Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Lufthansa ve THY’nin yüzde 50 eşit hisseyle ortak olduğu, ancak yönetimi tamamıyla Almanların kontrolünde olan SunExpress Havayolları'nın uçaklarında personele verilen yemekte “yılan başı” çıktığı iddiası geçen ayın önemli gündem konusuydu. Yurtdışı basında da çok geniş yer aldı. Haberi kullanmayan basın yayın organı neredeyse kalmadı. Türkiye adına çok kötü bir propagandaya bir Alman’ın genel müdür olarak direksiyonda olduğu SunExpress yönetimi yol verdi.

        Maalesef THY Yönetimi de kendilerine ciddi zarar veren bu hadiseye zamanında müdahale edemedi. THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, aynı zamanda SunExpress’in de Yönetim Kurulu Başkanı, ancak icrada yer almadığından bu durum Türk sivil havacılığı adına kötü bir gelişme olarak kayıtlara geçti.

        Ayrıca THY’nin bir çok ödül sahibi olan Turkish Do&Co gibi bir ikram markası var, ama yüzde 50 ortağı olduğu SunExpress, Lufthansa’nın ikram aldığı Avrupa’da Viyana merkezli Gate Gourmet (Gate Group) şirketi üzerinden anlaşma yaparak Türkiye’den ikram alımı yapıyor. (Lufthansa’nın Avrupa’daki tüm ikram faaliyetlerini Gate Group satın aldı. Aralarında ikram işbirliği var.) Türkiye-Almanya arasında turistik charter seferleri yapmak üzere kurulan SunExpress, Lufthansa’nın çatısı altında, onun verdiği ikram stratejisiyle hareket ediyor. Hâlbuki SunExpress’in merkezi Antalya, Türk tescilli bir şirket ve ortağı da THY. Fakat THY’nin aldığı ödüllerin neredeyse tamamı ikram merkezli yani bu alanda başarılı olduğu biliniyor. Özellikle de Lufthansa ile rekabette THY ikram farkıyla öne çıkıyor. Ama küçük ortak elinde hiçbir somut delil olmadan onun bu imajına zarar vermekten milim dahi imtina etmiyor. Sizce garip değil mi?

        REKLAM

        Ayrıca SunExpress sadece ikramı Lufthansa şemsiyesi altında almıyor. Uçak yakıtını da uçak yedek parça teminini de uçakların teknik bakımlarını da uçakta gördüğünüz ve dış alım gerektiren her şeyi Luftansa kanalıyla alıyor. İki ülke arasındaki anlaşma çerçevesinde SunExpress Türkiye-Almanya arasında uçması gerekirken, Rusya’ya da İran’a da başka ülkelere de uçabiliyor. THY’nin yüzde yüz sahibi olduğu Anadolujet ile ilişkisi neyse, Lufthansa’nın yüzde 50 ortağı olduğu SunExpress ile de ilişkisi aynı. Lufthansa da THY’nin başarısından mustarip bir şirket. Ama Türkiye uçuşlarını Lufthansa adına Sunexpress yapıyor. THY yönetimi de çok sayıda iştirakleri olduğu için SunExpress ile galiba yeterince ilgilenemiyor.

        SunExpress hostesinin uçakta yemeğinde “yılan başı” gördüğünü iddia edip, bunu cep telefonuyla videoya çekerek sağa sola servis etmesi, şirketinin de elde hiç bir somut delil olmadan durum sahiplenmesi garip bir durum oldu. Üstelik tüm iletişim stratejisi de buna göre kurgulandı. Ama yemek numunesi ortada yok. Hemen çöpe atılmış. Neden? Daha önce de benzer vaka “yemekte sinek var” diye videoya çekilmiş. Yine yemek saklanıp, durum ispat edilemediği halde yemekten çıkan “yılan başı” saklanmaz mı? Peki yılanın gerisi nereye gitmiş? Fiziki olarak bu hadiseyi ispat edemeyen SunExpress, hadise gerçekmiş gibi davranıp Türkiye havacılık ikram pazarına karalaması iyi niyetli bir yaklaşım olamaz. Ulaştırma Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin bu olayı ciddi analiz edip SunExpress’in Türk havaclığını karalayan bu girişimine bir cevap vermesi gerekir.

