Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Azerbaycan, Dağlık Karabağ savaşında Ermenistan'a karşı kazandığı tarihi zaferi başkent Bakü’nün meşhur Azadlık Meydanı’nda büyük bir askerî geçit töreniyle kutladı. Azerbaycan silahlı kuvvetleri tarihi parlamento binası önünde yürüdü. Zira bu meydan önemliydi.

        SSCB’nın dağılma sürecinde ilk isyan Bakü’de başlamış ve Moskova yolladığı tanklarla burada yüzlerce sivil insanı öldürmüştü. Tam yüz yıl önce de Kafkas Orduları Komutanı Nuri Paşa askerleri ile o meydandan Bakü’ye giriş yapmıştı.

        Covid-19 salgınına rağmen yoğun katılımın görüldüğü sokaklardan yanmış Ermeni askeri teçhizatını ve Azerbaycan’ın yeni teknolojik savaş malzemesini taşıyan römorklar geçti.

        Geçit törenini Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev birlikte izlediler.

        Zafer kutlamaları için Bakü sokakları sadece kendi ulusal bayraklarıyla değil, Türk bayrağıyla da süslendi. Geçit töreninde yürüyen üç binden fazla askerin arasında Türk birlikleri de vardı: İki devlet ve tek millet. Bakü ve Ankara'nın Dağlık Karabağ savaşının başlangıcından bu yana bağlı kaldıkları slogan buydu.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan'a yönelik operasyonların en basından buyana Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'i destekledi, cesaretlendirdi ve zaferini mümkün kıldı.

        Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinin "Birliğimizi sadece halklarımıza değil, tüm dünyaya gösterdiğini" söyledi.

        Aliyev için, zafer geçit töreni iç siyasi açıdan da önemliydi. Bakü'de savaş ganimetini teşhir etti. Öne çıkan noktalardan biri, düşmanın tahrip olmuş askeri araçlarının plakalarından yapılmış bir tür duvardı. Üstünde büyük siyah harflerle "Karabağ Azerbaycan'dır" yazıyordu.

        Ancak Bakü'de, yalnızca Rusların müttefiki Ermenistan bir mağlup olarak teşhir edilmekle kalmadı, aynı zamanda Rus üretimi savaş ekipmanı da ganimet olarak teşhir edildi.

        Moskova’da ateşkese aracılık eden Kremlin sarayında bu görüntüler pek eğlenceli bulunmamış olsa gerek. Zira hiçbir mesaj gelmedi.

        Rusya, 1994’te de iki ülke arasında kırılgan olan ve şimdi geçerliliğini yitiren bir ateşkes sağlamıştı. Ama Ruslar bugünlerde çok sessiz…

        1990'larda Ermenistan, uluslararası hukuka göre Azerbaycan'a ait olan Dağlık Karabağ’daki savaşı ordusu dahi olmayan Azerbaycan’a karşı kazandı. Azerbaycan'ın eylül ayında başlattığı operasyonlarla her şeyi değiştirdi. Çatışma 44 gün sürdü.

        Azerbaycan, tartışmalı bölgelerin büyük bölümünü ele geçirdi ancak Dağlık Karabağ’ın en büyük şehri olan Hankendi’ni yani çekirdeğini geri alamadan Moskova çatışmaya son verdi ve yeni bir ateşkes anlaşması yaptı. Anlaşma, Azerbaycan'a büyük toprak kazanımları sağlıyor ancak Dağlık Karabağ'ın statüsünü yine ucu açık bırakıyor.

        Şimdi orada iki bin Rus askeri var. Aliyev çok istese de Rusya Türkiye'nin barış gücü göndermesine izin vermiyor. Neticede savaşı sona erdiren anlaşmada Putin'in imzası var.

        Türk askerleri Azerbaycan’a ulaştı. 18-19 Aralık tarihi itibari ile daha önce Ermenilerin işgali altında olan ama şimdilerde Azerbaycan ordusunun kontrolüne geçen Ağdam kentinde ortak karargâh kurulacak. Rusya ise Dağlık Karabağ’da süreci gözleyecek.

        Rusya için zengin petrol yatakları olan Azerbaycan ekonomik bir partnerken Ermenistan bir müttefik. Moskova bu ikisi arasında bir barış sağlamış görünse de genel itibariyle sanki Karabağ’ın bir bölümünü Bakü yönetimine vererek bölgedeki dengeleri kendi elinde tutmaya çalışan bir Moskova var.

        Zira Moskova’nın Karabağ’ın geri kalan ve Azerbaycan halkının olduğu tescilli bölgeler için bir şeyler yapmaya niyetinin olmadığı görülüyor. Hatta çözüm için beş yıl sonrasını gösteriyor…

        Diğer taraftan, Aras Nehri’nin iki tarafındaki Azerbaycan Türklerinin birbirinden ayrı düştüğünü konu edinen Aras Aras mahalli şarkısının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından okunması da İran tarafından dikkatle takip edildi. Hatta İranlı siyasilerin sosyal medya mesajlarında çok anlamsız tepkilere dönüştü.

        İran şaşkın. Diplomatik tepkiler veriliyor. İran’dan neredeyse tüm siyasiler özellikle Fars milliyetçileri tepkili. Zira Aras şiirinin İran Azerbaycan’ı için söylenmiş bir şiir olduğu biliniyor. Ülkesinde 27 milyon Azerbaycan Türkü yaşayan İran kendince endişeli…

        İran tarafı ise tepkiyi öylesine abarttılar ki, adeta Karabağ’dan sonra Türk SİHA’larının ikinci hedefinin İran toprakları içindeki Güney Azerbaycan toprakları olacakmış gibi bir psikolojiye dönüştürdüler. Öyle ki iki gazetenin manşetine Fars milliyetçilerini gaza getirecek, bizim içinse hiç hoş olmayan karikatürlerle İran topraklarındaki Azerbaycan Türklerine adeta sopa gösterildi.

        Ancak İran endişelerini daha önceden belli etti. Azerbaycan ordusunun, Aras Nehri’nin kuzeyindeki toprakları işgalden kurtardığı günlerde bölgeye giden Aliyev tarihi Hüdaferin Köprüsü üzerinde Azerbaycan bayrağını dalgalandırdığı gün İran ilginç bir fotoğraf ile verdiği mesaj dikkatleri çekti. Ama sonra unuttuk gitti.

        Zira Köprünün üzerinde aracından inen Aliyev’in İran kesin nişancılarının namlusundan görüntüsü sosyal medyaya servis edilerek Tahran tarafından Aras’ın İran’ın kırmızı çizgisi olduğuna dair subliminal bir mesaj verilmişti.

        Şimdilik Ankara-Tahran arasındaki diplomasi trafiği bu ateşi bir süreliğine sündürdü. Ama İranlılar Aliyev’in Hüdaferin köprüsündeki görüntüsünü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aras şiirini bir yere not ettiler. Mutlaka ilk fırsatta başka bir vesileyle bir hamle daha gelecektir.

        Velhasıl, Rusya’nın hurdaya çıkmış askeri teçhizatının ganimet olarak sergilenmesi ve Aras şiiri üzerinden İran’a yapılan gönderme, her iki ülkeyi de Azerbaycan’a yönelik yeni bir okuma yapmaya itecektir.

        Diğer Yazılar