Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dünyada öyle ilginç bölgeler var ki, sadece uçakla gidilebiliyor. Genelde dört tarafı denizlerle çevrili, dünyanın en ücra köşelerinde yer alan adalardaki havaalanları da buraların en önemli öğesi. Bu izole havaalanları bulunduğu bölgelerin hayati ihtiyaçlarını karşılarken, bazıları da askeri meydanlar olarak dikkat çekiyor.

        Havacılıkta uçsuz bucaksız diyarlara kurulan hava meydanlarında zor da olsa birtakım sebeplerden dolayı operasyonlar zorunlu olarak icra ediliyor. Bu hafta sizlere dünyanın en izole yerlerinde bulunan ve var olduğuna inanmayacağınız ilginç hava meydanlarına götüreceğim. Uçuşa hazır mısınız?

        Kuzey Kutbu’nun havaalanı : Alert Havalimanı-Kanada

        Kanada’nın Alert Havaalanı dünyanın en kuzeyinde yer alıyor. Bu bölgenin nüfusu 100 kişiden az, ama burası Kanada Savunma Bakanlığı tarafından kullanılıyor. Kuzey Kutbu’nun 830 km uzağında yer alan bu bölgenin bin 670 metre çakıl bir pisti var. Bakanlık, bu küçük havaalanını bölge güvenliğinin temini ve çalışanların ihtiyaçlarını gidermek için yapmış. Meydana da sadece askeri uçuşlar yapılıyor. Burası aynı zamanda bölgede uçan askeri hava araçlarının acil yakıt noktası olarak kullanılıyor.

        Dünyanın en uzak havaalanı: Mataveri Havaalanı- Paskalya Adası

        Şili’nin Paskalya Adası’ndaki Mataveri Havaalanı, dünyanın en uzak hava meydanı olarak tanımlanmaktadır. Başka bir havalimanına olan uzaklıkla tanımlanan kritere göre dünyanın en uzak havaalanı Paskalya Adası’ndaki (Isla de Pascua) bu meydandır. Buraya en yakın havaalanı Şili’nin Santiago’daki Arturo Merino Benítez Havalimanı’dır.Aradaki mesafe ise yaklaşık 3 bin 759 km. Uzak konumuna rağmen havalimanına yılda 100 binden fazla yolcu turistlik uçuş yapıyor. Ada 7 bin 750 kişilik bir nüfusa sahiptir.

        Buzdan pistleri olan havaalanı: Mc Murdo Havalimanı - Antartika

        ABD’nin Antartika’daki McMurdo Üssü, aynı zaman buzdan pistleriyle dikkat çeken bir havaalanıdır. ABD’nin Antarktika araştırma merkezi olarak kullandığı üs, Ross Adası’nın güney burnunda bulunuyor. Yeni Zelanda’nın da hak iddia ettiği Ross Bölgesi, uzun bir süredir ABD tarafından kullanılıyor ve Antarktika’da en büyük topluluğu (yaklaşık 1250 kişi) burada yaşıyor. Amundsen-Scott Güney Kutbu İstasyonu’na giden personel ve kargolar McMurdo Havaalanı’ndan geçiyor. Dolayısıyla Antartika’nın iki buz pistli bu meydanı havayolu ulaşımı açısından da ilginç özelliklere de sahip. Antartika’da genelde iki buz pistle operasyon yapan McMurdo Havaalanı’nın misafirleri ise genellikle askeri nakliye uçakları. Kayak donanımlı askeri uçaklar operasyon yaptığı gibi buzdan pistlere tekerlekli uçaklar iniş kalkış yapabiliyor.

        ABD Antarktika Programı çerçevesinde yazları buraya uçuşlar gerçekleştiriyor. Yeni Zelanda Kraliyet Hava Kuvvetleri ve Avustralya’da Antarktika Programı çerçevesinde be meydanı kullanıyor. McMurdo Havaalanı’na en yakın asfalt pistli havalimanı yaklaşık 3 bin km uzaklıkta, Yeni Zelanda’da bulunuyor.

        REKLAM

        Japonya’ya yakın Rus havaalanı: Kamçatka Yelizovo Havalimanı - Rusya

        Pasifik Okyanusu’na kıyısı bulunan Rusya’ya bağlı Kamçatka Yarımadası’nda yer alan Yelizovo Havaalanı’na Moskova’dan 9 saat süren bir uçuşla gidebilmek mümkün. Rusya içinde 9 saatlik uçak yolculuğuyla varılan bir havaalanı, günümüzde SSCB döneminde yapılan askeri garnizon sebebiyle ilgi çekiyor.

