Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "OPEC" ve "OPEC+"* geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan ve Rusya öncülüğünde dört gün süren video konferans yoluyla toplantılar yaptı. Bu toplantılar serisi sonunda sonuçlar, "OPEC" ile "OPEC+" arasında, tam olarak da Riyad ile Moskova arasında suların tekrar mecrasına dönmesini sağladı.

        "OPEC", "OPEC+" üyelerinden üretimi düşürmeye katkı sağlama sözünün yanı sıra G-20 ülkelerinden de taahhütler aldı. Daha önce görülmemiş bu iş birliği, günlük petrol üretiminin 15 milyon varil düşürülmesine yönelik taahhütler alınmasına katkı sundu.

        Ancak Meksika kendisi için belirlenen üretimi düşürme oranına itiraz edince bu konuyu görüşmek üzere özel bir toplantı yapıldı ve "OPEC+" içinde Meksika'nın bu düşüşten muaf tutulması, buna karşılık "OPEC+" grubunun üretimi günlük on milyon varil yerine 9,7'ye düşürmesi, G-20 ülkelerinin ise günlük beş milyon varil daha eksiltmeye gitmesi kararlaştırıldı.

        Geçtiğimiz haftalarda piyasalarda yaşanan gelişmeler, bütün dünya ülkelerini negatif yönde etkileyen tehlikelerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Rekor talep düşüşüne karşılık üretimdeki artış, stoklarda petrol birikmesine, hatta haziran ayında yeni petrol alamayacak duruma ulaşılmasına sebep oldu.

        Öyle ki bazı şirketler, ham petrolü ve uçak yakıtını alternatif depolarda tutma yoluna gitti. Petrol ihracatçısı bazı üçüncü dünya ülkelerinde ekonomideki kötüye gidiş ise, var olan bütçe açığını daha da büyüttü.

        Zarar, petrol üreticisi ülkelerle de sınırlı kalmadı; zira benzin fiyatının düşmesine rağmen ham petrol fiyatlardaki çöküş, sanayi devletlerindeki petrol şirketlerinde ekonomik durgunluk sorunun büyümesine sebep oldu.

        Buna göre pek çok büyük ve bağımsız petrol şirketi personel ve işçi çıkarmaya başladı, bu da işsizliği büyüttü. Örneğin Amerika'nın bazı eyaletlerinde benzin fiyatı galon başına 2-3 dolardan 90 sente düştü.

        ABD Başkanı Donald Trump da, tüketici adına iyi bir şey olmasına karşın benzin fiyatındaki düşüşün ülkesinde işsizlik gibi daha büyük sorunlara yol açtığını söyledi.

        "OPEC" bünyesindeki üst düzey yetkililer, üretim miktarındaki düşüşün günlük yüzde 20'ye kadar ulaşabileceği tahmininde bulunuyorlar. Bu tahminler, Körfez'deki bazı büyük üreticilerin, üretimi belirlenen miktardan daha fazla düşürme kararına dayandırılıyor.

        Nitekim bu devletlerin, geçen üç yılda "OPEC+" grubunun üretimi düşürme politikası benimsemesi sırasında yaptığı şey de buydu.

        Öte yandan bazı devletlerin veya şirketlerin fiyat düşüşünü fırsat bilerek ticari veya stratejik depolarını doldurmaya kalkması durumunda talep artışı yaşanması ihtimali de söz konusu olabilir ki bu depoları doldurmak için gereken ham petrol miktarının yüzlerce milyon varil olduğu tahmin ediliyor.

        Koronavirüsü küresel ekonomik dengenin sadece ayarlarını bozmakla kalmadı. Belki de dinamiklerini tamamen değiştirecek. Ve şu anda bunun nasıl şekilleneceğini, nereye varacağını kimse öngöremiyor.

        Döviz kısmında da uzmanlar aynı durumdan yani aynı öngörülemezlikten bahsediyor.

        Mesela petrol fiyatlarındaki düşüş cari açığının büyük bir bölümü enerji ithalatına dayanan bizim gibi bir ülke için büyük bir fırsat iken diğer taraftan petrol tüketiminin son 1 ayda yüzde 25 azaldığını görüyoruz. Hangi alanlarda, neler üretilmedi ki bu maliyet girdisinin miktarı düşüyor?

        Bu durumun ilk bakışta sevindirici bir boyutu varken ekonomi genelinde ne zarar görüyor, bunu iyi değerlendirmek gerekiyor.

        Bazen bilinmez durumlar kötü durumlardan daha kötü hissettirebiliyor. Bu durum da daha fazla hazırlık, daha fazla simülasyon gerektiriyor.

        Sadece biz değil, tüm gelişmekte olan ekonomileri şu anda benzer riskler bekliyor.

        * OPEC Plus (+), OPEC ve OPEC dışı 24 ülkenin bir araya gelerek oluşturduğu yapıdır.

        Diğer Yazılar