Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hoca Efendi oval cisimlere öyle uzun uzun bakmayın dedi ya, ben de yazar duyarlılığı ile ilave ediyorum:

        Hele ortası delikse...

        Tesettür giysileri oval bölgeleri erkeklerin gözünden uzak tutmak içinse, başını örtüp dar etekle kalçasını sallaya sallaya gidenleri anlamaya çalışmaktan vazgeçin...

        Siz oval cisimlere uzun uzun bakmayacaksınız sadece...

        Tencere olur, bidon olur, tas olur, otomobil çamurluğu olur...

        Ki ben otomobilimin çamurluğuna uzun uzun bakan birisini görürsem “Utanmıyor musun?..” diye terslerim...

        “Damacana olur...” diyecektim ki....

        Asansörde damacanaya tecavüz eden sucu yakalanınca, Hoca Efendi’nin daha da haklı olduğunu düşündüm...

        Niçin?..

        Çünkü kadınların erkeklerden gizli-saklı büyüdükleri toplumlarda cinsel açlık değeri 98... Ama kadın-erkek eşitliğinin tamı tamına yaşandığı toplumlarda sadece 3...

        Misal; modern plajlarda kimse bikinili kadınlara dönüp bakmazken, aynı kadın bir tutucu kentte yürürseeee...

        İşte o an Hoca Efendi‘yi anıyorum:

        Yürüyen bir “oval cisim”dir bu...

        Basketbol turnuvasındaki dansçı ponpon kızların “Ya hükümet üyeleri gelirse” diye federasyon tarafından programdan çıkartılmasını niçin anlamıyorsunuz?..

        İyiki “oval” diye basketbol topunu oyuncuların elinden alıp kaldırmıyorlar oyundan...

        Ya da basketbolcuların o oval kalçaları ne öyle?..

        Bir de benim gözüm hep topun girdiği deliğe takılıyor...

        Kendi içindeki dünyayı “ilkel duygulardan” kurtaramamışken en egemenler bile... Uygar ve çağdaş bir toplum olmak için bekliyorsunuz sanırım...

        Öyle mi?..

        Diğer Yazılar