        Büyük Okyanus’ta Ohotsk Denizi ile Bering Denizi arasında yer alan Kamçatka Yarımadası’na hali hazırda sadece uçakla varmak mümkün. Buradaki yaşama da havalimanı yön veriyor. Birçok Rus askeri birimlerinin bulunduğu yarımada daha çok savunma tarafıyla öne çıkıyor. Yelizovo Havaalanı’na en yakın havalimanları Japonya’da yer alıyor. Kushiro Havalimanı’na bin 472 km ve Asahikawa Havalimanı ise bin 499 km uzaklıktadır.

        Dünyanın en kuzeyindeki havaalanı: Svalbard Havaalanı - Norveç

        Kuzey Buz Denizi üzerinde bulunan Longyearbyen’e bağlı Svalbard Adaları’ndaki aynı ismi taşıyan havaalanı aynı zamanda dünyanın da en ilginç hava meydanlarından birisidir. Dünyanın en kuzeyindeki Svalbard Havaalanı’na hali hazırda Oslo ve Tromso’dan günlük uçuşlar yapılıyor. Bu uçuşlar, yazın bitmeyen günler, kışın bitmeyen geceler, vahşi yaşam, scooter ile kar gezileri, güzel manzara ve Kuzey ışıkları gibi sebeplerden yapılıyor. Ziyaret etmek isteyenler için epeyce gerekçe var. Zorlu ortamı ve fiziki konumu dışında, gün ışığı olmadan da uçuş yapılamıyor. Pist ışıklarının olmaması nedeniyle, uçuşlara yalnızca gün ışığında izin veriliyor. Yani kışın uçak yolculuğu olmuyor. En yakınındaki Hammerfest Havalimanı’yla arasında mesafe ise yaklaşık 847 km’dir. Aynı zamanda Kuzey Kutbu’na en yakın ticari havalimanıdır. Havaalanı pistinin yaklaşık üçte birlik kısmı araziye kazılarak, geriye kalanı da set üzerine inşa edilmiş. Yaz aylarında toprağın çözülmesini engellemek için pistin altına 1 ile 4 metre arasında değişen donmaya dayanıklı özel toprak dolgu tabakası uygulanmış.

        REKLAM

        Dünyanın en zor adasının havaalanı: St. Helena Havalimanı - Güney Atlantik

        Atlas Okyanusu’nun güneyindeki İngiliz toprağı St Helena Adası’na Güney Afrika’nın Johannesburg kentinden 2017’de seferler düzenlenmeye başlandı. Uçuşların başlamasıyla birlikte İngiltere medyası “Dünyanın en gereksiz havaalanı” başlığıyla adaya yapılan yatırım eleştirdi. Çünkü uzak mesafedeki adaya haftada bir planlanan uçuşlar için talep olmayacağı endişesi taşınıyordu. Johannesburg’tan kalkan uçak Namibya’nın Windhoek kentindeki mola veriyor, sonra ada varmak için yaklaşık okyanus üzerinde 6 saat 15 dakika uçuş gerçekleştiriyor.

        Ancak St Helena, aynı zamanda Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart’ın sürgüne gönderildiği ada olduğu için kısa zamanda ilgi göreceği beklentisiyle bu girişimde bulunulmuş. İngiltere tarafından finanse edilen adadaki havaalanı için yaklaşık 380 milyon dolar harcanmış. Afrika kıtasının batısında bulunan adada yaklaşık 4 bin 500 kişi yaşıyor. Adanın dış dünyayla tek bağlantısının 3 haftada bir gerçekleşen gemi seferleri olması nedeniyle havaalanı yapılmış. St Helena aynı zamanda bugüne kadar üzerinde yaşamın sürdüğü, ama en zor ulaşılan adalarından biri olarak biliniyordu. Havaalanı açıldıktan sonra haftada bir olarak başlayan uçak seferleri 2020 başlarında haftada iki şeklinde yapılıyordu. Kovid-19’un uğramadığı ada olarak bilinen St Helana, salgından korunmak için kontrollü uçuşlara başladı. Kısacası “en gereksiz havaalanı” yakıştırması doğru çıkmadı. Zor ulaşılan adaya, uçakla rahat ulaşılmaya başlandı.

