Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Pervin Saygılısoy’un bebeğini kucağına almasından 4.5 ay geçmişti. Bir gün eşinin tekstil atölyesinde makinelerin gürültüsüne rağmen Tutku bebeğin mışıl mışıl uyuduğunu fark etti. Soluğu doktorda aldı. İşitmede bir sorun vardı ama tam teşhis konulamadı. Şansını yurtdışında denedi. Paris’te “Duvar gibi sağır” dedi doktorlar. Ama Fransa’da doğuştan işitme engellilere konuşma öğretmek için eğitim de veriliyordu. Kararını verdi. Yeniden öğrenci olacak, Tutku’nun konuşmasını sağlayacaktı. Eğitimini tamamlayıp döndü. İlk dersin adı “puf”tu. Pervin Saygılısoy tam 4 ay sırt çantasında 6 kiloluk bir mum taşıdı. Her fırsatta mumu yakıyor, kendisi üflüyor, bebeğine “puf” diyerek söndürmeyi öğretmeye çalışıyordu.

        Ne yapsa olmadı. Aylar geçti, 6 kiloluk mum eridi... Tutku 18 aylıktı... İzmir’de ana oğul dolaşırlarken bir kırtasiyede içinde nohut tanesi gibi bir parça olan izci düdüklerini gördü. Hemen satın aldı. Bir kaldırıma oturdu, her zaman yaptığı gibi yüzünü oğlunun yüzüne iyice yaklaştırıp tane tane konuştu: “Şimdi bu düdüğü çalacağız.” Düdük çalınırken elinde hisssettiği titreşim Tutku’nun hoşuna gitti ve güldü. Bir, iki derken düdük bu defa Tutku’nun dudaklarındaydı. Düüüt! Annesi çığlık çığlığa bağırmaya başladı: “Başardık. Oğlum konuşmayı da başaracak!” Hayret dolu bakışlara aldırmamayı çoktan öğrenmişti...

        Sonra harflere başladılar. Her harf için bir defter hazırladı Pervin Saygılısoy. Harflerden sonra heceler... Heceyi kelimelerin çıkardığı sesler izledi, kelimeleri de cümleler...

        Fransa’da eğitim aldığı hocalar söylemişti: “Öğrettiğiniz her şeyi kaydediyor. Konuşmasa da vazgeçmeyin. Zamanı geldiğinde kaydettiği her şey dökülecek.” Vazgeçmedi. Tutku zaman zaman isyan etti, öğrenmemekte direndi. Su içmek istediğinde annesini kolundan çekiyor, bardağı ya da suyu gösteriyordu. Anneyse sabırla yüzünü oğlunun yüzüne yaklaştırıyor, elini kendi ağzına götürüyor “Su” diyordu. Konuşmaya yönlendirmek için “Su demezsen su yok” dediği de oluyordu. İçi açıyor ama Tutku’yu konuşturmak için başka çaresi olmadığını biliyordu...

        3 YAŞINDA İLK KELİME

        Pervin Saygılısoy, Tutku’yu okula da hazırladı. 2.5 yaşında yarım gün işitme engellilere eğitim veren bir yuvaya gönderiyor, yarım gün de normal bir yuvaya bırakıyordu. Sosyal hayata alışsın istiyordu. Tutku 3 yaşına geldiğinde bir gün oyundan sonra yüzünü annesinin yüzüne yaklaştırıp “Su” dedi. Bir kez daha başarmışlardı. Pervin Hanım ilkokul yaşı geldiğinde oğlunu engellilerin değil normal çocukların gittiği okula yazdırdı.

        Ve tutku ilk cümlesini de 6 yaşında kurdu: “Anne seni seviyorum!” Pervin Saygılısoy “Öğretmenini aradım. ‘Bugün Tutku olağanüstü bir şey yaşadı mı’ diye sordum” diyor. “Belki biri onu incitmişti. Öğretmeni ‘Hayır. Sıradan bir gündü. Sevgi konusunu işledik’ dedi. Bu yanıt yetmişti... Bir zafer çığlığı attım.” Tutku hiçbir şey duymuyor ama öğretmenin yazdıklarını defterine geçiriyordu. Annesi okuldaki dersleri Tutku’ya evde öğretiyordu. Öğrendiklerini sesle ifade etmesi için uğraşıyordu. Tutku’nun sınav notları da iyiydi. Derken 13 yaşında Tutku’ya İngilizce kelimeleri öğretmeye başladı. Ardından Fransızca...

        ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI

        Sıra üniversitedeydi. Tutku’nun konuşma becerisi tam ilerlemememişti ama yazılı sınavlarda başarılıydı. Tutku, İstanbul Ticaret Üniversitesi İngilizce Moda Tekstil Tasarım Bölümü’nü kazandı. Öğretmeni yine annesi... Sonunda oğlu kep atarken artık konuşması da ilerlemişti. Derdini İngilizce, Türkçe ve bin kelimelik Fransızca’sıyla anlatabiliyordu.

        Ve Tutku Saygılısoy bir gün Facebook’ta tanıştığı Endonezyalı Mega’ya âşık oldu. Uzun mesafeleri katetmeye alışıktı, uçağa atladı yanına gitti. 3 Kasım 2012’de evlendiler. Dini ve resmi nikâh Jakarta’da oldu. Tutku en anlamlı konuşmasını İngilizce yaptı: “Kızını alıyorum baba. Ona çok iyi bakacağım.”

        "TOPLUMU DA EĞİTTİM"

        Pervin Saygılısoy, 28 yaşında başladığı mücadeleyi 22 yıl sürdürdü. “Yalnızca oğlumu sosyal hayata katmak için değil, insanlara karşı da mücadele verdim. Ağır travmalar yaşadım” diyor. “Otobüste Tutku’yu kucağına alan yaşlı kadının işitme cihazını görünce ‘Al kucağımdan. Evde torunlarım var. Onlara da bulaşır’ sözünü asla unutmadım”... Ama geçti. Şimdi çok yorgun ama mutlu.

        Diğer Yazılar