Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son bir yıl içinde İzmir’de bu kaçıncı iskele çökmesi, vinç devrilmesi, asansör halatı kopmasına verdiğimiz kaçıncı kurban?... Ölüm olaylarından sonra ortaya konan uzman inceleme raporları, hepsine de ihmal, ihmal ve en kötüsü de “bir şey olmaz” aymazlıklarına işaret ediyor.

        Ekmek parası peşindeki garibanlar sapır sapır ölürken, demek ki yetkililerin, bürokrasinin de üzerine düşeni ya yapmadığı ya da savsakladığı gibi bir gerçekle karşı karşıyayız.

        İnsanlar öldükten sonra soruşturma açmak, sorunu ve sorumluları ortaya çıkarmak, ihmali olanları cezaya boğmak, hapse tıkmak, bu güne kadar hiç bir kaybı yerine koymadı, hiç bir öleni de geriye getirmedi.

        Buca’da devam eden İzmir Emniyet Müdürlüğü inşaatında vinç devrilmesi ile 25 yıllık vinç operatörünün hayatını kaybetmesi olayından söz ediyorum. 20 gün önce aynı işi yaptığı Irak’tan dönen, İzmir’de aynı işi yaparken ölen garibandan...

        İnsanın aklına, ‘keşke dönmeseydi de, ölmeseydi’ gibi abuk bir düşünce gelirken, yetkililere seslenmek isterken, suçluyorum da; Bu konudaki iş güvenliği tedbirlerini mevcut yönetmelikleri işleterek vaktinde alın, aldırın da inşaatlarda ölümlerin olabildiğinde önüne geçin... Maliyeti ve zaman kaybı kime ne kadar olursa olsun, yeter ki ekmek parası peşinde koşan insanlarımızın hayatta kalma şansını artırın...

        Çirkin gazeteciliğin hedefi

        Geçerlerde taze politikacı, İzmir Milletvekili Doç.Dr.Selin Sayek Böke’nin CHP’deki son yapılanmada “parti sözcülüğü”ne getirilmesinden sonra “eyvah!..” dediğimi sizlerle paylaşmıştım. Çünkü ülkemizin, insanımızın başına musallat olan “çirkin politika”nın, bu ülkenin ne değerlerini ayakları altında ezdiğini, sonunda da “lanet olsun” diyerek “ortamdan temizlediği”ne o kadar çok şahit olduk ki...

        Örneğin; dünyanın sayılı ekonomistlerinden Kemal Derviş... “Türk usülü siyaset”in içine bir girdi, milletvekili yapıldı, sonunda “son on yılların milletvekilliğinden istifa eden ilk kişisi” olarak Türkiye’den ayrılmak zorunda bırakıldı. Ama o bir “altın adam”dı ve Türkiye’den kaçırtılsa da, dünyanın sayılı ekonomik değerlendirme kuruluşlarından birisi en yüksek ikinci koltuğunu ikram ederek sahip çıktı.

        Dün, bir gazetenin haberi dikkatimi çekti: “CHP Sözcüsü Sayek vaftiz olmuş...”

        Yani, doğumdan sonra Hristiyan Dini’ne kabul töreninden geçmiş. Yani denilmek isteniyor ki; “Ey Müslüman halkımız... CHP’nin ‘3 Numarası’ bizden değil!...”

        Zaten CHP’nin ‘1 Numara’sının da Alevi olduğunu, miting meydanlarından bilmeyenlere de bildirilmişti.

        Haberin dayandırıldığı nokta ise, gazetecilik mesleği adına utanç verici; Sayek’e “Hristiyan mısınız?”, diye sorulmuş, cevap alınamamış...

        İşte “özgür ve tarafsız basın”ın son hali...

        Diğer Yazılar