Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji kaynak alanları tartışmalarında Türkiye açısından bir numaralı sorun olarakAmerikaileRumveYahudilobilerininABD’deki faaliyetleri sayılabilir. İki numarada iseFransaileAvrupa Birliği’ne dikkat çekebiliriz. Bu durumda Doğu Akdeniz’de özellikle Kıbrıs merkezli tartışmalarda kimin hangi rolü üstlendiği, ne tarafta olduğu daha net ortaya çıkabilir.

        Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde (GKRY) üssü olanİngiltereveKıbrıs Rumlarlayakın ticari ilişkileri olanRusya’nın durumunuABDveAB’den ayıran nedir? Bu iki ülkeRum Kesimi’nin tek taraflı ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeleri (MEB) acaba ne kadar meşru görüyor? Yada meşru görmediği ve Türkiye’nin tezlerini haklı buldukları için miGüneyli Rumlarınihaleye çıkardığı enerji bloklarındaRusveİngilizenerji şirketleri yer almıyor. (Geçen yıl BP’nin Rumlarla görüşmesi oldu, ama herhangi bir blokta izine rastlamadım.)

        İngiltereüsleri sebebiyleKıbrıs'ta sadece garantör değil aynı zamanda‘egemen’devlet konumunda. Ada'nın güneyinde yüzde 2.76'lık bölümünü oluşturan ve deniz kıyısında yer alanAğrotur (Akrotiri)veDikelya'daki üsler, İngiliz hukukunun geçerli olduğu İngiliz toprağı sayılıyor. Deniz tarafında da hakları var.

        Rum tarafının sorunlubir şekilde AB’ye giriş aşamasındaİngiltereadadaki haklarının teyit eden bir anlaşma imzalamıştı. Dolayısıyla İngiltere’nin Kıbrıs’taki konumu da, gelişmelere bakışı daABile aynı değil. Türk tezlerine daha yakın görünüyor.

        Dünkü yazımda‘Rusya Akdeniz’de kimden yana?’diye sormuştum. O yazım için bir düzeltmede yapayım. Rus enerji şirketiRosneft,geçen yılAkdeniz'deMısır’a ait en büyük gaz alanı olanZohrsahasında %30 hissesi var. YanlışlıklaRostneftyerineLukoilyazmışım.Rostneftbu hissesiİtalyan Eni’den almıştı. Aynı sahadaİngiliz BP’nin de %10 hissesi bulunuyor.

        Rusya, Doğu Akdeniz’de elbette kendi stratejisinin peşinde, menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor. Ancak konu tartışmalı Kıbrıs olunca, Ruslar açısından durum biraz farklı görünüyor.Rus şirketleri Kıbrıs’ın tartışmalı enerji sahalarında yoklar.Üstelik Rumların çok istemesini rağmen girmediler. Rumların ABD ile yakın ilişkileri, Rusya’nın bölgede Türkiye ile münasebetleri ve başka detayların etki oranına bakmak gerekiyor.

        AyrıcaABD, Rumlarauygulanan silah ambargosunu kaldıran yasayı onaylarken, Ruslarla ilişkilerini de bitirmeleri için baskı yapıyor. DolayısıylaRusya’nın Kıbrıslı Rumlarla ilişkisi de kırılma yaşayabilir.Bu durumda Rusya, Kıbrıs’taABD-ABkervanına katılabilir mi?

        Rusya’yı da yakındanDr. Volkan Özdemir’de İngiltere ve Rusya’nın Kıbrıs tartışmasında Türk tezlerine daha yakın olduğunu söyledi. Özdemir’in konuyla ilgili bana yaptığı değerlendirme şöyle:

        “Rusya herkesle diyalog kurar. Görüşür. Kapıları kapalı tutmaz. Önceki gün Kıbrıs’la ilgili Türkiye’ye yönelik açıklamaları da kabul edilebilir değil. Ancak Kıbrıs’taki enerji alanları tartışmasında iki önemli ülkenin; İngiltere ve Rusya’nın konumunu farklı değerlendirmek gerekir Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ihaleye çıkardığı enerji bloklarında Rus şirketler yok. Fakat Lübnan, Suriye ve Mısır sahalarında Rus enerji şirketleri aktif.”

        Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama çalışmalarını kendi bakış açılarıyla‘yasa dışı’olarak niteleyenAB'nin yaptırımlar için hareketegeçeceğine dair haberlere yukarıdaki ayrıntılarla bakıldığında önemli bir netice çıkmayacağını söylemek mümkün.

        XXXX

        AB’nin sözde havacılık yaptırımı!

        Avrupa Birliği’nin(AB)medyaya sızdırdığı Türkiye’ye nasıl yaptırım hesapları içinde olduğu planları tam evlere şenlik. Aslında Türkiye’nin tezlerinin ne kadar güçlü olduğunun işaretlerini bu hareket planında görmek mümkün.

        Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama çalışmaları konuyu her yönüyle zirveye taşıdı. AB’nin,“yasa dışı”olarak gördüğü Türkiye’nin girişimlerine karşılık yaptırım hesaplarından birisi de havacılık.Reuters'a Türkiye ile AB arasında yürütülen‘Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması’müzakerelerini durduracakları bilgisini sızdırmışlar.

        Halbuki AB’nin talebiyle başlayan bu anlaşma, zaten 4 ay önce veTürk Dışişleri Bakanlığıtarafından duyurulmuştu. Çünkü28 ABüyesi ülkeden birisi Türkiye’nin tanımadığıGüney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY).Bu anlaşma imzalanma aşamasına gelmiş olsaydı, Türkiye tanımadığıGKRYile masaya oturmayacağından zaten sonuca ulaşmayacaktı.Dışişleri Bakanlığıda ‘Tanımadığım GKRY anlaşma imzalamam’dediği için konu 4 ay ince kapanmıştı. AB, Türkiye’nin kapattığı bir müzakereyi kendisi yapmış gibi sunmaya çalışıyor.

        Öte yandan bu anlaşmayıAB,üyesi ülkelerin daha rahat havacılık faaliyeti yürütmesi için istiyordu. Daha önceki‘Yatay Anlaşma / Open Skies’müzakerelerinin devamıydı. Adil rekabet, sermaye hareketi, AB ile Türkiye hava sahasında sınırsız uçuş gibi hususları öngörüyordu.

        Ayrıca Türkiye’nin güçlü havacılık sektörüAvrupa HavacılıkEmniyetAjansı(EASA)veABD Federal Havacılık Dairesi (FAA)standartlarında olduğu için diğer hususlarda ülkemize bir katkısı da söz konusu olmayacaktı.

        Eğer AB’nin diğer yaptırımları da bunun gibi olacaksa telaşa gerek yok.

        Diğer Yazılar