Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen hafta, ‘artık bu kadar da olmaz’ dediğimiz bir olay yaşadık. Canan hoca, durup dururken, hiç gereği yokken bir seri açıklamalar yaptı. İnsanlar yine şaşkına döndü.

        Önceleri magazin basınında gündemde kalmak için her defasında daha tuhaf daha uçlarda açıklamalar yapan insanları görür biraz espri ile biraz da hayretle izlerdik.

        Sosyal magazinde bu türden gündemler genellikle birkaç kişi arasında dönen dedikodu ve tartışmalarla sınırlı kalır, aslında kimseye çok da zararı olmadığı için bir süre konuşulur sonra unutulur giderdi.

        Ama olay sosyal magazinden tıbbi magazine kayınca işin rengi biraz değişiyor çünkü konular sağlıkla ilgili olunca daha geniş kitleleri ilgilendiriyor doğrudan insanları hatta toplumu etkileyen boyuta dönüşüyor.

        Eğer gündemdeki kişi Canan Hoca gibi yeni kuşak fanları peşinden sürükleyen modern zamanların yeni tıbbi fenomeni ise işler daha da değişiyor. Çünkü yaptığı her açıklamayı birebir uygulayan milyonlarca kişi var arkasında.

        Hoca, kolesterol ilacını bırakın diyor herkes bırakıyor, bu arada stentli koroner kalp hastaları da bırakıyor.

        Çocuklara kahve içirin, antioksidandır diyor, insanlar kahvenin kafeinine aldırmadan çocuğuna kavga dövüş bir zamanların balık yağı adeti gibi kahve içiriyor. Hoca canlı yayında zeytinyağını bardağa koyup kafasına dikip içiyor, insanlar da aynısını yapıyor.

        Biraz talk show tadındaki bu öneriler, yıllarca doktor yasaklarından bunalan bir kesime çok sempatik geldi, bu doğru. Ancak hocanın son açıklamaları, okuduklarım doğruysa medikal talk show sınırlarını aştı, artık insan sağlığını olumsuz etkileyecek boyutlara ulaştı.

        Hocanın son açıklamalarında beni endişelendiren iki mesele var.

        İlki "Tahıl yerseniz, tahıl beyinli olursunuz" konusu.

        İkincisi; "Veganlar kısa ömürlü olur, tavşan ve koyun ot yediği için erken ölür, veganlık hastalıktır, insan etcil varlık olarak dünyaya gelmiştir" konusu.

        Bu iki konuda bir tahıl ülkesi olan ve kalp damar hastalıklarının Avrupa’da en yüksek oranlara ulaştığı ülkemiz için çok önemli, doğrudan toplum sağlığını ilgilendiren konular.

        TAHIL BEYİNLİ NE DEMEK?

        Doğrusu hocanın tahıl beyinli sözünden neyi kastettiğini anlamadım. Eğer kastettiği şey ot beyinli, et beyinli gibi insanları kategorize etmeyi hedefleyen, aşağılayan imalı bir ifade ise bir bilim insanına yakıştıramadım.

        Dünyanın birçok cumhurbaşkanı, politikacısı, sanatçısı, bilim insanı et yemeyi reddediyor. Bunların bir bölümü Bill Clinton gibi ülkelerini yönetmiş, bir bölümü Leman Sam gibi unutulmaz sanat performansları sergilemiş, Mike Tysson gibi dünya şampiyonu olmuş insanlar.

        İnternette kısa bir araştırma yapılırsa çok uzun bir liste olduğu görülür. Bu insanların tahıl kafalı olmadığını anlamak için öyle aman aman bir zekâya gerek yok. Ayrıca tıp literatüründe et yemeyenlerin yiyenler göre daha az zekâlı olduğuna dair bir veri de yok.

        Üstelik tahıl dediğiniz aslında bir tohumdur. Tohumda bitkinin dünyaya gelişinde ana nüvedir. Sadece karbonhidrat değil yüksek protein vitamin mineral içerir. Mercimeğin proteini birçok etten daha yüksek. Tahıl beslenmede çok önemli gıda. Biz tahılla büyüdük, hoca çocukluğunda, gençliğinde nasıl beslendi merak ediyorum.

        VEGANLIK BİR HASTALIK MI?

        Vegan diyeti ya da veganizm; “hayvan kökenli gıdaları ve hayvansal ürünlerin yenilmesini reddeden” bir diyet türü.

        Veganizm, hayvanların giysi ya da gıda olarak günlük hayatta kullanımına karşı çıkan ve insanların yaptıkları eziyetleri eleştiren bir felsefeyi benimsiyor.

        Hayvanların ya da hayvansal ürünlerin yenilmesine karşı çıkıyor.

        Veganlar, hayvansal gıdaların insan metabolizmasına uygun olmadığını, bitkisel gıdalarla beslenen insanların et ve et ürünlerini yiyenlerden daha sağlıklı ve uzun ömürlü olduğunu düşünüyor.