        Türkiye’nin adadaki ıssız havaalanı: Gökçeada Havaalanı

        İnsani yardım amacıyla Gökçeada Havaalanı’nın yapımına 1998 yılında başlandı. Ancak 2010’da ada turizmini geliştirmek amacıyla yenilenip, sivil uçuşlar için uçuşlara da açıldı. İlk tarifeli uçuş Borajet ile AnadoluJet’in ortaklığıyla Temmuz 2011’de İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yapıldı, ama talep ve uygun uçak tipi olmaması sebebiyle seferler istikrarlı bir şekilde devam etmedi. Adadaki havaalanı sadece iç hatlar düşünülerek yenilendi. Pistinin uzunluğu 2040 m. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) kontrolünde olan havaalanına uzun bir süredir havayolları düzenli uçuşlar gerçekleştirmiyor.

        Türk halkı cam kenarında uçmak istiyor

        Türk halkı cam kenarında uçmak istiyor

        Uçakla seyahat edenlerin tercihlerini öğrenmek üzere Habertürk TV’deki Airport programımda izleyicilere 3 soru yönelttim. Habertürk TV sosyal medya hesapları üzerinden de bu soruları paylaşarak, cevaplamalarını istedik. Anlayacağınız 10 bin kişinin üzerinde bir katılımla mini bir anket yaptık.

        En fazla ilgiyi yaklaşık 7 bin kişinin görüş bildirdiği “aşı” konusu çekti. Kovid-19 salgını sürecinde karşımıza çıkan aşıya nasıl bakıldığını, uçakta nerede oturmayı tercih ettiklerini ve havayollarının bu dönemde tedbir olarak ikramlarda kısıtlamaya gidilmesine nasıl bakıldığını merak ettik. İlginç de cevaplar aldık. Bu sonuçlardan kim, ne ders çıkarır bilemiyorum. Sorularımıza gelen cevaplar şöyle;

        • 1) Uçakla yaptığınız seyahatlerde hangi koltuğu tercih edersiniz?

        Pencere kenarı: Yüzde 74,3

        Koridor tarafı : Yüzde 14,2

        Fark etmez : Yüzde 11,5

        • 2) Havayoluyla seyahatlerde ikramlar salgın öncesine dönmeli mi?

        Evet, dönmeli : Yüzde 66,6

        Hayır, böyle kalsın: Yüzde 33,4

        • 3) Havayolu ile seyahatlerde aşı şartı konulursa, aşı yaptırmayı kabul eder misiniz?

        Hayır, etmem: Yüzde 71,4

        REKLAM

        Evet, ederim: Yüzde 20,7

        Kararsızım: Yüzde 7,8

        Görüldüğü üzere halkımızın kafası aşı konusunda ciddi anlamda karışık. Gelen cevaplar şaşırtıcı. Neden bu kadar aşıya mesafeli yaklaşılmış, analizini bile yapacak gerekçe bulamadım. Kovid-19 salgın sürecinde aşı en önemli argüman, Bilim Kurulu üyeleri, birçok uzman; “Bulduğunuz ilk aşıyı yaptırın” tavsiyesinde bulunurken böyle bir neticenin ortaya çıkması bana da çok ilginç geldi.

        Türk halkının uçakla seyahatte cam kenarını tercih etmesini gayet iyi anlıyorum. Ancak oranın bu kadar yüksek çıkacağını beklemiyordum. Şimdi bu yüksek oranlardan sonra THY, Pegasus ve SunExpress gibi havayollarımız cam kenarlarına yönelik özel tarife belirlerse sorumlusu ben değilim!

        Ve ikram. Havayolu ve ikram şirketleri arasındaki tartışmalara asıl konuda etkilenen yolcuların düşüncelerini ben de merak ediyordum, önemliydi. Zira Kovid-19 salgın sürecinde ikramlar 2 saatin altındaki uçuşlarda verilmemeye başlandı. Uzun uçuşlarda ise önemli oranda çeşitlilik azaldı ve kalite düştü. Ağırlıkla kısa hatlarda faaliyet gösteren düşük maliyetli havayolları (Low Cost Carrier) ise ikramları zaten ücreti mukabilinde verdiği için ilave hijyen önlemleriyle hizmetlerine devam ettiler. Ancak konvansiyonel veya uçuş ağı olan havayolları (Network airlines) uçuşlarda ücretsiz verdikleri ikramları Kovid-19 salgın sürecinde önemli oranda değiştirdiler. Merak edilen ise havayollarının salgın sonrası nasıl bir ikram hizmeti verecekleri. Eskiye mi dönülür, Kovid-19 mevcudu mu korunur, yoksa yeni ikram modelleri mi söz konusu olur, zaman gösterecek.

