Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Elinizde hiçbir delil yokken, size karşı açılan bir davada; hakaret içeren, kişilik haklarına saldırı niteliğindeki kelimeleri kullanabilir misiniz?

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan karara göre, karşılıklı boşanma davası açan çiftlerden biri, savunma dilekçesine bir kadının onurunu, namusunu ve gururunu kıracak ne kadar cümle varsa kullandı.

        Avukat olan R.K. daha önce üç kez boşanma davası açıp sonra feragat ettiği eşine karşı yeniden boşanma davası açtı. Eşi F.K. da karşı dava açtı. Avukat R.K. boşanma davasında kendisini savunmak için şöyle bir savunma yaptı: “Gece-gündüz internette başka erkekler ile görüşerek sık sık yurt dışına gitme, yurt dışında, Antalya ve İstanbul’da erkekler ile ilişki kurma, sadakatsiz olma, para veya menfaat karşılığında insanlarla düşüp kalkma, para karşılığı günü birlik cinsel ilişkiler kurma, bu tür hareketleri alışkanlık haline getirme, evli erkekleri çarparak tapularını ellerinden alma, hatta davalıya ait bazı tapuları da bu şekilde elde etme ve akıl hastası olma”

        Savunma dilekçesinde eşine hakaretler yağdıran R.K. hakkında eşi Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Boşanma davası açtığı eşinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia eden F.K. 50 bin liralık manevi tazminat talep etti.

        REKLAM

        Dava sonrası davalı R.K. yine ilginç bir savunma yaparak, davacı eşinin “hak arama paranoyası” hastalığına yakalandığını iddia etti. Eşinin kötü niyetli olduğunu iddia eden R.K. eşinin kendisine karşı cinsel saldırı ve tecavüz iddiasında bile bulunarak şikayetçi olduğunu belirtti.

        Yerel Mahkeme; kadının açtığı davayı kabul ederek, savunma dilekçesinde kullanılan ifadelerin savunma dokunulmazlığı sınırlarını aştığını belirterek R.K. yı 15 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum etti.

        Mahkeme, gerekçeli kararında şu görüşlere yer verdi: “Kullanılan ifadeler ve iddialar davacının doğrudan ırz ve namusuna yönelik ifadeler. Bu tür isnat ve ifadelerin her birinin ayrı ayrı tüm Türkiye’de toplumun her kesiminde, belki dünyanın tüm milletleri içerisinde onur kırıcı, kişilik haklarını zedeleyici, kabul edilemez ve hakaret olarak kabul edileceği, davalının bu isnat ve ifadeleri, boşanma davasında davacının daha fazla kusurlu olduğunu ispat için ileri sürdüğü, boşanma davası yönünden bu ifadeler uyuşmazlıkla bağlantılı sayılsa bile, iddiaların her birinin ifade ediliş biçiminin ve iddiaların hukuki dinlenilme hakkı ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu nedenle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu hususunda tereddüt bulunmadığı, davalının bu iddialarının doğruluğunu ispat için ne boşanma davasında ne de eldeki davada ispata elverişli delil ileri sürmediği, buna göre davalının, hak arama hürriyeti ile hukuki dinlenilme hakkı ve savunma dokunulmazlığı sınırlarını aştığı gerekçesiyle 15 bin lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.”

        Mahkeme, bir kadının ırz ve namusuna yönelik saldırılar yaparak savunma yapan kocayı tazminata mahkum etti. Ancak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bu kararı bozdu.

        Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, davalı koca tarafından dava dosyasına sunulan dilekçede kullandığı ifadeleri, “Hak arama özgürlüğü, iddia ve yasal savunma sınırları dahilinde olduğuna” karar verdi. Davalı kocanın kullandığı ifadeleri kişilik haklarına saldırı mahiyetinde görmeyen Yargıtay’ın bozma kararına yerel mahkeme direndi.

        REKLAM

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gelen dosyaya ilişkin oyçokluğuyla “davanın reddi” hükmü verildi. Bu görüşe katılmayan muhalif üyeler, karşıoy yazılarında , “Kişiliğe yönelik müdahale, hukuka aykırı olduğu takdirde kişiliğe saldırı sayılır” görüşünü savundular.

        REKLAM

        *

        “Tarikatçı” demek, hakaret sayılmadı

        Geçtiğimiz hafta, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine gelen dosyalardan birini kaleme almıştım.

        “Tarikatçı” sözünün hakaret sayılıp sayılmayacağına dair nihai kararın çıkacağını yazmıştım. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yazım yayınlandıktan hemen sonra bu konuda kararını verdi.

        Genel Kurul üyeleri, oybirliğiyle birine “tarikatçı” demlenin hakaret olarak kabul edilmeyeceğine karar verdi.

        Emsal sayılan bu karar sonrası birine veya bir kuruma “tarikatçı” demek hakaret kabul edilmeyecek.

        Diğer Yazılar