Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Erol Yaraş’ı tanırsınız... Bugüne kadar 3 televizyon ve 2 gazete kurmuş, uluslararası festivaller organize etmiş bir Egeli’yi kim tanımaz? Yine “çıkaramadım” diyorsanız, her hafta iki meslektaşı Hamdi Türkmen ve Erdal İzgi ile kendi kurduğu Ege TV’de siyaset ağırlıklı program yapıp, eleştirisini de, övgüsünü de mertçe, dürüstçe söyleyebilme cesaretini gösterebilen bir gazeteci. Erol Yaraş, çok kısa bir süre birlikte çalışmamıza rağmen, benim de 30 yıla yakın bir süredir dost olduğum, dost kaldığım sevgili arkadaşımdır. Şenay Düdek’in geçen hafta yazdıklarından öğreniyorum ki; sadece 1, bilemedin 1.5 aydır görmediğim Erol yine “azmış!..” “Azmış” demem hem aramazdaki samimiyettendir, hem de Ege TV’de program yaptığı, Milliyet Ege’de yazı yazdığı için pek boş zamanının bulunmamasına rağmen, yüksek enerji ve üstelik cepten para isteyen bir işe daha soyunmasındandır.

        Bizim Erol; Türkiye’nin ilk internet televizyonunu İzmir merkezli olarak yayın hayatına geçirmek üzere düğmeye basmış, inandığı ve güvendiği bir grup gençle kuruluş aşamasını tamamlamak için gece gündüz çalışmaya başlamış bile. Yeni kanal; Tüm dünyada, taşınır-taşınmaz internete bağlı bir bilgisayar olan her yerde izlenebilen bir ulusal haber kanalı olacak. HD kalitesinde tüm dünyaya yayın yapacak. Kaçırılan program veya haberlere, röportajlara anında ulaşılabilecek. Dileyen izleyici, kanalı seyrettiği bilgisayarı üzerinden açık oturumlara katılabilecek. Normal televizyonlardan daha hızlı bir şekilde canlı habercilik yapacak... Erol Yaraş’ın yayın hayatına geçireceği 6’ncı medya kuruluşu işte böyle çalışacak.

        Yemek öncesi ördekli pilav ziyafeti

        Doğal olarak bir de “saptanmış yayın ilkeleri” çerçevesinde hizmet verecek. Erol’u tanıdığım, el attığı işlerde başarıya nasıl odaklandığına tanık olduğum için, ekibini nasıl “hipnotize” ettiğini bildiğim için, bu Türkiye’de bir ilk olacak “internet televizyonu”nun kısa sürede “en çok izlenenler listesi”ne gireceğinden asla şüphe etmiyorum. Kolay gelsin sevgili arkadaşım, sevgili kardeşim... Size de henüz tanışamadığım genç ekip... Sevgili Erol; şu sıralar sıradışı bir griple boğuşuyorum. Toparlanır toparlanmaz, senin buluşma sloganın olan “sağlıklı beslenme ve hasret giderme”yi yerine getirmek üzere yeni mekanında olacağım.

        Madem Erol Yaraş’la başladık; onunla birlikte yaşadığımız bir anı ile bugünkü köşeyi noktalayalım; Bir kış günü Londra sokaklarında dolaşıyoruz. Saat 18.00 suları. Bize eşlik eden İngiliz rehber, akşam saat 08.00’de bir yemeğe katılmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bana dönen Erol, “Daha yemeğe iki saat var. Oysa ben acıktım. Zannederim sen de öylesin. Buralarda pilav üzeri kızarmış ördek satan Çinliler var. Canım da çok çekti” dedi. Ben “evet” deyince, bu kez fikrini İngiliz’e atlattı. Kaşlarını çatıp, suratını aksatan rehber “Akşam yemeğine iki saat kaldı. Şimdi yemek olmaz” diye kestirip attı. Bu kez ben devreye girdim; “Bizim memlekette şu anda saat 20.00. Yani bizim yemek saatimiz. Dolayısıyla iki saat daha sizin yemek vaktinizi bekleyemeyiz...” İngiliz’in hiç kaçarı kalmamıştı. Sessizce bizi o yere götürdü ve yemek öncesi “pilav üzerine nar gibi kızarmış Çin ördeği”ni yedirirken, dayanamayıp bir porsiyon da kendisi yedi.

        Diğer Yazılar