Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Günlerdir süren ve hepimizin ciğerlerini dağlayan yangınlar halen devam ediyor. Herkes çözüm yolu bulmak için çabalar sarf ediyor.

        Oksijen depomuz olan ormanlarda kaç meşe, kızılçam yanarak kül oldu? Hayatını yanarak kaybeden kaplumbağa, tavşan, geyik, yılan ve daha pek çok canlı var.

        Kimi sorumlu tutacağız?

        Türk Hava Kurumu’na ait yangın söndürme uçaklarının uçamayacak duruma gelmesinin nedeni ne?

        Uçaklar kullanılır durumda olsaydı yangınlar bu kadar büyümeden söndürülebilir miydi?

        Bundan sonra ne yapmak gerekir?

        THK neden yangın söndürme uçaklarını uçuramıyor?

        Kayyumdan önce Türk Hava Kurumu’nda Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapan Emekli Hava Albay Vasıf Yüceliş bu sorulara yanıt verdi.

        Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığı süre içerisinde tek kuruş para almadığını söyleyen Yüceliş, “Şu anda yangın söndürme uçakları tamir edilse dahi THK'da bu işler için özel olarak eğitilen tek bir pilot yok” dedi.

        Yüceliş’e, halkın fitre, zekat ve kurban derisiyle bağışlarından elde edilen gelirlerle ayakta duran Türk Hava Kurumu’nun bugün tartışılan bir kurum olmasının ve yangınlara neden müdahale edemeyecek duruma gelmesinin nedenlerini sordum.

        Soru: THK’dan neden istifa ettiniz?

        Yüceliş: Onaylayamayacağımız kararlar önümüze gelince istifa ettim. Gönülden yapıyordum bu işi. Maaş ve prim almadan 10 yıl çalıştım. Hiçbir getirisi olmadan, üstelik cepten para harcayarak yönetim kurulu üyeliği yaptım.

        Soru: THK neden yangınlara müdahale edemedi?

        Yüceliş: Şu anda yangın söndürme uçaklarını kullanacak tek bir pilot yok. CL215 amfibik (hem karada hem de suda hareket edebilen) yangın söndürme uçaklarını kullanacak pilotları işten attılar. Benim görev yaptığım dönemde 9 yangın söndürme uçağı vardı. Bunlardan bir tanesi İtalya'da kaza yaptı. İki tanesi de denize iniş sırasında hasar gördü. Daha sonra arızalanan uçakların parçaları sökülerek diğer uçaklara verildi. Yani kaza yapan üç uçağın parçaları yedek parça olarak kullanıldı. Toplamda 6 uçağımız kalmıştı, uçar pozisyondaydılar. Bunların ikisi bir hafta içinde uçabilir duruma getirilebilir. Diğer 4 uçak ise iki yıldır uçmadıkları için belki bir aylık zaman gerekebilir.

        Her uçakta 2 pilot oluyor. Yaklaşık 20 pilot vardı. Bu uçaklar geldiği zaman kendi pilotlarımız arasından önce gönüllüleri seçtik ve onları eğitime aldık. İtalya ve Kanada’dan kaptan pilot getirdik eğittirdik. Aylık 20 bin dolar verdik uzman pilotlara.

        Belli bir saat uçmaları gerekiyordu. 4-5 yıl sonunda bizim pilotlarımız kaptan pilot oldular. Ancak THK yangın söndürme konusunda yanlış politikalar uygulayarak pilotların pasifize olmasına neden oldu. Ve daha sonra bu pilotları da işten attıkları için bu pilotlar şimdi başka şirketlerde işe girdiler.

        Soru: THK da görevli pilotlar aylık ne kadar maaş alıyordu?

        Yüceliş: Türkiye'de bir kaptan pilotun aldığı para 8 bin euro civarında. Dolayısıyla bizim pilotlarımıza da bu para veriliyordu.

