Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Özgürlüğün en az güzellik kadar göreceli olduğu düşüncesindeyim. Her bünyenin kendini nasıl özgür hissettiği, tanımının milyonlarca farklı karşılığı olması için geçerli bir sebep.

        Mesela bana göre, mevcut bir durum karşısında nasıl davranmam gerektiği birisi tarafından söylenirse, özgürlüğüme pranga takılmış gibi hissediyorum.

        Buna düşünce özgürlüğü de diyebilirsiniz, hal, durum özgürlüğü de... Adı her ne olursa olsun, yeterince özgür müyüz sizce?

        Geçtiğimiz günlerde 14 Şubat Sevgililer Günü’nü kutladık. Ya da kutlamamız gerektiğini bir şekilde kavradık. Hoş aksi mümkün değildi ya; eminim defalarca sevgililer günü temalı reklam filmlerine denk geldiniz. Hep emir kipinde değiller miydi?

        Ona sevginizi anlatın! Aşkınızı, taçlandırın! 14 Şubat’ı kutlayın!

        Öpün, sarılın, koklayın! Biz her ne diyorsak, işte onu yapın! Vallaha ne yalan söyliyeyim yaptık da...

        Tüm dünya, sırf birileri öyle uygun gördü diye, hediye aldı, öptü, kokladı, kızgınsa, içinden gelmediyse dahi sarıldı. Neyse artık yarın kızarım bugün sevgililer günü, deyip öfkesini bile erteledi. Hediye alıp verme seremonisine en inanmayan bile, bize emir kipi ile konuşan dış sesten çekindiği için, en azından çiçek aldı.

        Kokoreççide dahi olsa, yemek yedi, yedirdi. Kimine göre sevgililer gününü özgürce kutlayabilmek özgürlüktü.

        Bana sorarsanız, özgürlük bir kuşşa, sevgililer gününü başımıza vura vura, o tarihte zorla kutlatmak, kuşun kanatlarını bağlayıp, idareyi otomatik pilota devretmekti. Ama dedim ya, uslu insanlarız, sesimizi çıkarmadan bir kenarda yuvarlanıp gidelim, büyüyüp, serpilelim, vakti gelince de kimseye zahmet vermeden göçüp gidelim istiyoruz. O sebeple de kutluyoruz.

        İÇİNDE YAŞAMAYACAKSIN!

        Ülkelerin kaderini etkileyen bilimum durumda, halkın ne kadar üzülüp üzülmediğini, yas tutup tutmadığını yine bize dış seslerin dikte etmesi sizce ne kadar özgürlükçü bir davranış biçimi? Bu ve benzeri durumlarda, etrafta yüzü gülen, mutlu insanlar görünce, vicdansızlık, vatan hainliği ile suçlanmak, özgürlüğün hangi maddesinde geçerli?

        İnsanın yası da, üzüntüsü de kendi içinde değil mi? Sırf birileri üzül dedi diye, üzülmek, bazı sosyo ekonomik çevrelerde, mevlütlerde parayla tutulan yas tutuculardan farklı bir şey değil ki... Sizi bilmem ama ben dış seslerin, reklamların, otoritelerin, en güzel düşüncenin kendi düşüncesi olduğuna inanan aile büyüklerinin, emir kiplerinden sıkıldım.

        Bugünün çocuklarının güçlü karakterler haline gelmesi için, daha az müdahale daha çok “davranış” özgürlüğü olması kanısındayım.

        Diğer Yazılar