Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türk sivil havacılığının omurgası konumundaki Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ciddi kabuk değiştirmeye hazırlanıyor. Ulaştırma Bakanlığı çatısı altında hizmet veren bu kurumda çalışanlar, ülkemizde faaliyet gösteren havacılık sektöründeki tüm kurumların denetimini ve lisanslamasını yapıyor. Türk sivil havacılığının emniyetini ve güvenliğini belirlenen standartlar çerçevesinde sağlamaya çalışıyor. Ancak devlet memuru konumları sebebiyle çok düşük maaş ve imkanlarla çalışmak zorunda kalındığı için nitelikli, sektörün ihtiyacı olan kişileri kurumda tutmak mümkün olmuyor.

        SHGM’nin sürdürülebilir olmayan işte bu yapısının değişmesi için TBMM’de bir kanun teklifi onaylanmayı bekliyor. Yasal düzenlemeyle birlikte SHGM personeline, Eurocontrol’den Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) gelen tazminatın bir kısmının tahsis edilecek. Böylece SHGM personelinin maaşlarında kısmi bir iyileştirme sağlanarak, nitelikli personel istihdamına katkı sunulması planlanıyor. İkinci adım ise “Yeni Sivil Havacılık Modeli” ismi verilen düzenlemeyle gerçekleştirilecek. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), 28 Haziran-1 Temmuz arasında İstanbul’da yapılacak sempozyumda Sivil Havcılık Genel Müdürü Pro. Dr. Kemal Yüksek’in de bu yeni modelin lansmanını yapacağını öğrendim.

        Merkezine Türk sivil havacılığının konacağı yeni sistemin bir modele dönüştürülerek dost, kardeş ve gönül coğrafyası ülkelere de kullanıma hazır olarak (ready to use) verilmesi hedefleniyor. Dijital eğitimle birlikte tek bir kaynaktan eğitim ve lisans işlemlerinin yapılması planlanan yeni modelde değerlendirme sistemi de değişecek. Eğitim sertifikaları üretilecek. Çok dilli sertifikasyon sistemi getirilecek. Türk Hava Yollarında (THY) uygulanıp etkileri ve sonuçlarının bilindiği benzer sistemin SHGM yapısında hizmete sokulacak. Dağınık eğitim ve sertifikasyon sistemi böylece merkezi yapıya kavuşturulacak.

        SHGM’nin yeni modeliyle birlikte havayolları işletme (AOC), eğitimi yatırımı yapmayacak, kitap, doküman hazırlama zorunda kalmayacak. Şirketlerin kurumsal dönüşümleri sağlanarak personelin kalitesi ve gelirlerinin artırılacak. SHGM’de görev alacak personel de sertifikalı olacak, alanında yetkin, görevleri, uzmanlıkları ve kademeleri de ayrılacak. Sertifikasyon süreci havacılık sektöründeki diğer kurumlara da uygulanacak. Mesela DHMİ’nin operasyon dairesindeki kişinin alanında ne kadar yetkin olduğu ölçülüp, buna göre lisanslandırılacak. Amaç havacılık sektörüne uygun istihdamın sağlanması ve klasik memur düzeninin değişmesi…

        Talimatla elektrik üretimi dönemine mi giriyoruz?

        Talimatla elektrik üretimi dönemine mi giriyoruz?
        0:00 / 0:00

        Elektrikte şu an yüksek maliyetler sebebiyle tüm Türkiye ciddi sıkıntı yaşıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektriğe yüzde 30’luk yeni zammın yolda olduğunu dair haberi yalanladı, ancak kaç gün zam yapılmayacağı bilgisi meçhul. Yani EPDK’nın Temmuz’da vatandaşı nasıl bir elektrik fiyatı tablosuyla karşılaştıracağını kestirmek zor.

        Sektörün içindeki insanlar ithal kömür ve doğalgaz ile üretilen elektriğin maliyetinin sürekli artıyor olmasına ve elektrik dağıtım şirketlerinin bünyesindeki Görevli Tedarik Şirketleri-GTŞ’lerin birikmiş alacağının 30 milyar TL’ye ulaştığına dikkat çekerek mevcut yapının her açıdan sürdürülebilir olmadığına dikkat çekiyorlar. Mevzu sadece pahalı elektrik değil, yakında olmayan elektriği, elektrik kesintilerini de konuşuyor olabiliriz. Yakında, yani Temmuz ve Ağustos'ta.