        “İLK KEZ PİLOT OLMAYAN BİRİ THK BAŞKANI OLDU”

        Soru: THK Başkanı Cenap Aşçı, Habertürk'te yaptığı açıklamada kayyumun yetkisi olmadığını, atıl bırakılan 6 uçağın yetkileri olmadığı için tamir edilmediğini açıkladı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

        Yüceliş: Kayyumun her türlü yetkisi var. İstediği kararı alabilir. Böyle bir savunma yapılamaz. Cenap Bey'in iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Cenap Bey pilot değil. Pilot olsa çok daha iyi olurdu. Şu ana kadar pilot olmayan biri THK Başkanı olmadı. Olanlar bile amatör pilottu. Havacılıkla ilgisi olmayan biri ilk kez THK Başkanı oldu.

        THK İLE BAKAN NEDEN TERS DÜŞTÜ?

        Soru: Orman Bakanı, THK'nın yangın söndürme uçaklarının eskiliğinden söz etti. Eski uçaklar görev yapamaz mı? Neden yenilenmediler?

        Yüceliş: Uçaklarımız Orman Bakanı'nın dediği gibi oldukça eski model uçaklar. Eski olmaları, çalışmayacakları anlamına gelmiyor. Eski değil, bakımsız uçak vardır. Uçakların bakımı ciddi bir maliyeti gerektiriyor. Biz THK'da görev yaptığımız dönemde uçakların bakımı için her yıl belli miktar para ayırırdık bütçeden. Bütçeden ayrılan paralar bakıma kullanılmamış.

        THK, Orman Bakanlığı ile her yıl anlaşarak yangın söndürme işini üstleniyordu. General Ahmet Bertan Nogaylaroğlu ve THK Genel Sekreteri yaptığı devre arkadaşı Alb. Rafet Yavuz dönemine kadar bu şekilde devam etti.

        Bunların yönetime geldiği sene yine ihale süreci başladı ve Rafet Yavuz uyanıklık yapıp "Madem başka rakip yok, uçakları bizden kiralamak zorundalar, fiyatları iki katına çıkaralım" deyip astronomik bir fiyatla Orman Bakanlığı'na teklif götürdü. Bakan Pakdemirli de bu uyanıklığı fark edip o sene uçak kiralamaktan vazgeçip aynı parayla daha fazla sayıda helikopter kiralama işine girdi.

        Bizimkiler ve özellikle Rafet Yavuz alttan almak yerine basın karşısına geçip Orman Bakanı'nı yerden yere vurdu. Orman Bakanı da "Uçakların durumu zaten belli, bizim sayemizde uçar pozisyona getiriliyor" diyerek cevap verdi ve hepimizin bildiği ihaleye 5000 litre şartını koyarak Türk Hava Kurumu uçaklarını devre dışı bıraktı. THK Başkanlığına getirilen Cenap Aşçı da bu konuyla ilgili çok çaba gösterdi ancak Orman Bakanı Pakdemirli geri adım atmadı.

        Uçaklar yerde, pilotlar yerde ve uçmadan maaş alan pilotlar için bir karar vermek gerekiyordu. Kayyum başkanı da bütün teknik ekibi ve 4-5 yılda büyük masraflar yapılarak yetiştirilen bütün CL-215 amfibik yangın söndürme uçağı pilotlarını işten çıkardı. Türkiye’nin yangın söndürme filosu bu şekilde yok edildi.

        Dolayısıyla bu ihaleleri Orman Bakanı ile önceden koordine kurarak ihaleyi alacağımızı garanti ediyorduk ve daha sonra borçlanarak bakımlarını yapıp ihaleye giriyorduk. İhale sonucu, hak edişten aldığımız paralarla hem bu borçları ödüyorduk hem de Türk Hava Kurumu'na kalan ciddi bir para ile diğer borçlarımızı da ödüyorduk ve THK çarkı dönüyordu.

        “KİRALIK UÇAKLAR YANGIN SÖNDÜRMEZ, SÖNDÜRÜRSE KAZANAMAZ”

        Soru: Şu anda Bakan ile THK arasında yaşanan sorunun acı faturasını mı ödüyoruz? Kiraladığımız yangın söndürme uçakları neden yangınları söndüremiyor?

