Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MbS), 2018’deki Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından Türkiye’yi ilk kez ziyaret ediyor. Ziyaret, Kral Selman'ın daveti üzerine geçen nisan ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan'ı ziyaretinin ardından gerçekleşiyor.

        Katar'ın ablukaya alınması ve Cemal Kaşıkçı cinayeti başta olmak üzere Ankara'nın Suudi Arabistan’a karşı takındığı sert tutumun ardından iki ülke arasında son dönemde yaşanan yakınlaşma için Türkiye’yi U dönüşü yapmakla suçlayanlar illa ki olacaktır. Ancak gerçekçi olmak gerekiyor.

        Suudi yönetimi ve Türkiye’nin birbirlerine ihtiyacı var. Suudi Arabistan bölge dosyalarında rolü gerileyen ve AB aracılığıyla İran’la nükleer müzakereleri yeniden başlatan Amerika’nın güvenlik taahhütlerine karşı güçlü ülkelerle yakınlaşarak seçeneklerini çeşitlendirmeye çalışıyor. CHP’li Sezgin Tanrukulu’nun eleştirilerinin aksine Türk savunma sanayii ürünleri, İHA’lar ve SiHA’lar bölgesel denklemde söz sahibi birer aktör haline geldi. Suudi yönetimi tüm bunlara talip. Türkiye de omuzlarına ağır gelen ekonomik baskıları hafifletmeyi ve Suudi Arabistan'ın Türk mallarına uyguladığı gayrı resmî boykotu sona erdirmek istiyor.

        Asıl önemlisi ise bölgesel dengelerde yaşanan değişimler. İki ülke arasındaki yakınlaşma bölge güçlerinin siyasi coğrafyayı oluşturmadaki rekabet siyasetinden vazgeçme gereğini anlamalarından sonra geliyor. Bu rekabet siyaseti Arap Baharı devrimi ve karşı devrim şartlarında oluşmuştu. Bu durumdan en çok İran kârlı çıkmıştı.

        Dünya iklim değişikliği, gıda temini ve dağıtımı, enerji kaynaklarının güvenli kanallar üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılması ve finans sektörlerinde çok ciddi krizlere gebe. Bölgesel denklemler hızla değişiyor.

        Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından yaşanan gelişmeler ve akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş üzerine ABD Başkanı Joe Biden da temmuzda Suudi Arabistan’a gidiyor. Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgi sert açıklamalarda bulunan ve başkan seçildiği zaman “Suudi Arabistan'a hukuksuz devlet muamelesi yapacağını” söyleyen Biden’in ziyareti şimdi Beyaz Saray tarafından, “ekonomi ve güvenlik alanlarındaki bölgesel işbirliğini genişletmek, enerji ve gıda güvenliğini temin etmek” ifadeleri ile izah ediliyor.

        İsveç'in Kakabaveh çıkmazı

        İsveç'in Kakabaveh çıkmazı
        0:00 / 0:00

        İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanlarından NATO başvurusu konusunda hızlı bir atılım beklemeyin mesajı var. “Bunun zaman alabileceği gerçeğine hazırlıklı olmalısınız.” diyor İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde. Ancak terör örgütü PKK yanlısı milletvekili Amineh Kakabaveh’in desteği ile ayakta duran hükümete karşı kamuoyunda giderek artan tepkileri okuyamıyor ya da görmezden geliyor. İsveç halkı PKK ve yandaşları yüzünden NATO’ya giremediklerini ve savunmasız kaldıklarını düşünüyor.

        Azınlık hükümeti Kakabaveh sayesinde güven oylamasından sağ çıkmak için İsveç'in Orta Doğu politikasında güçlü yönergeler oluşturan alışılmadık anlaşma talebini kabul etmişti. Sosyal Demokrat Parti’nin sekreteri ve Kakabaveh tarafından imzalanan anlaşmada hükümet, Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü PKK’ya yakın örgütleri desteklemeyi taahhüt etti. Şimdi bahar bütçe teklifinin Parlamento'da kabulü için de kilit isim konumunda. Çarşamba günü Kakabaveh talebini iletti. “Bahar bütçesini destekleyecekse İsveç hükümetinin Türkiye'ye silah ihraç etmeyeceğine söz vermesi gerektiğini” söyledi. Ve Şimdi hükümet istim üstünde.

        Kakabaveh'i eleştiren muhalifler ve Hristiyan Demokratlar’ın lideri, onun İsveç hükümetini rehin tuttuğuna inanıyor. Kakabaveh’e artık sokakta da tepkiler yükseliyor. Artık tek başına sokağa çıkmadığı ve devamlı iki PKK’lının koruması eşliğinde sokağa çıktığı söyleniyor.

        48 yaşındaki Amineh Kakabaveh, 14 yıldan fazla bir süredir İsveç'te bağımsız milletvekili. 1992'de BM kota mültecisi olarak İsveç'e geldi. Bir zamanlar alkışlarla sokaklarda dolaşıyordu. Şimdi ise huzuru bozulmuş durumda. Koca ülkeyi rehin aldı. Ancak İsveç hükümeti PKK belasından kurtulmak istemiyor.

        Kendisine yönelik baskılara karşılık Kakabaveh, “Bazı İsveçli ırkçılar burasının benim evim olmadığını, eve gitmem gerektiğini, İsveç siyasetini etkilemeye hakkım olmadığını düşünüyor. Hükümeti defalarca düşmekten kurtararak İsveç'in yüzü oldum.” diyerek rehin aldığı hükümete hâlâ şantaj yapıyor.

        Diğer Yazılar