazanırsın uygulaması da doktoru daha fazla hasta bakmaya zorlayan bir sistem. Sağlıkta performans olmaz, gripli bir hastaya 15 dakika zaman ayırırsınız, ama diyabetli, kalp yetmezliği, böbrek bozukluğu olan hastaya en az 45 dakika zaman ayırmak gerekir. Siz her hastaya ancak 5dakika zaman ayırırsanız hata yaparsınız.

        Acil polikliniklerde sorun yine aynı, hasta yoğunluğu. Geçen yıl acil kliniklerde bakılan hasta sayısının Türkiye nüfusunun üzerinde olduğunu söylersek durumun ciddiyeti ortaya çıkar. 24 saat aralıksız çalışan, sabaha kadar uykusuz onlarca hasta bakmak zorunda kalan bir doktorun hata yapmaması çok zor.

        YETERSİZ EKİP VE ALTYAPI HASTAYA ZARAR VERİYOR

        Dünyanın en iyi hekimlerini alıp en iyi tedavisini uygulasanız bile sağlık kuruluşunda lojistik destek eksikse, ekip yetersizse ya da koşullar kötüyse tedavide başarıyı sağlamak mümkün değil.

        Tedavi planlarını hemşire tam uygulayamazsa, teknik personel işini yapmazsa, biyokimya tahlilleri yanlışsa röntgen çekimi hatalıysa bunun faturası önce hastaya sonra doktora çıkar. Çok başarılı operasyona rağmen altyapı eksikliğine bağlı yetersiz sterilizasyon nedeniyle hastada enfeksiyon gelişmişse doktor sorumlu tutulur.

        Bir İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi olarak Türkiye'nin en iyi hekimlerine sahip bu fakülte hastanesinde ödenek eksikliği ve altyapı kadro noksanlığı sonucu yetersiz nedeniyle hastaya zarar gelmesin diye iç hastalıkları kliniğinin yarısı kapanıyor.

        DOKTORLARIN DA AĞIR HATALARI VAR

        Gerçekten hatalı doktorlar yok mu, tabii ki var. Bu ülkede hatalı avukatlar, mühendisler, müteahhitler olduğu kadar yanlış yapan doktorlar da var. Onlar da bu toplumun bir parçası.

        Bir doktorun doğruluğu henüz kanıtlanmamış ya da bilimsel çevreler tarafından önerilmeyen bir takım yöntemler kullanarak, sonucunu bilerek hastaya zarar vermesi insan sağlığını tehlikeye atması tabii ki ciddi, sorgulanması gereken bir hatadır.

        Hiç endikasyonu yokken diyabetini iyileştirme vaadiyle hastanın midesinin yarısını kesip sürekli zayıflayan, protein kaybeden, damping sendromu ve sürekli hipolisemileri olan bir hasta haline getirirseniz bu yargılanması gerekli bir suçtur.

        Doktor hatalarında buna benzer birçok örnek sayılabilir.

        SON SÖZ

        Doktorlar da her insan gibi hata yapabilir, onlar da insan. Ancak bilinmelidir ki, doktor hatalarının önemli bir bölümü sistemden kaynaklanıyor, uzun çalışma saatleri, ağır iş yükü, yetersiz ekip ve kötü hastane koşullarının oluşturduğu zeminde istenmeden yapılan hataları artıryor.

        Bu hataların dışında ancak küçük bir bölümünde bilerek, isteyerek hastayı yanlış yönlendirerek yapılan hatalar yer alıyor ki, bunlar suç.

        Son sözüm “Doktorlar da dayağı hak ediyor" diye mail atan kişilere. Bilmenizi isterim ki buna kimsenin hakkı yok.

        Sizler nasıl ki istemediğiniz mütaalayı yapan, çok kızdığınız bir savcıyı, haksız bulduğunuz kararı veren hakimi, size haksızlık yaptığına inandığınız bir polisi dövmeye kalkmayı aklınızdan bile geçiremiyorsanız, doktora da dokunamazsınız.

        O doktor, sizin doğumunuzu yapan, babanızı ameliyat eden, çocuğunuz ateşlendiğinde koşup gittiğiniz, yolda trafik kazası geçirmiş, kolu bacağı kopmuş, sizin görmeyi bile içinizin almadığı bir insanı alıp 10 saat ameliyat eden bir mesleğin üyesi.

        Hatalı olduğunuz zaman şikayet edebilirsiniz, yargıya gidebilirsiniz ama elinizi sürmeye kalktığınızda on binleri bulan doktor camiasını karşınızda bulursunuz.

        Doktor tüm eğitimi boyunca sıfır hata eğitimi almıştır, ama buna rağmen hata yapabilir, çünkü doktor insandır.

        Ceza ise ancak yargı tarafından değerlendirilecek bir konu, bu ülkede taş devri kanunları yok, ceza bireylerin kendi başına uygulayacakları bir hak değil.

        Diğer Yazılar