Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çocukluğumdan beri kayıtlarını dinlediğim, yeryüzüne özel bir yerden farklı bir şansla geldiğine inandığım ünlü Alman kemancı Anne Sophie Mutter’i canlı olarak ilk kez New York’ta dinlemiştim. O yıllarda 55. caddenin 7. avenue ile kesiştiği köşe apartmanında oturuyordum. Bir sokak ötede en sevdiğim nota dükkanı Patelson, ve bir sonraki 57. caddenin tam köşesinde dünyanın en prestijli konser salonlarından biri olan Carnegie Hall ihtişamıyla durur. Fırsat buldukça, New York kentinin sunduğu nimetleri yakalamaya çalışıyor, önemli bulduğum konserleri kaçırmıyor ve bu mega kentte yaşamaktan sonsuz keyif alıyordum.

        1999 yılı şubat ayında Mutter, orkestra şefi Seiji Osawa ve Boston Senfoni eşliğinde konser kemancıları repertuvarının pırlantası sayılan Beethoven’in Konçertosu ile New York’a geldi… Ülkemizden gelen misafir dostlarımla birlikte o akşam Carnegie Hall’a gittik. Heyecanım dorukta halimle salonun en ön sırasındaki dinleyici koltuğuma oturdum. Birkaç dakika sonra Mutter tüm yalınlığı, dinginliği, şıklığı, inanılmaz güzelliği ve Stradivarius kemanıyla sahnedeki yerini aldı. Kemanıyla “Tek Vücud” olan yıldız kemancıyı bir metre mesafeden dinlerken nefes alışını duyabiliyor, eserin her nota ve ölçüsünü kafamdan onunla birlikte çalıyordum. O an hissettiğim en güzel şeyse, karşımdaki “Star” herşeyden önce bir insandı…

        Diğer Yazılar