Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uluslararası Mutabakat Hükümeti (UMH) için savaşan silahlı gruplar hafta sonu daha öncesinde Hafter’in Libya Ulusal Ordusunun (LUO) kontrolündeki Sabratha ve Surman gibi önemli stratejik yerleri ele geçirmeyi başardı. Hafter yavaş yavaş geri çekiliyor.

        Türk insansız hava araçları, diğer bir deyişler drone’ları, Hafter’in Birleşik Arap Emirlikleri’nden aldığı birçok İHA’yı vurdu. Sabrathave diğer bölgelerin Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne sadık birlikler tarafından ele geçirilmesinin ardından çatışmalar Trablus’un güneyindeki Tarhuna’da yoğunlaştı. Ve tabii ki Türk hava savunma sistemi Korkut, dengeleri UMH lehine değiştirdi.

        On üç bin nüfuslu Tarhuna’nın, Mistrata ve Trablus’tan gelen UMH’ye bağlı grupların eline geçmesi durumunda Hafter’in Trablus taarruzu bir yıl sonra aniden sonlanacaktır. Zira Hafter’e bağlı ordunun tüm ikmal güzergahı Libya’nın güneyindeki bu bölgeden geçiyor.

        Tarhuna yakınlarında Beni Velid bulunuyor. Kaddafi döneminde Beni Velid’de tarım alanında büyük bir ilerleme yaşandı. 2011’deki devrimin ardından Tarhuna ve Beni Velid’de kamuda çalışanların neredeyse tamamı görevden alındı ve bunlar halihazırda Hafter’in taraftarları.

        UMH yanlısı silahlı gruplar Libya’da 7 farklı cephede oldukça önemli bir alanı kontrol altına almaya başladı. Elbette bunlar TSK’nın sağladığı imkanlar ve koordinasyon sayesinde gerçekleşti. Gelinen son noktada darbeci Halife Hafter’in en stratejik koordinasyon merkezi ve askeri cephanesinin bulunduğu Trahuna kentinin kapılarına dayanan UMH askerleri dün itibari ile paralı askerlerini geri çekilmeye ikna etmek için Rusça yazılmış bildirileri havadan dağıtmaya başladı.

        Zira Tarhuna düşerse Hafter’in moral ve motivasyonu sıfırlanacak. Burayı lojistik ve ikmal üssü olarak kullanma fikrini Hafter’e veren Fransa’dır.

        Bugün itibari ile 3 bin 700 kilometrekarelik bir alan Hafter’den alındı. Ancak unutmayalım ki Libya toprak büyüklüğü oldukça geniş. Fakat yüzde 80’i çöl ve taraflar geri kalan yüzde 20 için savaşıyorlar.

        UMH Silahlı Kuvvetlerine bağlı hava güçleri, dün başkentin 80 kilometre güneydoğusunda bulunan ve halihazırda Hafter’in ordusu tarafından kontrol edilen şehrin üzerine Arapça ve Rusça yazılmış kağıtları dağıttı. Belgede şunlar yazılıydı: “Size verilen paranın keyfini çıkarmak istiyorsanız geri çekilin ve çarpışmaları terk edin. Sizinle barışın mümkün olmadığını anladık. Silahları bırakmayı reddeden herkesle savaşacağız. Bu sizin son şansınız. Moskova’nın gemisi volkanın ateşinde eriyor.”

        Arapça yazılmış mesajlar ise halka yönelikti: “Sizi savaşçıların bulunduğu yerlerden uzak durmaya ve evlerinizde kalmaya davet ediyoruz. Silahlı kişilerin evlerinize girmelerine izin vermeyin. Silahlı her birey hava ve kara kuvvetlerimizin hedefidir.”

        UMH, Arapça mesajda savaşçılara yönelik olarak “muharebenin askeri anlamda kararlı” olacağını ve “artık kan dökülmesini istemediklerini” vurguluyordu.

        Mesaj sadece Hafter güçlerine değil Ruslaraydı aynı zamanda… Hafter gidici, siz de buralarda durmayın mesajı…

        TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ

        Askeri kaynaklara göre Hafter’in Trablusgarp’taki en önemli kalelerinden birisinin ele geçirilmesi birkaç günlük bir mesele olabilir ve bu şekilde, bilhassa geçtiğimiz günlerde Trablus’un batısındaki kıyı şeridinin neredeyse tümünün yeniden ele geçirilmesinin ardından ihtilafa net bir yön verebilir.

        Bu pozisyon Türkiye açısından çok önemli. Zira Libya ile yapılan deniz anlaşmasının sahil şeridinin kontrolü ile daha da önem kazanacağı bir gerçek.

        UMH güçleri, diğer taraftan darbeci Hafter’in militanlarının kontrol ettiği bölgenin en büyük üssü durumundaki el Vatiya’ya doğru ilerliyor. Bu bölgenin de düşmesi halinde Hafter’in kaybının ve dahası siyasi desteğinin yeniden dengeleneceği ve masadaki yeni pazarlıklarda Hafter’in ciddi psikolojik çöküntüye uğrayacağı bir gerçek.

        Bu arada cumartesi günü başkent Trablus’un güneyinde vuku bulan çatışmalar sırasında TSK’nın desteklediği gruplar, Hafter grupları içinde acımasızlığı ile bilinen, meşhur Ahmed el Debbaşi’nin (“Ammu” yani Amca lakaplı) kardeşi Salih el Debbaşi’yi ele geçirildi. Abisi Ahmed el Debbaşi Libya’daki şehit düşen askerlerimize yönelik eylemin talimatlarını veren kişiydi.

        Öyle ki şehitlerimizin vurulduğu anı, Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen İHA’ların görüntülerinden izliyordu. Şimdi kardeşi ele geçirilmiş oldu.

        Bu arada, kaynaklarım BAE ve Mısır’ın özel imkanlarla Ahmed el Debbaşi’yi kurtarmak istemesine rağmen başarılı hiçbiri başarılı olamadıklarını ifade ediyor. Şu an kendisinin ağır yaralı olduğu belirtiliyor. Elbet şuuru açılacaktır, sorguda konuşacaktır.

        Debbaşi’nin yakalanması üstünlük açısından önemli. Sahada herkes üstüne düşen mesajı almış oldu.

        Hafter ve koalisyonundaki gruplar artık şunu görmeli. TSK sadece kendi sınırları ya da Suriye-Irak sınırları içinde değil, Mavi Vatan’da da Mehmetçiğe, vatana uzanan eli kıracak cesaret ve ferasete sahip bir güçtedir.

        Diğer Yazılar