        Gerçekten de yapılan çalışmalar dünyada bir numaralı ölüm nedeni olan kalp ve damar hastalıkları ile kırmızı et tüketimi arasında doğrudan bağlantı olduğunu gösteriyor.

        Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı diyabet yoğunluğu haritası, koroner kalp hastalıkları yoğunluğu haritası ve kırmızı eti fazla tüketen ülkelerin haritası tıpatıp aynı.

        Ülkemizde de kırmızı eti fazla tüketen bölgelerden örneğin Güneydoğu Anadolu Bölgesi, koroner kalp hastalık oranının yüksek olduğu bölge.

        Aksine vegan diyetinin Tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarının önlenmesinde yararlı olduğunu gösteren birçok bilimsel yayın var.

        Sizin bu konuda iddialarını destekleyen bir çalışmanız araştırma ve yayınınız var mıdır hocam?

        Tavşan ot yediği için kısa ömürlü örneğini vermişsiniz, haklısınız da. Bakın tavşanla ilgili ilginç bir çalışma var. Bir grup bilim insanı tavşanın diyetine ot yerine hayvansal gıda eklersek ne oluyor diye merak ediyor, bir süre sonra hayvansal gıda verirken tavşanların koroner damarlarında kireçlenme ve plak oluşumu başlıyor, otopside gösterilmiş. Özetle hayvansal gıdayla beslenen tavşanların ömrü uzamıyor kısalıyor.

        Ama varsayalım ki tavşanın, koyunun ömrü ot yediği için kısa. Şimdi ben bu lafınızı henüz okumayı sökememiş oğluma söylersem, o okumayı öğrendiğinde, en uzun yaşayan hayvanların fille kaplumbağa olduğunu, onların da otla beslendiğini söyler de, bu nasıl iş diye sorarsa ne cevap veririm hocam.

        İNSAN ETÇİL Mİ YOKSA OTÇUL MU?

        Canan hoca insan etçil yaratılmıştır diyor, oysa araştırmalar bunu doğrulamıyor.

        Konu ile ilgili tüm çalışma sonuçları, ilk insanın otçul bir canlı olarak dünyaya geldiği yönünde. Çene ve diş yapısı, sindirim sistemi otçul canlılara yakın.

        Ancak dünya buzul çağına girip otla beslenme şansı kalmayınca insanoğlunun hayatta kalabilmek için etle beslenmeye başladığı düşünülüyor.

        Etçil canlıların en önemli özellikleri, çene-diş sisteminin güçlü ve sindirim sisteminin kısa olması.

        Otçul beslenen canlılarda bitkilerin içindeki lifin ve selülozun sindirilmesi daha uzun bir süreç olduğu için bağırsak sistemi uzun ve yaklaşık boyunun 7 katı uzunlukta.

        Günümüzde insanların sindirim sistemi uzunluğu, boyunun 3 katı uzunlukta.

        Yani etçillere göre uzun ama otçullara göre kısa ve bu yapı insanlara hem et hem de ot ve bitkisel ürünlerle beslenme olanağı sağlıyor.

        VEGAN DİYETİ YARARLI MI, ZARARLI MI?

        Et ağırlıklı beslenmenin kalp-damar hastalığını hızlandırdığını, böbrek ve gut gibi metabolik hastalıkları artırdığını gösteren birçok yayın var.

        Vegan diyetler ise ağırlıklı olarak yeşil yapraklı sebzeler, taze meyveler, tohumlar, tahıllar ve baklagiller gibi daha az kalorili ve tok tutucu yiyeceklerden oluşur.

        Vegan diyetinde vücudun ihtiyacı olan bitkisel proteinler, karbonhidrat, vitaminler, mineraller, sadece bitkisel kaynaklı yiyeceklerden sağlanır.

        Bitkilerden elde edilen yağlar kalp sağlığı için yararlı olan tekli ya da çoklu doymuş yağlardır.

        Vegan diyetler yüksek lif içerir, yüksek lifli gıdalar tokluk hissi verir, bütün yiyeceklerin glisemik indeksini düşürür.

        Bitkisel besinler, hayvansal ürün kaynaklı proteinlerden daha az alerjendir.

        Sonuç olarak hocam, sizden çok önemli bir ricam var. İnsanların ot, sebze, salata, tahıl gibi bitkisel gıdalarla beslenmesine engel olup onları etçil olmaya yönlendirmeyiniz, zaten dünya ülkelerine göre çok yüksek olan kalp damar hastalıklarının yakın gelecekte patlamasının sorumlularından birisi olarak sizi gösterirler.

        Hocam, şimdi size düşen bu konu da; işin doğrusunu anlatmak, insanların kafasında soru işareti bırakmamaktır.

        Diğer Yazılar