Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yargıtay 18. Ceza Dairesi Üyesi Necip Topuz, Yargıtay üyesi seçilmeden önce Muğla Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyordu.

        13 Temmuz 2016 tarihinde Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanan Topuz, atamasından üç gün sonra 15 Temmuz darbe girişimini yaşadı. Topuz, 15 Temmuz’un en önemli iddianamelerinden biri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi davasının 211 sayfalık iddianamesini hazırlayan isim.

        Necip Topuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu sırada yaşanan darbe girişimine ilişkin anılarını ilk kez kaleme aldı.

        Yargıtay Başkanlığı’nın çıkardığı “Anılarla Yargıtay” kitabına 15 Temmuz'da yaşananları anlatan Topuz, darbe girişimini haber aldıktan sonra Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te olduğunu öğrendiğini yazdı.

        İşte, Topuz’un kaleminden 15 Temmuz gecesi yaşananlar:

        “O gece, bendenizin yaşadığı en uzun geceydi diyebilirim. Nitekim, Akyaka’dan Muğla’ya dönerken yol hiç bitmedi sanki. Canımızdan endişemiz hiç olmadı, çünkü o yüce yaradanın takdirindedir. Ancak endişemizin yekünu milletimizin atisine dairdi. Zira, Muğla’ya doğru seyir halinde iken devletin hukuk güvenliği şemsiyesinin üzerimizden kalktığını hissetmiştim. O zaman insan bunun ne kadar dehşetengiz bir şey olduğunu hissediyor. Alçakça teşebbüs başladığında hiç kimsenin ne canının ne malının emniyette olmadığını, sıfatların, malın, mülkün, ırkın, namusun hülasası hiçbir şeyin güven altında olmadığını fark ediyor insan.

        O akşam Muğla’ya döndükten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın Marmaris’te olduğunu öğrendiğimde yaşadığım tedirginliği anlatmaya kelimeler kifayet etmez. Zira bu alçakça teşebbüs başlar başlamaz, kimler tarafından yapılmış olabileceğini öngörmek bizim açımızdan çok da zor olmamıştı. Bunun tabii sonucu olarak da, ilk hedefin devletimizin başı olan Sayın Cumhurbaşkanımız olacağını da tahmin etmek güç olmadı.

        REKLAM

        Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızı Muğla il sınırlarında, güvenliğini sağlamak ve sağ salim yolcu etmenin güçlüğünü (ortamın ne kadar güvensiz olduğu da düşünülürse), durumun hassasiyetini anlatmaya gerek yok sanırım. Sayın Cumhurbaşkanımızın Dalaman’dan Ata Uçağına binip, sağ salim kalkış yaptığını duyduğumda derin bir nefes aldığımızı ve kriz merkezinde bir olumlu havanın estiğini hatırlıyorum. Bu hava maalesef çok sürmedi, kısa bir süre sonra Marmaris’ten çatışma ve içimizi kanatan şehit haberleri gelmeye başladı. Biz kriz merkezinde, tüm adli ve mülki erkanla birlikte bu çatışmaların durdurulabilmesi için çabalıyorduk.”

        Necip Topuz, 15 Temmuz gecesi Muğla Valisi ile birlikte, suikast timleri henüz Marmaris’ten ayrılmadan Marmaris’e sabaha karşı 05.00 sıralarında indiklerini de belirterek, “Sonra, bizim için fırtına gibi bir süreç başladı” diye anlattı.

        ***

        Bir kızı iki kardeş kaçırırsa…

        “Anılarla Yargıtay” kitabında dikkatimi çeken ikinci anı, Yargıtay 19. Ceza Dairesi Başkanı Ramazan Özkepir’in yaşadığı olay oldu.

        “Bu kadar da olmaz” dedirten olayı, Özkepir’in kaleminden aktarıyorum:

        “1983 yılında Bolu’da Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmaktaydım.

        22 yaşındaki erkek sanık, Bolu’nun merkezi ve en büyük parkı olan Köroğlu Parkı’nda tanıştığı 17 yaşındaki mağdureyi evlenmek amacıyla kaçırır. Mağdureyi ailesiyle birlikte kaldıkları eve götürürken, yolda kendisinden bir yaş küçük erkek kardeşi ile karşılaşır. Erkek kardeşine durumu anlatır. Erkek kardeş, babasının evde olduğunu, annesi ile babasının kavga ettiklerini, evde ortamın zaten gergin olduğunu, kızı eve götürmenin iyi bir fikir olmadığını, eve gittiklerinde kendisiyle de kavga edebileceklerini söyler.

        Arkasından, ortak bir tanıdıklarının evde tek kaldığını, mağdureyi oraya götürmesini; ancak önceden gidip görüşmesinin iyi olacağını ifade edip, sen gelinceye kadar biz mağdure ile bir yerde seni bekleyelim diyerek ikna eder.

        Mağdureyi kaçıran ağabey, kardeşinin söylediği eve bakmaya gider gitmez küçük kardeş bu sefer mağdureyi ikna ederek kendisi bir başka eve götürür. Küçük kardeş mağdure ile burada üç gün birlikte olurlar ve rıza dahilinde cinsel ilişkide bulunurlar.

        Mağdurenin babasının şikâyeti üzerine Jandarma sanığı mevcutlu olarak önüme getirdi. Tutuklanması için sevk ettim. Tutuklandı. Ertesi gün odamın kapısı çalındı. Yaşlı bir şahıs, benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim. ‘Savcı bey, ben size akıl danışmaya geldim, kızı önce büyük oğlum, sonra da küçük oğlum kaçırdı. Ben bunlardan birisiyle mağdureyi evlendirmek istiyorum. Acaba hangisiyle evlendirsem" diye sordu.

        Ben de, ‘Çok zor bir soru, yaşanan olaylardan sonra hangisiyle evlendireceğine hâlâ karar veremediysen ben ne diyebilirim’ dedim. Doğal olarak mağdure cezaevinde küçük kardeş ile evlendirildi.”

        Diğer Yazılar