Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Libya’da 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlerin kaderi belirsiz. Ancak Libya’da zemin kaybetmemek ve Doğu Akdeniz’deki iddiamızın devam etmesi için Libya’nın geleceğinde rol alması beklenen tarafları da sürece dahil edip siyasi desteğimizi çeşitlendirmemiz gerekiyor. Zira Libya’da keskin viraja girildi.

        Geride bıraktığımız hafta Ankara’da sürpriz bir gelişme yaşandı. Libya’da ilk başta BM’nin tanıdığı Trablus hükümeti ile ardından kurulan mutabakat hükümetinde ise Batı Libya tarafında yer alan bakanlarla daha yakın durduk.

        Ancak ilk kez ülkenin doğusundaki Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’nin Başkanvekili Fevzi el Nuveyri başkanlığındaki bir parlamenterler heyeti 15-17 Aralık tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Bu ziyaretin zamanlaması ve hedefleri hakkında "Libya’nın doğusu ile Ankara arasında yıllar süren kopukluk sona erdirilebilecek mi” diye baktım.

        Halife Hafter’e yakınlığı ile bilinen isimlerden oluşan heyet, Türkiye-Libya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu’yla ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmeler yaptı. Heyet ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüştü.

        Bu görüşme trafiği önemli. Çünkü bugüne değin Libya’nın doğusu ile ilişkilerimiz sıkıntılıydı. Trablus hükümetinin büyük kazanım elde ettiği iç savaşta Doğu Libya yanlıları ve Hafter taraftarları bizi düşman ilan etmişti. Bu savaşı kazandıranın da Türk SİHA’ları olduğu çok netti.

        Ziyaretin hassas bir zamanda yapılmış olmasının yanı sıra heyetin, özellikle “millî mutabakat” hükûmeti zamanında Trablus ile imzaladığımız deniz yetki anlaşması başta olmak üzere Türkiye siyasetine karşı radikal tutumları olan parlamenterlerden oluşması dikkati çekici.

        Bunlar arasında emekli General Halife Hafter’e yakınlığıyla bilinen İsa el Uraybi ve Bedr el Nahib de vardı. Libya’ya dönüşleri sonrası Uraybi ile irtibat kurdum. Kendisi Türkiye’de çok ciddi yakınlık gördüklerini ve iyi ilişkiler kurulması gerektiğine dair görüşleri olduğunu dile getirdi.

        Heyet bu hafta bir rapor hazırlayacak ve Meclise sunacak. Bu bizim açımızdan olumlu bir durum. Libya’da durduğumuz zeminimizi genişletmemiz gerekiyor. Libya’da yeni hükümetin de Türkiye ile elde edilen kazanımlara sahip çıkması önemli. Zira Yunanistan ve Fransa tüm umudunu Libya’da düzenin değişmesine bağlamış durumda.

        Katil robotlar durdurulmalı

        Katil robotlar durdurulmalı
        0:00 / 0:00

        Geride bıraktığımız hafta sonu Cenevre’de gerçekleştirilen Belirli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi'nin gözden geçirme konferansı dikkat çekmeyen bir Birleşmiş Milletler toplantısı gibi görünebilir. Ancak toplantı yapay zeka, askeri strateji, silahsızlanma ve insancıl hukuk uzmanları tarafından dikkatle takip edildi.

        Konferansın gündemi, yapay zekayla saldırıp saldırmamak, öldürüp öldürmemek konusunda kendi kendilerine karar veren insansız hava araçları, silahlar, bombalar ve bunların kontrol altına alınıp alınamayacağı…

        Bir makine bir yetişkini bir çocuktan, bazukalı bir savaşçıyı elinde süpürge olan bir sivilden, düşman bir savaşçıyı yaralı veya teslim olan bir askerden nasıl ayırt edebilir? İşte bu konular da konferansta tartışıldı.

        Bir zamanlar “Terminatör” serisi ve “RoboCop” gibi bilim kurgu filmlerine konu olan daha teknik adıyla Öldürücü Otonom Silah Sistemleri olarak bilinen katil robotlar büyük bir hızla icat ve test edildi.

        Bazı prototipler gerçek çatışmalarda bile kullanıldı. Yani önümüzdeki 10 yılının askeri alandaki ana tartışma gündemi şimdiden belirlenmiş durumda.

        Açıkçası bu alanda uluslararası hukuk altyapısının oluşturulmasının gerektiğini düşünüyorum. Afganistan, Suriye, Irak, Sudan ve birçok çatışma bölgesinde süper teknolojilerin yarattığı, geri dönüşü olmayan etkileri izledik.

        Teknolojisi ne kadar gelişmiş olursa olsun, ölüm kararını verme yetkisini makinelere tanımanın ahlaki açıdan tiksindirici olduğunu düşünüyorum.

        Görüştüğüm üç yapay zeka uzmanı da bu sürecin bir alt yapısının olmaması halinde bir çok ülkenin ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalabileceğine işaret ediyor.

        Diğer Yazılar