        Kovid-19'da pilotların yüzde 43'ü çalışabildi

        Kovid-19'un neden olduğu hava yolculuğundaki kriz binlerce havayolu mürettebatının hayatını alt üst etti. Perşembe günü yayınlanan bir ankette, rakamlar eşi görülmemiş krizin dünyadaki pilotların yarısından fazlasının evlerinde oturduğunu ortaya koydu.

        Türkiye’de havacılık sektöründe çalışanlar da dünya ile aşağı yukarı aynı oranlarda etkilendi. Ama dinamik iç hat uçuş ağımızın olması birçok ülkeye göre Türkiye’yi havacılık ve turizm sektörleri açısında şanslılar arasında yer almasını sağladı. Türk Hava Yolları, Pegasus, SunExpress, Corendon ve Onur Air gibi şirketlerimizin bu şanstan aynı ölçüde faydalanamadığı biliniyor. Başka ülkelerde olduğu gibi sektöre devletin nakit yardımında bulunmadığı dikkate alındığında her havayolunun farklı şekilde etkilendiği ve sıkıntılar yaşamaya devam ettiğini, sektörün devletten destek için gün saydığını vurgulamak gerekiyor.

        Kısacası yaklaşık bir yıl önce başlayan küresel salgın krizinin ticari havacılık üzerinde yıkıcı bir etkisi oldu. Şimdi, ise havacılık sektöründeki en zor yılın verileri önümüze gelmeye başladı.

        Goose Recruitment ve Flight Global arasında yapılan iş birliği ile ilginç bir anket düzenlendi. Pilot Survey 2021 isimli anket, dünya çapındaki pilotlar için mevcut istihdam piyasasına ilişkin rakamları ortaya çıkardı. Ankete toplam 2 bin 598 pilot katıldı ve bunların yalnızca yüzde 43’ünün şu anda çalışmakta ve uçmakta olduğu ortaya çıktı. Bu rakamlar havayollarının nasıl bir krizin eşiğinde olduğunu gösterir nitelikte.

        REKLAM

        Amerikalı pilotlar şanslı

        Ankete göre halihazırda istihdam edilmeyen pilotların yüzde 30’u işsiz, yüzde17’si serbest bırakılmış, yüzde 6’sı havacılıktaki başka görevlerde ve yüzde 4’ü diğer sektörlerde istihdam edilmiş. Kuzey Amerikalı pilotlar ise diğer ülkelere göre büyük oranda işlerini sürdürdüler. Ankete göre Kuzey Amerika’da pilotların yalnızca yüzde 20’si işsiz.

        Yeni iş yok

        Ankete katılan pilotların, “Şu an işsiz misiniz?” sorusuna ise yüzde 84’ü evet cevabını verdi. İşsiz pilotların yüzde 66’sı aktif olarak yeni iş arayanlardan, yüzde 3’ü ise mülakat sürecinde olduklarını belirtti. Ankete katılıp ismini vermeyen bir pilot ise Mart 2020’de Orta Doğu’daki önemli bir havayoluna katılmak için işinden istifa ettiğini, anlaştığı havayolu tarafından iş teklifinin geri çekildiğini söyledi.

        Maaşta indirime “evet”

        Ankete katılanlardan çalışan yüzde 43’lük kesiminde eski günlerine dönmek istediği belirlenmiş. Çünkü pilotların 2019’a göre maaşlarında yüzde 60’lık bir kesinti söz konusu. Bu her havayoluna göre değişiklik gösterse de hepsi bu durumdan şikayetçi. Mesela Cathay Pacific’in maaşlar yüzde 58’e kadar düşürme kararı söz konusu. İngiltere’de Ryanair pilotları yüzde 20 indirime evet derken, Lufthansa ise Pilot Birliği ile yaptığı görüşmeler sonrasında önümüzdeki iki yıl için yüzde 45 kesinti anlaşmasına vardı. Öte yandan ankete katılan işsiz pilotların yüzde 82’si, yeni bir havayolunda çalışmak için ücret kesintisini kabul edeceklerini belirtmişler.

        Salgında psikolojileri bozuldu

        Ayrıca bu dönemde pilotlar psikolojileri de etkilendiği için çeşitli sorunlar yaşamaya başladıkları kaydediliyor. Ankete katılan pilotların yüzde 40’ı salgının zihinsel sağlıklarını etkilediğini söylüyor. Genç pilotlar ise bu durumdan en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor. 24 yaşın altında olanlardan psikolojik sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 58, 35-44 yaş aralığındakiler yüzde 44, 55-64 yaş arasındakiler ise yüzde 32 oranında çıkmış.

        Diğer Yazılar