İstanbul'da 'sigara mafyası' duruma tam olarak hâkim
GECELERİ dolaşmayı sevmem, son 5 yıldır “yemek sonrası” mekânlarına gitmişliğim yoktur... Bundan gurur duymuyorum sadece oralarda gördüğüm “ağabey ve ablalara” dayanamıyorum! Bunları yazma nedenim de şu: Bunları bana anlatılanlardan ve restoranlarda gördüklerimden derledim, bunun bilinmesi için de bu notları düştüm!
Sevgili dostlar, hafta sonu Ankara’dan bir arkadaşım geldi, tıp doktoru, “profesör” kimliği olan biri. Onunla gitmedim ama gitmek istediği yerleri tarif ederek “yolun açık” olsun dedim... Gitti, iki gece gezdi ve gördüklerini hayretle aktardı. İstanbul’da gittiği her yerde (barşarkıcıların çıktığı mekânlar-sosyete kulüpleri) ama istisnasız her mekânda, yasak yokmuş gibi herkes sigara içiyor... Yalandan bir anons yapıyorlar içmeyin diye, herkes yoluna devam ediyor... Aslında oralara kadar gitmeye de gerek yok; restoranlarda da “bahçe yaptık” ayağına sigara içildiği gibi, normal katlarda bile içilen yerler var! Şimdi Türk devletine sesleniyorum: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe! Daha açık yazayım; bir kanun çıkarıyorsanız ya gereğini yapın, ya da o düzenlemeyi kaldırın! Türk devletinin lafını yere düşürmeyin!
Sonuç: Eğlence sektörü mafyası devletten daha güçlüyse, söyleyin bizler de bilelim! Türkan Saylan‘a yeten devlet gücümüz, gecede yüz milyonların aktığı eğlence sektörü mafyasına yetmiyor mu? Soruyorum; Türk devletinin gücü bu mafya ve uzantılarına yetmiyor mu?
Arena’da olanlar önümüzdeki sürecin nasıl sert geçeceğinin bir göstergesi
KONU basit bir stat açılışı değil, burada yaşananlar “siyasetteki çekişmenin” veya kutuplaşmanın uzantılarının seçim öncesinde nerelere bulaşacağının bir göstergesi. Orada yaşanan doğal bir protesto değil, bundan sonra her partiye her lidere karşı yaşanacaklar da “doğal” olmayacak! Türkiye, çok sert bir bilek güreşi yaşayacağı beş aylık bir sürece girdi. Bu seçim bazıları için son şans ve “ölüm-kalım” olarak gördükleri bu seçim öncesi halkı etkilemek için atamayacakları adım yok! Benden uyarması!
Polat bu sefer de istifa etmeyecekse ne zaman edecek?
ARENA açılışına katılmayacağımı bir gün önce yazmış ve bir de not düşmüştüm; Polat o koltukta oturduğu sürece o açılış dahil hiçbir şeyin iyi olması mümkün değil, her şeyin olabileceği bir açılışa katılmayacağım, davetiyemi isteyene vermeye hazırım!
Sevgili dostlar, açık söyleyeyim; organizasyon bozukluğundan yaşanabilecek kazalara kadar olabilecekleri yazımda sıraladığım bu açılış, gerçekleşen haliyle inanın beni hiç şaşırtmadı! Daha da kötü olabilirdi, Başbakan ve protokole yönelik daha vahim olaylar daha kötü girişimler de yaşanabilirdi...
Aslında her şey olması gerektiği gibi, birilerinin “olmasını istediği” gibi oldu. Olanların, yaşananların ve bundan sonra yaşanacakların tek bir suçlusu var: Adnan Polat! Yakışmadığı, dolduramadığı ve camianın büyüklüğü ile kıyaslanınca asla dolduramayacağı bir koltukta oturuyor. Camia çok büyük ve köklü, kaptan köşkü ise BOMBOŞ!
Sonuç: Daha önce birkaç kez yaptığım çağrımı, bir kez daha tekrar ediyorum; geçmişi, tarihi, nereden gelip nereye gittiği belli olan Galatasaray camiası, kendine yakışmayan bu başkandan bir an önce kurtulmalı. Bütün liseli ağabey ve kardeşlerime soruyorum; vicdanınız rahat mı? Daha ne kadar rezil olacağız?
Son söz: Biletler internetten kredi kartıyla satıldı, çoğu da davetiye olarak gönderildi. Kulüp yönetimi kimlerin orada olduğunu bildiği gibi, onların “olmasını istedikleri” orada oldular! Adnan Polat kardeşim, sen Başbakan Erdoğan‘a sonuna kadar karşı olabilirsin hatta kapalı kapılar ardında hakkında “atıp tutabilirsin” ama kendi siyasi ideolojin uğruna Galatasaray camiasını buna alet edemezsin! İstifa et, git nerede istiyorsan orada siyaset yap ama “siyasi görüşü” ne olursa olsun, ülkenin Başkaban’ını yıpratmak için camiayı kendi hırslarına alet etme! GİT ARTIK GİT!