Issız Adam 1.5 bamya etti
ALTIN Bamya ödüllerini ilk kez duyduğumda, Haberturk.com’daki yazımda Issız Adam kaç bamya eder diye sormuştum. Önceki gece öğrendim ki 1.5 bamya ediyormuş En Bamya Senaryo Ödülü'nü Üç Maymun ile paylaşan film, en Bamya Film Ödülü’nü tek başına kazanabildi. Bir avuç kadının Altın Bamya hayali önceki gece garajistanbul’da gerçekleşti. Ceyda, Alin, Ayşedüzkan ve diğerleri minicik ve imkansız bir bütçeyle muhteşem bir gece düzenlediler. Ve Türk sinemasında seksist, kadını aşağıladıklarını düşündükleri film ve karakterlere ödüller dağıttılar. Kendilerini cesaretleri ve sinemada cinsiyet ayrımcılığına dikkat çektikleri için kutluyorum. Ama Cimdi yaptıkları iş ile ilgili bir eleştirimi dile getirmeliyim. Altın Bamya güzel, ama derinine düşününce mantığını yitiriyor. Mesela, “Sen de mutlu olma e mi Altın Bamya kadın karakter ödülü” verilen Üç Maymun’daki Hacer karakteri bu ödülü neden almıştır? Nuri Bilge Ceylan, Ercan Kesal ve Ebru Ceylan’ın yazdıkları Hacer karakterindeki hata nedir? Gerçek hayatta, kadınlar arasında hiç Hacer yok mudur? Bu ödül yoksa gerçek hayattaki Hacer’leri kınamak için mi verilmektedir? Hacer’in gerçekliği ile hepimizi sarsan Üç Maymun suçlu mudur? Bundan sonra sinemada kadınları Hacer gibi gösteren karakterler yer almasın demek acaba yer yer faşizm sınırlarında gezmek demek değil midir? Recep İvedik karakterine ödül verip, günlük hayatta bıktık Recep’lerden demek başkadır, Recep İvedik’i sinemaya taŞIyan insanları sanal karakter üzerinden suçlamak başka. Sinema hayatın aynası değil miydi? Bu nedenle ödül törenindeki konuşmalar, bir jüri üyesi olarak benim için önemliydi. “Seneye böyle karakterler olmasın” tadındaki konuşmalar Altın Bamya’nın “altını” dolduramadı. Sonuçta cinsiyetçi karakterler kadar cinsiyetçi olduk kızlar :)
Sn. Digiturk, ayıp olmuyor mu?
PAZAR akşamı çok sevdiğim arkadaşlarımın evinde Cloverfield (Canavar) filmini izlemek üzere toplandık. Film Digiturk’ün Moviemax kanalında oynuyordu. Patlamış mısır ve biradan oluşan mühimmat hazırdı. Keyif katsayısı yüksekti. Evsahibi arkadaşımız Cahane hazırlanmıştı. Filmi izlemeye başlamıştık ki, ev sahibini “yer yarılsa da içine girsem” durumuna düşüren bir gelişme yaşandı. Televizyon ekranında şöyle bir ibare oluşmuştu: “Sayın abonemiz, Digiturk faturanızın son ödeme 16 Mart 2009’dur. En kısa zamanda ödeme yapmanızı rica ederiz.Ödeme yaptıysanız bu mesajı dikkate almayınız”. Ay insan bunu nasıl dikkate almaz. Hem evemisafirliğe gelen 12 kişiye rezil ol, hemde bu uyarıyı dikkate alma. Yahu bumesaj bir zarfla gönderilemez mi? Televizyondan böyle bir uyarı göndermek teşhircilik olmuyor.
Bana samimi gelmiyor, gelemiyor
AJDA Pekkan’ın Güldünya konserinde Kürtçe Şarkı söylemesi üzerine yazmak için biraz beklemek istedim. Ama fikrim değişmedi. Ben Ajda Pekkan’ın Kürt açılımını pek de samimi bulmadım. En azından siyasi olarak. Sanatsal açıdan muhteşem bir hareketti. Sesine ve yorumuna bayıldığım Aynur ile onun dilinden şarkı söylemesi harika bir gösteriydi. Ama sadece harika bir gösteriydi o kadar. Ahmet Hakan’ın yazdığına göre, meğerse Ahmet Kaya’nın Serdar Ortaç önderliği ve borazanlığında linç edildiği gece herkes homurdanırken o “Başıma Sıkar Giderim”e eşlik etmiş. Bence bu bir kahramanlık gösterisi değil. “Başıma Sıkar giderim” de bir Başım Belada değil (Yusuf Hayaloğlu’na yürekten bir rahmet). Bu hareket bana göz dolduran bir duruştan çok tatlı su kahramanlığı olarak geliyor. Ajda bu postayı 5 yıl önce yapsaydı ayaklarına kapanırdık. Bugünse sadece, yapıldığında çok sese getireceği bilinen planlı bir şov. Ajda’ya övgüler düzülen ülkede aynı türküyü Adana Dünya Radyo’da çalan Mehmet Arslan hakkında dava açılması da nasıl bir ülkede yaşadığımızın ve aslında çok az şeyin değiştiğinin göstergesi.
ÖTV indirimi kalıcı olmalı
OTOMOBİL sektörü, devletin en kolay vergi tahsilatı yapabildiği birkaç sektörden biridir. Bu nedenle de ne zaman bütçede bir delik, sökük, yırtık hasıl olsa hemen otomobil sektörüne akıllara zarar bir vergi uydurulur. Ya da vergilere zam yapılır.
Otomobil sektörünün pırıl pırıl parladığı son birkaç yıldır devlet bu sektörden çok ciddi gelir sağladı. Dün açıklanan ÖTV indirimi ise, sektör bu kadar tıkanmadan yapılmalıydı. Ama buna şükür. Otomobil dünyasındaki dostlarım birkaç ay rahat nefes alacaklar.
Stoklar eriyecek ve şirketleri üzerindeki yük azalacak. Sonra? Vergi oranları eski haline gelecek. Kimse otomobil stoklamayacak. Sektör küçülecek. İthal otomobil almak isteyenler eski korkunç günlerdeki gibi "geminin gelmesini" beklemeye başlayacaklar. Bence bu ÖTV indirimi kalıcı olmalı.
Ve 1.6 litre üstü otomobillere de yayılmalı. Satışlar artarsa sürümden daha çok vergi toplayabileceğinin farkına varmalı hükümetler. Otomobil sektörünü yıllardır vergi boyunduruğuna alan devlet bu sektöre bunu borçludur. Lider atkısı uygulamasına son
BUGÜNLERDE gazetelerin manşetlerinde siyasi liderlerin boyunlarında tuhaf atkılar var. Her günkü manşette de bu atkı değişiyor. Liderler her gittikleri şehrin takımının atkısını takıyorlar. “Ben de sizden biriyim” mesajı veriyorlar. Peki halk buna inanıyor mu? Kendi şehrinde kendi takımının atkısı ile gördüğü bir lider, ertesi gün gazeteye komşu kentin atkısı ile çıktığında ne hissediyor? Bana son derece yapmacık ve riyakar geliyor bu uygulama. Sen benim küçük Cehrimin küçük takımına hiçbir yardımda bulunma, ilk 11’i kim bilme, doğru dürüst forması kramponu var mı bilme sonra oy alacağım diye atkımı boynuna tak! Yok böyle bir samimiyetsizlik! Bu uygulamadan ilk vazgeçen lider samimiyet sınavında bir adım öne geçecektir kanımca.