Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bu yazı, yasal sosyal mecralar kullanılarak, yasalara uygun satış ağları kullanılarak, İçişleri Bakanlığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın, Sağlık Bakanlığı'nın gözü önünde milyonlarca hastanın yanlış bilgilerle kandırılarak ilaç adı altında sahte ürün satarak elde edilen milyonlarca liralık bir vurgunun hikâyesidir.

        Olay bu sefer benim başımdan geçti.

        Salı günü günlük çalışmalar içinde koşuştururken aniden bir mail bombardımanı başladı, üst üste telefonlar çalmaya başladı, ofis telefonları kilitlendi.

        Gelen soruların hepsi aşağı yukarı birbirinin aynısıydı.

        “İnternette açıklamanızı okuduk, röportajda söylediğiniz çay gerçekten diyabeti kesin iyileştiriyor mu, biz de alıp denemek istiyoruz, ne dersiniz?"

        Merak ettim, bir hastamdan link rica ettim.

        Karşıma benim fotoğrafımla, benimle yapılmış sahte bir röportaj çıktı.

        Yazı, insan psikolojisini iyi bilen, okuyan herkesi inandırabilecek bir profesyonellikte kaleme alınmış.

        Avukatım bile başında ”E ne var bunda, bence çok güzel bir röportaj” dedi, olayın benim adımın kullanıldığı sahtekârlık olduğuna ikna etmek epey zamanımı aldı.

        Yazıyı aşağıda kısaca özetliyorum.

        İLK BÖLÜM: PSİKOLOJİK GÜVEN OLUŞTURMA TAKTİĞİ

        Yazıyı siteden noktasını virgülünü değiştirmeden aldım.

        “Bir endokrinolog olan Prof. Dr. Temel Yılmaz nadiren röportaj verir. Ancak uzun görüşmelerden sonra yine de kendisiyle bir görüşme ayarladık.“ diye başlıyor ve devam ediyor:

        “Prof. Dr. Temel Yılmaz bizi doğrudan kliniğe davet etti. Saat 14:55 vardiyanın bitmesine 5 dakika kalmıştı. Koridorda 5 kişi daha vardı. Dr. Temel Yılmaz herkesi kabul etmeden işi bırakmadı. Vicdanın insanları reddetmesine izin vermediğini söylüyor.

        Dr. Temel Yılmaz bir endokrinologdur. Diyabet tedavisi konusunda Türkiye'nin en iyi uzmanı olarak kabul edilmektedir. Avrupa'dan olanlar da dâhil olmak üzere ünlü kişiler bile onunla istişare için randevu alıyorlar”

        Bu bölümde organize bir manipülasyon var.

        Bunun için tehlikeli bir pazarlama stratejisi ve psikolojik etkileme yöntemi uyguluyorlar.

        Ortada içeriği belirsiz sahte ürün var. Bu ürünü hastayı kandırıp ilaç diye satmak istiyorlar.

        Önce bir site kuruyorlar.

        Bu sitede önce yıllarını bu hastalığın tedavisinde geçirmiş, bilindik ve hastalara güven veren bir isim buluyorlar.

        Bu isimle sahte röportaj yapıyorlar, röportajın başında insanları psikolojik olarak inandırmak için bu ismi gereksiz yere abartılı yüceltiyorlar sonra da ürünü bu isme anlatıyorlar

        İKİNCİ BÖLÜM: HASTA SAHTE BİLGİLERLE KULLANDIĞI İLAÇLARDAN UZAKLAŞTIRILIYOR

        Röportaj devam ediyor:

        "Muhabir: Neden şu anda alınan terapilerle diyabetten kurtulamıyoruz?

        Prof. Dr. TY: Günümüzde tedavinin temeli metformin bazlı ilaçlardır. Ancak metformin, hastalığa ve erken ölüme giden bir yoldur. Tip 2 diyabeti olan tüm insanlara tavsiyem: Size bu tür ilaçları terapi olarak yazan doktorlardan uzak durun.

        Hepsi kandaki insülin seviyesini kritik değerlere yükseltir. Böyle bir miktarda insülinden, ekşi krema gibi kan koyulaşır. Büyük miktarlarda, insülin kelimenin tam anlamıyla karaciğeri, böbrekleri ve diğer organları yok eder.

        İnsülin dokusuyla ve yaptığı etkisiyle mide asidine benzer. Mide asidi mideyi doldurursa eğer ne olacağını hayal edin! Evet, iç organlar yanar!

        Günümüzde tedavinin temeli metformin bazlı ilaçlardır. Ancak metformin, hastalığa ve erken ölüme giden bir yoldur. Tip 2 diyabeti olan tüm insanlara tavsiyem: Size bu tür ilaçları terapi olarak yazan doktorlardan uzak durun.

        Hepsi kandaki insülin seviyesini kritik değerlere yükseltir. Böyle bir miktarda insülinden, ekşi krema gibi kan koyulaşır. Büyük miktarlarda, insülin kelimenin tam anlamıyla karaciğeri, böbrekleri ve diğer organları yok eder. İnsülin dokusuyla ve yaptığı etkisiyle mide asidine benzer. Mide asidi mideyi doldurursa eğer ne olacağını hayal edin! Evet, iç organlar yanar! Bu nedenle istatistiklere göre bu ilaçları kullanan şeker hastalarının % 38'inde kanser gelişir ”

        Bu vurgunun çok tehlikeli bölümü burası.

        Hasta sağlığını riske atıyorlar.

        Sahte röportaj da hastanın ilaçlarını bırakması için sahte bilgilerle insanları yanlış yönlendiriyor, kandırıyor.

        Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlı, kanıta dayalı çalışmalarla kontrolleri yapılmış, güvenilirlik testlerinden geçmiş tıbbi ilaçları “kanı koyulaştıran, damarları tıkayan, kanser yapan, iç organları yakan ilaçlar” olarak yayın yaparak hasta ilaç bırakmaya teşvik ediliyor.

        Sitede ilaçlar aleyhinde verilen tüm bilgiler bilim dışı.

        Yazım dili primitif. Yazıyı yazan kişinin bırakın bir tıp fakültesini, bir üniversiteyi... Eğitim düzeyi çok düşük, daha altlarda.

        Ama insanlar inanıyor. Daha önce hekim olarak buna benzer sahte ilaçlar nedeniyle insülini bırakan iki genç kızın komadan öldüğünün şahidiyim.

        Muhtemeldir ki bu yasal sosyal medya sitelerindeki yazılara inanıp onlarca insan ilaçlarını bırakacak, komaya girecek belki de hayatını kaybedecek.

        ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SAHTE MUCİZE BİTKİSEL ÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ

        Sahte röportaj sonra benim ağzımdan devam ediyor:

        “İnsanların diyabet semptomlarını kendi başlarına tedavi edebilecek belirli ilaçlardan bahsedecek olursak eğer, o zaman (...) gibi bir ürün tavsiye ederim. 2020 yılında Endokrinoloji Araştırma Enstitüsü (Böyle bir kurum yok) tarafından geliştirilmiştir. Bu, metformin gibi kimya değil, çesitli aktif bileşenler içeren doğal diyabetik ürün.

        Ürün, tip 2 diyabet için gerekli olan tüm bileşenleri içerir. (...) dünyanın (!) dört bir yanından toplanan bitkilerin karışımı.

        (...) 'nın temel avantajı, hastalığın kaynağını etkilemesi ve vücuda zarar vermemesidir. Ayrıca, bir diyabet hastasının vücudunu güçlendirir.

        Dünyadaki hiçbir ürün bu kadar zengin bir içeriğe sahip olamaz (!).

        (!)'nın etkinliği eşsizdir! Meslektaşlarım ve ben bu çayı hastalarımıza önermeye başladıktan sonra, sağlık durumlarının iyileşme yüzdesi 96%'ya yükseldi. Bu, 100 kişiden 96'sının (!) diyabetin hoş olmayan tezahürlerinden kurtuldu anlamına gelir. Şeker ölçüm cihazını unutup normal hayata dönebilirler."

        SON BÖLÜM: VURGUNUN ÜLKEYE MALİYETİ

        Yazının bitiminde hasta öyküleri var.

        Fotoğraflar sahte. İsimler sahte. Hastanın ağzından yazılan yazılar, röportajlar sahte.

        Son soru en ilginç noktası:

        “Muhabir: (…) yardımıyla diyabet belirtilerini ne kadar kısa zamanda ortadan kaldırabileceğinizi söyler misiniz?

        Prof. Dr. T.Y: Aslında ev ortamında çok kısa zamanda diyabet belirtilerinden kurtulabilirsiniz! (...) 2-3 ay içerisinde pankreas fonksiyonunu %100 oranında düzeltir”.

        Verilen tedavi süresi ilginç.

        Bu sitelerde satılan diğer ilaçlarla aşağı yukarı aynı, 2-3 ay.

        Çünkü bu tür sahte ilaç siteleri 2-3 ay içinde binlerce hastayı dolandırıp şikâyetler başlayınca ortadan kaybolur.

        Bir süre sonra başka uydurma sahte bir bitkisel ilaç bulup, yeni bir site kurup, yeni bilindik isimler bulup hastaları kandırmaya devam ederler.

        Prof. İbrahim Saraçoğlu, Ender Saraç kullanılan diğer ünlüler.

        Bu siteler yeniden binlerce hastayı inandırırlar, hastaların yüzlercesi ilaç bırakır, komaya girer hatta hayatını kaybeder.

        Bu insanları kandıran, hasta sağlığı ile oynayan siteler, Türkiye’nin gözü önünde ve yasal internet sitelerinde, instagram'da, facebook'ta yayın yaparlar.

        Satışları resmi satış ağları ile yaparlar. Bir telefon numarası konulur, oradan yanıt alırsınız, parayı yatırırsınız. Ürün evinize gelir.

        İlaç diye hastaya gönderilen bitkisel karışım güvenilir midir, içeriği nedir, klinik çalışmaları var mıdır, etkili midir, sitedeki iddialar doğru mudur bunlar vergi verir mi bilinmez.

        Vurgunun boyutu ne kadar mı?

        Çalışmalar bitkisel ürün satış cirosunun devletin ruhsatlı ürün satışının cirosunun üzerine çıktığını, bu tür sahte sitelerde halkı yanıltarak hasta sağlığını tehlikeye atan ilaç pazarının milyon dolarlarla ifade edildiğini gösteriyor.

        En az 20 yıldan bu yana bu senaryoları izlerim.

        Bütün bunları engelleyecek devletin resmi kurumları.

        İçişleri Bakanlığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın, Sağlık Bakanlığı'nın Ticaret Bakanlığı'nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ve bitkisel ürünlere ruhsat veren Tarım ve Hayvancılık Bakanlıklarının çalışmaları var mı, bilmiyorum.

        Ama lütfen bu ve benzer sahte ilaç sitelerinden birine girin. Bu sitelerden diyabeti yeryüzünden silen veya tansiyonu hemen düşüren, obeziteyi yok edip manken gibi zayıflatan, prostatı küçülten ya da seks gücünü artıran, penisi iki kat büyüten ilaçlardan herhangi birisini 0 216 ile başlayan satış numaralarından ısmarlayın sistemin nasıl tıkır tıkır işlediğini göreceksiniz.

        Diğer Yazılar