        Yüceliş: Şu anda uçan yangın söndürme uçakları başka ülkelerden kiralanarak getirildi. Türkiye'de sadece THK'nın elinde uçaklar var. Bu halkın fitre ve zekat ve kurban derisiyle alınmış uçaklar bunlar. Ve maalesef uçamıyor. Orman yangınlarını söndürme görevi Orman Bakanlığı'nın. THK'nın tüzüğünde yangını söndürme görevi yok. THK böyle bir eksiklik gördüğü için elindeki paralarla bu uçakları aldı ve yangın söndürme işi THK ile özdeşleşti. Yangınlar ne kadar uzarsa o kadar para alacak kiralık firmalar. O nedenle yangınlar kiralık uçaklarla kolay kolay söndürülemez. Uçaklar yerli olsaydı cansiperane bir şekilde bu yangınlar söndürülürdü. Şirket gözüyle bakınca yangın devam ettiği müddetçe para kazanan şirket yangını kolay kolay söndürmez.

        "THK UÇAKLARI 4 GÜNDE TAMİR EDİLİP UÇURULABİLİR"

        Soru: Bugün THK'nın elindeki uçakları tamire başlasalar kaç günde tamir edilir?

        Yüçeliş: Bugün tamire başlansa dört günde uçaklar uçacak noktaya gelir. Özet olarak halkın fitre, zekat ve kurban derileri ile alınan bir değer elbirliği ile yok edildi. Yönetim kurulundaki arkadaşlarla beraber bu konuda ciddi bir çaba ve direnç göstermeye çalıştık. Karşılığında bütün yönetim kurulu Bertan Nogaylaroğlu tarafından tasfiye edildi. Keşke Bakan Pakdemirli THK'ya küseceğine bu uçakları elbirliğiyle uçabilir hale getirseydi ve bugün bu can kayıplarını yaşamasaydık, tabiatı yok etmeseydik, eko sistem bu kadar zarar görmeseydi.

        Soru: Bu saatten sonra atılması gereken adımlar neler?

        Yüceliş. 1. yöntem; THK'nın uçakları Orman Bakanlığı tarafından satın alınır ve işletmesi THK'ya verilir. THK bakım maliyetlerinden kurtulacağı için en fazla bir hafta içinde 2 CL-215 uçağı uçar hale getirilir. Diğer uçakların bakım problemi biraz daha uzun sürer ama bir ay içinde diğer 4 CL-215 uçağı da faal edilebilir. Toplam 6 CL-215 ile göreve hazır olmak mümkün.

        2. yöntem; THK'nın bu uçakları devlet uçağı statüsüne sokulur. Bu durumda birçok vergi ve prosedür muafiyeti olacağı için bu uçaklar çok daha çabuk uçar hale getirilebilir.

        3. yöntem de; 7-8 sene önce T.C. Sivil Havacılık Yönetmeliği gereği, belge ve kayıt eksikliğinden dolayı uçamayan ve en az 5'i faal durumda olan M-18 Dromadır yangın söndürme uçakları da aynı yöntemle yangın söndürme sistemine dahil edilebilir.

        Yüceliş’in dediği gibi acilen adımlar atılmalı. Orman yangınlarına müdahaleyi ticari bir iş olarak gören değil, vatana hizmet olarak gören pilotlar ve kurumlarla yola çıkılması gerekir. Yangına müdahale eden kiralık firmalar yangını söndürmeyi mi amaçlıyor, yanan yerleri soğutmayı mı? Saat başı ücret ödenen firmalar nasıl denetleniyor?

        Yangınlar da gösterdi ki topyekun mücadele edilerek, “vatan sevgisi” ile birlik ve beraberlik ruhunu kaybetmeden yangınların sönmesi sağlanabilir. Turizm bölgelerinde yangınların meydana gelmesi bölgeyi beton yığınına çevirmek isteyenlerin de sevinç çığlığı atmasına neden oldu. Bu duruma sevinenlerin sevinçlerini kursaklarında bırakmak için söylenmesi gereken tek bir söz var: “Yanan bölgede tek bir yapılaşma olmasına izin vermeyeceğime söz veriyorum.”

        Bu söz söylenirse, yürekler bir nebze de olsa rahatlayacak…

        Diğer Yazılar