Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bundan 12 yıl öncesinden başlayarak gazete arşivlerinde bir tarama yaparsanız, bugünlerde "miras kavgası" olarak manşetlere çıkan "Necmettin Erbakan'ın trilyonluk serveti iç edildi" haberlerine konu edilen mal varlığı ile ilgili olarak, bu sütunun yazarının "Değirmenin suyu nereden geliyor?" sorusunun yanıtını aradığını bulursunuz...

        1989 yılında Türkiye'nin en büyük gömlek fabrikasını kuran Ahmet Tayan'ın şirketi Öztay Tekstil'in, 2000 yılında banka kredi borçları nedeniyle Erbakan'ın güvenilir mutemetlerinden Mustafa Şimşek'in sahibi göründüğü Elif Tekstil'e satıldığı günlerdi.

        Şimşek yalnızca fabrikaları satın almamış, aynı gün Şehmuz Tatlıcı'nın Kanlıca'daki yalısını da şirketin üzerine geçirmişti.

        Şimşek'in mali gücü var mıydı? Üzerine kayıtlı olan Elif Tekstil küçük bir firmaydı...

        Öztay Tekstil, 2010 yılında iflas edene kadar geçen sürede Erbakan'ın yeğenleri ve SP'nin kasası Mercimek Holding'in üzerinden el değiştirmiş, en son damadı Mehmet Altınöz'ün aralarında olduğu mutemet grubuna devredilmişti.

        Halk Bankası, firmayı 2010 yılında icra yoluyla sattı. Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın başında olduğu Milda basım tesislerinin üzerine kondu. Milda, Özelleştirme İdaresi'nin raporlarına göre 40 milyon lira değer biçilen Giresun'daki Seka tesislerini 2003 yılında 3.5 milyon dolara satın almıştı. Aile içinde ilk para kavgası, Necmettin Erbakan ile kardeşi Kemalettin Erbakan arasında yaşandı. Fatih Erbakan'ın servet içinde yüzmesi dillendirilmeye başlandı... Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) aynı süreçte bir soruşturma başlattı ancak devamı gelmedi.

        Gözümüzün önünde kaynağı belli olmayan bir servet el değiştiriyor, ortaya koyduğum belgeler naçizane köşemde karalama notları olarak kalıyordu.

        Ne zamana kadar?..

        Erbakan 27 Şubat 2011 'de vefat edip, kızı Zeynep Erbakan eşinden boşanana kadar.

        Çölde sürgün evi aradı

        Takke düştü, kel göründü misali, perde arkasındaki gelişmeler bana daha ilginç gelmeye başladı. Zeynep Hanım, 1994 yılında Ankara'nın gayrimenkul zengini ailelerinden Prof. Dr. Ömer Faruk Baykoç ile Sheraton'da görkemli bir düğün ile dünya evine girmişti. Çiftin 4 evlatları oldu. Çift geçtiğimiz aylarda boşandı, en büyüğü 17 yaşında olan çocuklar babada kaldı. ODTÜ mezunu Zeynep Hanım, "Görücü usülü ile evlendirildim, nişanladıktan sonra başımı örttüm" gibi açıklamalar yaptı.

        "Cihat paralarına el koydular" çıkışını yapan SP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, eşinden yeni ayrılan Zeynep Hanım'a kol kanat gererek, SP Kadın Kolları Başkanlığı koltuğuna oturttu.

        Gayrimenkul zengini olan eşinden nafaka talebi olmayan Zeynep Hanım, babasından kalan 7-8 milyar liralık maaşla geçiniyor. Hatta henüz bir eve yerleşmemiş, otelde yaşıyormuş...

        Baykoç ailesinin Erbakan sevgisi herkesin malumu, çıtları çıkmıyor... Ancak Erbakan ın diğer çocukları Elif ve Fatih Erbakan bu boşanmayı engellemek için çok çaba sarfetmişler...

        Biraz da ileri gidip sağda, solda "Kardeşimiz sara hastası olmasına rağmen eniştemiz bu evliliği taşıdı" gibi yorumlar yapılmasına ses çıkarmıyorlar...

        Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın üzerine kalan "Erbakan'ın kızıyla evlenmek istemişti" dedikodusunun ayrıntılarına da bu vesileyle vakıf oldum! Meğer Elif Hanım'a talip olan "genç", o günlerde bir başka "gazeteciymiş"... Olayın birinci dereceden şahidi olan Sultan Baba Dergâhı'nın (Erbakan ın merhum eşi Nermin Hanım ve Tayyip Erdoğan ın eşi Emine Erdoğan ın sık sık ziyaret ettikleri) ünlü hatibelerden "Gelin Fatma Tamgüney" bu talebe aracılık etmiş. Ancak başarılı olamamış.

        Elif Hanım'ın başı, babası Erbakan ile 28 Şubat sonrasında babasıyla gittiği Umre'de Mehmet Altınöz ile bağlanıyor: 2001 yılında da evlilik gerçekleşiyor. Bu Suudi Arabistan ziyaretinin asıl amacının, Erbakan ın o günlerde kendine bir sürgün evi arayışı olduğu söyleniyor.

        Erbakan'a Riyad ziyareti sırasında, Suud Prensi Abdullah'ın refaket ettiği 4 kişilik bir heyetle Arap çöllerinde ev bakılıyor...

        Para, pul işlerine geri dönersem; Hazine'den aldığı 784 bin lira, faizi ile birlikte 15 trilyon lira olarak tahsil edilmek üzere, Erbakan Hoca iki yılı aşkın bir süre ev hapsinde tutulurken, borçları damadı Altınöz üstleniyor. 5 takside bölünen borçları Bursa nın mobilya sanayicisi ailelerinden birine mensup olan Altınöz ödemeyi sürdürüyor.

        Bizde âdettir, para trafiğinin ortaya çıkması için mutlaka bir boşanma hikâyesi olmalı!!!

        Evlilikler yürürken sorun olmayan "servetler", kasalar ayrılınca baş ağrıtıyor.

        Diğer Yazılar