        Tuhaf bir iletişim stratejisi sebebiyle Türk Hava Yolları ve Türkiye’nin en iyi olarak öne çıktığı havacılık ikramı konusunda ortaya çıkan bu karalama kampanyası basit bir olay değil. SunExpress yönetiminin cimri davranıp kabin ve kokpit personeline ucuz yemek aldığı, personelin de bu durumdan rahatsız olduğu bilinen bir durum. Ayrıca SunExpress’in Türkiye’de ikram aldığı şirket Sancak Inflight aynı zamanda Katar Havayolları başta olmak üzere dünyanın en iyi havayollarına ikram veren bir firma. Zaten Türkiye’de uçak ikram pazarında iki şirket var. Diğeri de THY iştiraki Turkish Do&Co.

        Fakat SunExpress uçakta yolcuya parayla sattığı ikramı Viyana’daki Gate Gourmet Retail üzerinden satın alıyor. (Uçaklarda sattıkları yemekler üzerinden DHMİ’ye veya herhangi bir yere ödemede yaptıklarını duymadım. Duty Free satışlarında DHMİ bir pay alıyor. Yemek satışı da çok farklı bir şey değil.) SunExpress uçaktaki personeli için ayrı sözleşme yapıp, en ucuz menüleri tercih etmiş. Kendi personeliyle arasında yemekleri beğenmeme durumu, ‘yemekten böcek çıktı, yılan başı çıktı…’ şekline dönüşmüş. Ama kabahatli başkaları olmuş.

        Merak ettiğim husus şu; THY Yönetimi, SunExpress’e bu kadar alanı neden ve niçin açıyor? Türk havacılık sektörüne zarar vermesine neden göz yumuyor? Yemekten çıktığı iddia edilen, videosu çekilip çöpe atılan “yılan başı” hadisesini DHMİ ve SHGM’de araştırıyormuş. Bakalım nasıl bir netice çıkacak?

        Havada "tavan fiyat" ile piyasayı bozuyor!

        Havada "tavan fiyat" ile piyasayı bozuyor!
        0:00 / 0:00

        İç hat uçak biletleri üzerinden ilginç bir politika sergileniyor. Kime, neye hizmet ettiği belli olmayan, yasal dayanağı da bulunmayan “tavan fiyat” uygulaması yürürlükte tutuluyor. Serbest piyasa mantığıyla uzak yakın bir ilgisi olmadığı gibi vatandaşa ve havayollarına da ciddi zararı dokunuyor.

        Tabloya bir göz atalım. Haziran’da 990 TL olarak belirlenen iç hat tavan fiyatı 1149 TL’ye yükseltildi. Türkiye’de bazı hatlarda 180 kişilik bir uçağın tamamını bu fiyattan doldursanız ve tam dolu uçsanız bile kar etmeniz söz konusu değil. Bu yüzden yeni tavan fiyat açıklanır açıklanmaz THY ve Pegasus Havayolları bilet fiyatlarını hemen sınır rakamına çektiler. Ulaştırma Bakanlığı’nın yaklaşık 9 ay önce tavan fiyatı 599 TL olarak açıkladığı rakamı sonraki aylarda 699, 899, 990 TL olarak üstüne vazife olmadığı halde yukarı çekti. Pahalı bilete gücü yeten ile ucuz bilete erişim olanı böylece aynı fiyatlarda, yüksek uçak fiyatlarında Ulaştırma Bakanlığı buluşturdu. Bugün bazı vatandaşlar “Neden ucuza uçamıyoruz?” diye merak ediyorsa sebebi bu bilinçsiz strateji…

