Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde yer alan “sakal kesme” zorunluluğunun üst hukuk normlarına uygun olmadığına karar vermişti.

        Bu karara yapılan karar düzeltme talebi de reddedildi. Böylece sakal kesmeyene artık ceza verilmeyecek. Karar düzeltme talebinin reddedilmesiyle birlikte, sakal resmen serbest hale gelmiş oldu.

        Silvan Devlet Hastanesi’nde psikiyatri uzmanı olarak görev yapan E.O.Ö. sakal uzattığı için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/A-(g) maddesi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırıldı. E.O.Ö. bunun üzerine Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin iptali istemiyle dava açtı.

        Danıştay 12. Dairesi ve Danıştay 2. Dairesi müşterek kurulu, yönetmelikte hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek talebi reddetti.

        Bunun üzerine E.O.Ö. dava konusu yönetmeliğin darbe koşulları içinde hazırlandığını ve günün gereksinimlerine karşılık vermeyen normlar içerdiğini, değişen yaşam koşullarına uygun olarak hukuk kurallarının da dönüştüğü ve yönetmeliğin fiilen uygulanmadığını belirterek kararı temyiz etti.

        Davalı idare olan Cumhurbaşkanlığı, yapılan temyiz başvurusunun reddedilmesi yönünde savunma yaptı. Cumhurbaşkanlığı, Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin ilgili maddesinin iptali talebinin reddi yönünde görüş bildirdi.

        Dosyanın geldiği Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, temyiz talebini kabul ederek “sakal kesme” zorunluluğunun yer aldığı yönetmeliğin iptali yönündeki başvurunun kabul edilmesi gerektiğine karar verdi. Bu karara ilişkin yapılan karar düzeltme talebi de sonuçlandı.

        Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde yer alan “Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılamaz” ibaresinin kaldırılmasına karar verdi.

        Ankara ve İstanbul "sürgün yeri" oldu

        Ankara ve İstanbul "sürgün yeri" oldu
        0:00 / 0:00

        Geçtiğimiz hafta ziyaret ettiğim üst düzey bir kamu görevlisi, yaz aylarında atama ve tayinlerin yapıldığını vurgulayarak, “Artık memurlar büyükşehirlere gitmek istemiyor. Birim amirleri, sürmek istedikleri memurları eskiden doğu ve güneydoğu illerine göndermek istiyorlardı. Şimdi Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirler sürgün yeri oldu. Memurlar, küçük il ve ilçelere atanmak için başvuruyor” dedi.

        Ev fiyatlarında ve kiralarda yaşanan fahiş artışlar nedeniyle mega kentlere tayin edilecek memur kalmayacak. Küçük yerleşim yerlerinde lojman olması ve kiraların daha düşük olması nedeniyle memurlar şimdiden büyük kentlerden kaçmaya başladı.

        Diğer Yazılar