        Gebze ve civarında bazı doğalgaz çevrim santralleri (Enka) bakım ve onarım sebebiyle çalışmıyor. İzmir’de de bir doğalgaz termik santrali benzer sebeple elektrik üretmiyor. Malum olduğu üzere geçtiğimiz haftalarda enerji bürokrasinin yerli kaynaklardan elektrik üreten santrallere maliyetinin altında üretim yapması için baskı yaptığına dikkat çekmiştim. Bu baskıya dayanamayıp zarar edenlerin ya santralini kapattığını ya da üretimi bir şekilde öteleyecek formüller içine girdiğine de dikkat çekmiştim.

        Şu günlerde ise özellikle elektrik talebinin yüksek olduğu Marmara Bölgesi’nde bazı doğalgaz santrallerinin elektrik üretmemesi sebebiyle elektrikte talep açığı ortaya çıkmış. Sanayinin en yoğun ve talebin de en yüksek olduğu bölge için enerji bürokrasisi “Bir Numaralı Talimat” ile elektrik üretilmesi için çözüm geliştirmiş. Talimat, elektriğin üretim maliyeti ne olursa olsun, talebin karşılanabilmesi için ilgili santrallere “üret” emri anlamına geliyor. Böylece zaten pahalı olan elektriği daha da pahalı hale gelecek. Diğer taraftan yerli kaynaktan elektrik üreten santrallere “maliyetin altında üret” baskısı tartışmalara sebep olup, Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) tarafından mahkemeye taşınmasına rağmen bu konuda enerji bürokrasisi henüz bir adım atmış değil.

        Bir başka sıkıntılı husus ise planlamada gizli. Mesela 4 yıl önce de Alarko, Zorlu, Aksa ve Cengiz gibi şirketler doğalgaz çevrim santrallerini söküp, satmış, bazı şirketler de yurtdışına taşımıştı. Yerlerine yerli kaynaklardan elektrik üretecek baz güç santraller konulamadığından şu an baz güç santrallerde yani kesintisiz elektrik üretiminde sıkıntı var. Eğer yerli kömürden elektrik üretenlere “Destekleme Programı” adı altında baskılar devam eder, yüksek oranlı rödovans ve dekapaj sebebiyle 1-2 santral daha çalışmazsa Türkiye'nin ciddi bir elektrik sorunuyla Temmuz-Ağustos’ta karşılaşma ihtimali söz konusu...

        Sabiha Gökçen Havalimanı'nda işler hızlanacak!

        Sabiha Gökçen Havalimanı'nda işler hızlanacak!
        0:00 / 0:00

        Bitmeyen ikinci pisti ile devletin en üst kademelerinde de rahatsızlığa sebep olan Sabiha Gökçen Havalimanı’nın gündeme gelen sorunlarının hızla çözümü için arayışlarının hızlandığını öğrendim.

        Ulaştırma Bakanlığı ile Savunma Sanayi Başkanlığı(SSB) arasında Sabiha Gökçen merkezli yoğun görüşmeler gerçekleşiyor. Çözüm için geliştirilen ve üzerinde konuşulan yeni model şu; “Mülkiyeti SSB'de olsun, işletmesini Devlet Hava Meydanları İşletmesi yapsın.”

        Ancak SSB tarafı bu yaklaşıma pek sıcak bakmıyor. İkinci pistin gecikmesinde Ulaştırma Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu, davulun SSB’nin boynunda tokmağın bakanlıkta olması sebebiyle de kendi sorumluluklarında olan havalimanında bir şey yapamadıklarını belirtiyorlar.

        Ulaştırma Bakanlığı ise Sabiha Gökçen Havalimanı’nda işlerin hızla çözüme ulaştırılabilmesi için meydan işletmesinin kendilerine geçmesinin doğru olacağını düşünüyor. Böylece ikinci pistin kısa sürede hizmete sokulması için çalışmaların hızlandırılacağı ve paralelinde de yeni terminalin yapımı için de adım atılacağını önerdiklerini öğrendim.

        Ayrıca bakanlık Türkiye’deki tüm havalimanlarının DHMİ kontrolünde olduğu, Sabiha Gökçen’in de geçmesiyle birlik sağlanacağına da vurgu yapıyorlarmış.

        SSB yetkilileri her türlü ödemeyi kendilerinin yaptığını, ama nereye kadar harcandığına dair kontrolün kendilerinde olmadığını, hatta ikinci pist inşasında bir çok hesabın şaşması sebebiyle sıkıntı yaşadıklarını gündeme getiriyorlar. Görebildiğim kadarıyla da bu yeni modele pek sıcak bakmıyorlar. Fakat konunun bu şekilde gündem olması bile birşeyler yapılacağına işaret ediyor.

        Diğer Yazılar