Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "Tuncay Yılmaz gerçek bir müzisyen ve değerli bir kemancı... Bu yeteneği ve özellikleriyle kabul görmeyi fazlasıyla hak ediyor..." İdil Biret Bugün müzik köşemde siz değerli okuyucularım, müzik dostlarım ve sanat severlerle ekim ayının ikinci yarısında raflardaki yerini bulacak yeni çalışmam olan "Rosepage" adlı albüm haberini paylaşmak istiyorum. Albüm kitapçığındaki önsözü için dünyada en fazla tanınan sanatçımız sevgili İdil Biret'e, albüm hakkındaki değerli yorumları içeren metin için duayen sayın Doğan Hızlan'a, harika albüm kapak portresi için ressam arkadaşım Yiğit Yazıcı'ya, sevgili Yavaş kardeşlerin maddi manevi desteklerine, İngilizce tercümeleri için sevgili Mary Berkmen'e, teknik destek için arkadaşım Cihat Aşkın'a, her zaman yanımızda olan değerli menajerim İbrahim Yaşar'a ve bu albüm için emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum. Müziğe ve kemana olan sevgimin coşkulu bir yansıması olduğunu düşündüğüm bu albüm, 90'lı yıllardan beri resitallerim sonrasında bis olarak seslendirdiğim, severek çaldığım, butik keman parçaları repertuvarımdan özenle seçtiğim eserlerden oluşmaktadır. Albümü hazırlarken "az ama öz söylemek" anlayışını ön planda tuttum. Çünkü küçük keman parçaları, virtüöz repertuvarlarının önemli hazinelerindendir. Bu eserler, benim repertuvarımın da değerli mücevherlerindendir. Dünya ikilisi olarak, uzun zamandır dünya sanat merkezleri ve sahnelerinde daimi piyanistim Robert Markham eşliğinde birlikte yorumladığımız bu eserleri kayıt ederek "Rosepage" adıyla bir albümde toplamış olmaktan dolayı mutluyuz. Rosepage, keman için bestelenmiş piyano eşlikli düzenlemeler ve danslardan oluşan bir albümdür. Albümdeki eserler sırasıyla; büyük besteci Bach'ın müziği üzerine Fransız besteci Gounod'nun olağanüstü güzel bir düzenlemesi olan "Ave Maria", kadın besteci Pradies'e ait "Sicilienne", Elgar'dan "Chanson de Matin", "Sabah Şarkısı", bir Kreisler düzenlemesi olan Beethoven "Rondino"su, ünlü bir konser parçası olan Schubert/Remenyi uyarlaması "Staendchen". Gugliemi'nin bestelediği ve Fransız Chanson şarkıcısı Edith Piaf'ın ününe ün katan "La Vie En Rose" adlı popüler şarkıyı, değerli genç Türk bestecisi Oğuzhan Balcı bana ve ikilimize özel olarak düzenledi. Bu güzel chansonu kemanımla yorumlayabilmek benim için ayrıca özel bir zevkti. Granados/Kreisler aranjmanı "Andaluza", konser parçası olarak benim en sevdiğim bislerimdendir. Ondan sonra Joachim'in kusursuz bir düzenlemesi olan son derece virtüöz pasajlarla dolu Brahms'ın 1. ve 2. Macar dansları ve Vecsey'den "Vals Triste", "Hüzünlü Vals"i geliyor. Türk bestecisi Saygun'dan "Horon"... Büyük bestecimizi bu canlı ve gösterişli Karadeniz dansını klasik müziğe kazandırmasından dolayı şükranla anıyorum. Ve son olarak "Gülnihal", Bach'la çağdaş olan Dedeefendi'nin bir şarkısı, bilhassa benim için özel bir yere sahiptir. Değerli uyarlamasıyla esere ayrı bir renk veren, Oğuzhan Balcı'nın bana ve ikilime olan jestini unutmayacak ve daima sevgiyle anacağım.

        Diğer Yazılar