Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kardeşliğin, dostluğun ve barışın olduğu, insanların sevgiyle ve büyük bir dayanışma içinde birbirlerine sarıldığı özgür ve güzel bir ilkbahara merhaba...

        İlkbahar, doğadaki her şeyin yeniden uyanışı, canlanması ve yeniden doğuşunu temsil eder. Bu mevsim, yaşamın devamlılığının da bir simgesidir. Hayatın canlanarak yenilenmesiyle tazelenen enerji hareketlilik, geleceğin de müjdecisidir. Bu güzel mevsimde umutlarımız güçlenir ve hayallerimizin ufku genişler. Bu renkli enerji bizlerin yaşama sevincini pekiştirir. İşte bu yüzden ilkbahar, birçok büyük besteci ve sanatçıya eserlerinde konu olmuştur. Boticelli'nin "Le Printemps/ İlkbahar" adlı ünlü tablosuna hayran olmamak mümkün müdür? Mevsimin özelliklerini, orkestral yapıtlardan biri olan Stravinsky'nin "Bahar Ayini" adlı olağanüstü eserinde de var gücüyle hissederiz. Oda müziğinde ise aynı etkiyi, adeta bir başyapıt sayılan Beethoven'in 5 numaralı "İlkbahar" adlı piyano ve keman sonatında muhteşem bir anlatım ve şiirsellikle duyumsayabiliriz...

        Devamlılığın, ilerlemenin ve gelişmenin müjdecisi olan ilkbaharda, kendimden sonra gelen, sevgili genç kuşak Türk kemancılarına büyük bir müjdem var. Bilindiği üzere, lisans üstü eğitim ve öğrenim için Alman devletinden burslu olarak gittiğim Almanya'da solistlik sınıflarında değerli keman virtüözü ve büyük keman pedagogu Joshua Epstein tarafından yetiştirildim. Keman repertuvarını A'dan Z'ye kendisiyle çalıştığım, Bartok, Beethoven ve Brahms gibi önemli konçertoları gösterdiği yol ve ışıkla ortaya çıkardığım büyük usta, değerli hocam Epstein'ın Almanya'daki Saarbrücken Müzik Yüksek Okulu'nun yanı sıra, konuk profesör olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Devlet Konservatuvarı'nın daveti üzerine, İzmir'de de dersler verecek olması, ülkemizdeki keman eğitimi ve ekolü adına son derece önemli bir gelişmedir.

        Arthur Grumiaux ve Andre Gertler gibi büyük pedagogların öğrencisi olup, 60'lı yılların genç kemancısı olarak Carl Flesch yarışması altın madalyasını kazanan Joshua Epstein, Sibelius, Paganini ve Kraliçe Elisabeth konkurlarında da ödüller kazanmıştır. Bir virtüöz ve pedagog olarak Avrupa'da tanınan Epstein'ı İzmir'de görmek ve yaşamak -şahsım adına- özel bir mutluluk ve gurur verici bir olaydır.

        "Biz gidemiyorsak getirtelim!..." sloganıyla saygıdeğer Filiz Sarper Eczacıbaşı himayesinde İzmir'de başlattığım Akademi İKSEV Uluslararası Keman Okulu'ndaki ustalık sınıfının her yılın eylül ayında devam ediyor olması çok sevindiricidir. İzmir Devlet Konservatuvarı'nda ise böylesine evrensel bir değer ve markanın düzenli olarak dersler verecek ve yıldız öğrencileri yetiştirecek olması da bambaşka bir kazanımdır. Altını özellikle çizmek isterim.

        İzmir Konservatuvarı'nın değerli ve yeni müdürü, korno sanatçımız ve fevkalade öğrenciler yetiştiren değerli hoca, sevgili dostum Kerim Gürerk'in, ülkemizdeki keman eğitimi üzerinde aramızda geçen düşünce alışverişinin sonucunda -kendi vizyonu ve çabaları sayesinde- bu değerli ortak hayalimizin gerçekleşmesi, bana göre Türkiye'deki keman ekolü adına en büyük müjdedir! Böylesine idealist müzisyen dostlar artık zor bulunuyorlar. Bu evrensel ve başarılı "örnek" girişiminden dolayı Dokuz Eylül Üniversitesi'ni ve Sayın Kerim Gürerk'i candan kutluyorum!...

        Diğer Yazılar