Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Kamu Hizmeti Nedir?

        Organik anlamda kamu hizmeti, bir idari teşkilatı, örgütü; maddi veya fonksiyonel anlamda ise "tatmininde kamu yararı bulunan toplumsal bir gereksinimi karşılayan" faaliyeti ifade etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'ne göre kamu hizmeti "(...) devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri karşılamak, kamu yararı ya da çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir". Bu tanımdan da yararlanarak kamu hizmeti, siyasi organlar tarafından, giderilmesinde kamu yararı bulunduğu kabul edilerek, yerine getirilmesi idareye bir görev olarak verilen faaliyetler şeklinde tanımlanabilir.

        Kural olarak kamu hizmeti kanunla kurulur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesi ile birlikte cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kamu hizmeti kurulmasının mümkün olup olmayacağı sorunu gündeme gelmiştir. Anayasanın 106. maddesinde "Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir." hükmü getirilmiş ve 123. maddesi ile Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kamu tüzel kişisi kurulması mümkün kılınmıştır. Kamu hizmetinin kanunla ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulacağını kabul eden görüşe göre idari faaliyetin konusunu oluşturan kamu hizmetinin kuruluşu kural olarak belli bir teşkilatın da kurulmasını gerektirdiğinden idarenin kanuniliği ilkesi uyarınca kamu hizmeti teşkilatı kanunla ya da özel teşebbüs hürriyetini sınırlandırmamak kaydıyla Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile olur. Karşı görüşe göre ise Anayasa'nın 123. maddesinde kabul edilen "kanuni idare ilkesi" kamu hizmeti kurma ve kaldırma konusunda yetkiyi münhasıran yasama organına verdiği için cumhurbaşkanının bu noktada kullanabileceği yetkinin, yasama organının kurduğu veya kaldırdığı bir kamu hizmetinin icrası (yürütülmesi) için gerekli teşkilatı kurmak gibi daha somut düzenlemeler ve uygulamalar yapmaktan ibaret olduğu ileri sürülmektedir.

        Kamu hizmetine ilişkin temel ilkeler; eşitlik, tarafsızlık, süreklilik, uyarlanma ve meccaniliktir. 

        Eşitlik ilkesi; kamu hizmetlerinin, Anayasa'nın 10. maddesinde ifade edilen Kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak aynı hukuki statüde olan herkesin sunulan hizmetten eşit şekilde yararlanmasını ifade eder. Tarafsızlık ilkesi; kamu hizmetlerinin, görevlilerin ve kullanıcıların kanaatlerine göre değil, bu hizmetlerden yararlanma hakkı olan herkese, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce,dini inanç ve kanaat ayrımı yapılmaksızın sunulmasını ifade eder. Süreklilik ilkesi; kamu hizmetlerinin sürekli ve düzenli bir biçimde, hizmete ihtiyaç duyulan zamanda ve yoğunlukta sunulmasını anlatır. Uyarlanma ilkesi; kamu hizmetinin, zamanla bilim ve teknolojinin gelişmesi, ekonomik veya sosyolojik koşulların değişmesi ile birlikte, yeni koşullara uydurulması gereğini ifade eder. 

        Meccanilik ilkesi ise kamu hizmeti karşılığında yararlananlardan bedel alınmaması veya kar amacı güdülmemesini ifade eder.

        Kamu hizmeti; "emanet usulü" olarak nitelendirilen, hizmetin sorumlusu olan kamu tüzel kişileri tarafından, kendi araç, gereç ve mali imkanları ile bizzat yerine getirilebileceği gibi, müşterek emanet, iltizam, ruhsat, imtiyaz gibi usullerle özel hukuk kişilerine de gördürülebilir. Müşterek emanet; "bir kamu hizmetinin hasar ve zararı idareye ait olmak ve onu üstlenen özel hukuk kişisine gelir (hasılat) üzerinden bir pay verilmek suretiyle yürütülmesi" usulüdür. İltizam usulü bir kamu hizmetinin, idare ile özel hukuk kişisi arasında imzalanan sözleşme kapsamında, özel hukuk kişisinin idareye ödeyeceği belli bir ücret karşılığında, kar ve zararı özel hukuk kişisine ait olmak üzere, işletilmesi usulüdür. Ruhsat usulü; idarenin tekel niteliğinde olmayan veya belli bir özel hukuk kişisi lehine tekel niteliğinde bir imtiyazın da verilmediği durumlarda, yükümlü olduğu kamu hizmetlerini özel hukuk kişilerine izin vermek suretiyle gördürmesidir. İmtiyaz usulü ise bir kamu hizmetinin, sermayesi, kar ve zararı kendisine ait olmak üzere özel hukuk kişisi tarafından kurulması ve belli bir süre işletilmesi usulüdür. Yukarıda anlatılan kamu hizmetinin görülmesine ilişkin klasik yöntemler dışında, günümüzde, gelişen koşulların, yeni yaklaşımların ve kamu hizmetlerinin finansmanında yaşanan mali zorlukların bir sonucu olarak kamu hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin farklı usul ve esaslara dayalı yöntemler ortaya çıkmakta, denenmektedir. Bu bağlamda Türkiye'de bazı kamu hizmetlerinin özel hukuk kişilerine gördürülmesine ilişkin yasal düzenlemeler yapılmıştır. 

        YAZAR

        Melikşah Yasin