Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ali Koç’un “Çocuklarım başka takım tutarsa, ya hayatta olmam ya da onlara bakış açım değişir” açıklaması tartışılıyor...

        BABA-oğul ilişkisi deyince akla gelen ilk fotoğraflardandır şüphesiz, birlikte maça gitmek... Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç önceki gün bir açıklama yaparak koyu Beşiktaşlılığıyla bilinen babası Rahmi Koç ile hiç maç izleyemediğinden yakındı. Babası Ali Koç’u takım tercihinde özgür bırakmış ama kendisinin çocuklarına bu konudaki yaklaşımı oldukça farklı... Ali Koç “Babam Beşiktaşlı. Birlikte maç seyretmeye gidemiyoruz. Bu benim içimde bir eksiklik olarak her zaman kaldı. Çocukların hangi takımı tutacağında okul servis şoförleri veya dayıları etkili oluyor. Çocuklarım başka takım tutarsa ya hayatta olmam ya da onlara bakış açım değişir” diyor. Konuyu tartışmaya açtık. Oğlunuz ezeli rakibinizin taraftarı olursa ne yaparsınız, ilişkiniz zedelenir mi? Farklı takım taraftarı baba-oğullar birlikte maç seyredemez mi? İşte babalar, oğullar ve tuttukları takımlar polemiği...

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Çocuklar farklı takım tutuyorsa o babaların beceriksizliğidir Fenerbahçe Eski Başkanı ALİ ŞEN:

        Çocuk küçük yaşta her zaman başlarındaki saygıyla bağlandığı kişinin

        tercihlerine uyar. Bir babanın tuttuğu takımı çocuklarının da tutmasını beklemek bu yüzden çok doğal bence...

        Bir babanın tuttuğu takımın aynısını çocuklarının da tutmasını beklemek çok doğal. Çocukları küçükken onlarla beraber maçlara gitmeleri babalara büyük keyif, haz, onur verir. Ama çocuklar başka takımı tutuyorlarsa onu babanın beceriksizliğine bağlamak gerekir çünkü çocuk küçük yaşta her zaman

        başlarındaki saygıyla bağlandıkları kişilerin tercihlerine uyarlar. Bütün bunlara rağmen çocuk isyankâr çıkıp – özellikle baskı uygulanan ailelerde babanın

        tuttuğu takımın karşısındaki takımı da tutabilir. Bunun tek sebebi vardır, o da inattır. Umut ederim ki Ali’nin çocukları baskıyla büyüyüp sonunda inatçı olmaz ve doğru yolu bulup Fenerli olurlar.

        Eski Trabzonspor Başkanı MEHMET ALİ YILMAZ:

        Bizim ailede herkes Trabzonsporludur

        BİZİM ailemizde böyle bir şey yok gerçi, herkes benim başkanı olduğum takımı tutuyor ama aksi de olabilir pekala. Eskiden böyle bir şey söylenebilirdi ama artık baba ve çocukların tuttuğu takımların aynı olması gerekmiyor. Herkes kendi zevklerini kendi tayin eder. Baba tarafından takım kararının dayatılması hoş karşılanmaz diye düşünüyorum. Çocuk farklı takımı tutabilir, normaldir, zorla

        başka takımı tutturamazsınız da. Hangi rengi istiyorsa aile büyükleri saygıyla

        karşılamalıdır.

        Kasımpaşa Teknik Direktörü YILMAZ VURAL:

        Hangi takımdaysam, çocuklarım onu tutar

        Sevgili Ali’yi eskiden beri tanırım, Fenerbahçe’yi o kadar çok sever ki bu

        söyledikleri biraz mantığın dışına taşmış! Çok koyu Fenerlidir. Benim çocuklarım, ben hangi takımı çalıştırıyorsam o takımı tutuyorlar, benimle beraber değiştiriyorlar. Ama benim tuttuğum takımı tutacaklar diye bir fanatikliğim yok.

        Eski Futbolcu Spor Yazarı ENGİN VEREL:

        Çocuk babasını seviyorsa tercihleri aynı olur

        Eğer çocuğum kendi özgür iradesiyle bir takımı seçerse buna karışmam. Ancak çocuğum, aile içinden bir takımı tutmaya zorlanırsa bir baba olarak olaya el

        koyarım. Bu konuda çocuğuma baskı yapanlar karşısında beni görürler. Olayın farklı bir boyutu da; bence, oğul, babasını seviyorsa, aralarındaki diyalog gayet iyiyse çocuğun tercihi de babasınınkiyle aynı olacaktır. Ama arada bir soğukluk ya da mesafe varsa, çocuk babasına gizliden gizliye bir tavır almak açısından rakip takımı tutma eğilimi gösterebilir.

        Kızım Galatasaray’da okuyor “Beşiktaşlı ol” diyemem

        Eski Galatasaray Başkanı FARUK SÜREN:

        Bu bir gönül meselesidir, çocukları özgür bırakmak lazım

        BENİM dünya görüşüme, özgürlük anlayışıma, fikir hürriyetime göre babayla oğlun aynı takımı tutması gibi bir mecburiyet yoktur. Baba başka takımı tutar, çocukları başka takımı tutar; bu bir gönül meselesidir. Çocuğu başka takımı tutuyor diye baba çocuğunu sevmiyor ya da babası başka takımı tutuyor diye çocuğu babasına başka gözle bakar diye bir şey yok. Bunu bu çerçevede

        değerlendirmek, çocuklarımızı takım tercihlerinde özgür bırakmak lazım.

        Eski Beşiktaş Menajeri SİNAN ENGİN:

        Kızım Galatasaray'da okuyor, Beşiktaşlı ol diyemem

        Benim için çocuklarımın hangi takımı tuttuğu önemli değildir, takım tercihleri kendi özel haklarıdır. Tercihi neyse o olsun, yeter ki mutlu olsun...

        HANGİ takımı tutacaklarına karar vermek, çocukların kendi özel haklarıdır. Çok önemli değil. Bence evin içinde tatlı bir rekabet bile oluşur. Tabii fanatik boyuta ulaşmadığı müddetçe. Benim için daha önemli olan, çocuklarımın futbola ve spora düşkünlüğüdür. Mesela benim kızım Galatasaray’da okuyor. Ben ona

        “Beşiktaşlı olacaksın” diyemem, kendi tercihidir. Ona bu yönde baskı yapmam söz konusu değil. Oğlum için de kalkıp “Sen şu takımı tutacaksın” dediğim zaman olmaz, içinden gelmesi lazım. Beşiktaşlı olup olmaması çok önemli değil benim için, mutlu olması daha önemli.

        Eski Hakem AHMET ÇAKAR:

        Kim hangi takımı tutmak istiyorsa onu tutar

        BABAYLA çocuğu aynı takımı tutacak diye bir şey asla yok. Kim hangi takımı

        tutmak isterse tutar, Ali Koç’un bu açıklamasına bir mana veremedim. Eğer çocuklarını Fenerbahçeli yapmak istiyorsa gerekli uğraşı versin. Çocuğun takım seçiminde dadılar, okul servisi şoförleri veya okul arkadaşları etkili olacaksa bu da dünyanın sonu değil. Bence Ali Koç, çocuklarının hangi takımı tutacağından çok dünyada olup biten diğer majör konularda etkili olabilirse daha faydalı olabilir.

        Spor Yazarı-Yorumcusu ŞANSAL BÜYÜKA:

        Takım tutkusu babadan oğula miras gibidir

        TÜRKİYE’de takım tutkusu babadan oğla miras gibidir. Buna rağmen Sayın Ali

        Koç’un görüşünü kabul etmekle birlikte kendisine katılmıyorum. Kendi adıma bu konuda çocuklarımı da özgür bıraktım. Ve hiç müdahil olmadım. Zaten keskin bir rekabet duygusuna son derece karşıyım. Bu bakımdan çocuklarımın bu konuda benden farklı bir duyguyu yaşamalarını hem anlayışla karşılar hem de desteklerim. Bizim evde hiçbir gün rekabet duygusu, rekabet tartışması olmaz,

        kimse de birbirini rahatsız etmez. Şunu kabul edelim ki; bu ülkede herkes saygı

        duyulacak takımları tutuyor.

        Diğer Yazılar