        Bakanlık uçak biletlerine iç hatlarda “tavan fiyat” uygulayarak taban fiyatı yükseltiyor. Uçuş talebinin az olduğu mevsim, gün ve saatlerde havayollarının kampanyalı ucuz fiyat satışlarının önünü kesiyor. Çünkü talebin yoğun olduğu mevsim, gün ve saatlerde havayolları “tavan fiyat” uygulamasına takılıp kâr marjını yükseltecek ve talebin düşük olduğu zamanları sübvanse edecek fiyatlama modeline geçemiyor. Böyle olunca tabandaki uçak biletleri de tavana mecburen yaklaştırılıyor. Havayollarını bilet fiyatlandırma stratejileri de böylece bozuluyor. Halbuki böyle bir uygulama olmasa havayolları talebin çok olduğu uçuş zamanlarıyla düşük olduğu dönemleri kendi içinde dengeleyerek bilet satışı yapıyordu. Bu sebeple önceki yıllar çok uygun rakamlar biletler satılıyordu. Bu imkanlar ortadan kalktı ve bazı vatandaşlar için bu rakamlarla uçmak hayal olmaya başladı.

        REKLAM

        Bir başka önemli husus ise “tavan fiyat” uygulaması sebebiyle iç hatlarda zarar eden özel havayolları iç hat uçuşlarını ya azaltıyorlar ya da tamamen uçuşları keserek Ulaştırma Bakanlığı’nın fiyatlara müdahale edemediği dış hatlara yöneliyorlar. Bu durumda vatandaşın havayoluyla seyahat şansı azalıyor. Ancak Türk Hava Yolları (THY) ve alt markası Anadolujet mevcut uçuş hatlarını vatandaş hizmet için zararına uçuş yapmasına pahasına korumak durumunda kalıyor. Peki iç hatlarda zarar eden THY bu zararını nereden çıkarıyor? Tabii ki bakanlığın fiyatlara müdahale edemediği dış hat uçuşlarından. Ancak iç hatlardaki “tavan fiyat” uygulamasının dış hatlar rekabetine de haksız yansıması var.

        Nasıl mı?

        İç hatlarda zararına uçuş yapan THY, Ulaştırma Bakanlığı’na bu zararın temini adına baskı yaparak Türk tescilli özel havayollarının ve yabancı havayollarının dış hat uçuşlarına kısıtlamalar getirtiyor. Özel havayolları yurtdışına bir noktaya uçmak için gerekli izinleri karşı ülkeden ve Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden almasına rağmen bu yüzden yapamıyor. Bazı yabancı havayollarının da Türkiye’de yeni hatlarda uçuşlarına, mevcut hatlarda frekans artışına ve uçak tipi büyütülmesine THY’nin iç hatlardaki zararlarını gündeme getirip, baskı yapması nedeniyle engel olunuyor. “Tavan fiyat” uygulamasıyla sadece iç hatlara değil, dış hat uçuşlarına da zarar veriyorlar. Rekabeti engelliyor ve fiyatların astronomik şekilde yükselmesine sebep oluyorlar.

        TEKNOFEST 2022'deki 7 ilk

        TEKNOFEST 2022'deki 7 ilk
        0:00 / 0:00

        Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın öncülüğünde Samsun’da düzenlenen TEKNOFEST bugün sona eriyor. İlk gün alandaydım. Yoğun sıcak ve aşırı neme rağmen TEKNOFEST’e ilgi oldukça büyüktü. Sadece ilk gün 110 bine yakın insan alana akın etmişti. Türkiye’nin çeşitli illerinden ziyaretçiler vardı.

        TEKNOFEST’i Baykar Teknoloji Genel Müdürü ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı ve T3 Vakfı İcra Kurulu Başkanı M. Fatih Kacır ile birlikte gezdim.

        Özellikle bu sene TEKNOFEST’te görücüye çıkan yeni yerli ve milli ürünlere odaklandım. Artık her sene bu organizasyon sebebiyle ülkemiz yeni kabiliyetler, teknolojik ürünleri kazanıyor. Sayıları da her geçen gün artıyor. Zira 17-18 yaşında TEKNOFEST ile tanışan gençler artık çeşitli şirketlerde işbaşı yapmış, teknoloji geliştirme yolculuğuna çıkmış durumdalar.

        TEKNOFEST’teki yeni ürünler, yeni projeler profesyonel olarak savunma sanayinin içinde olan teknolojiyle yakından ilgili herkesi heyecanlandırdı. Mesela Kızılelma ilk defa Samsun’da dünyaya tanıtıldı. Samsun’la da anılacak. Şimdi buyurun TEKNOFEST Samsun’daki ilklere birlikte göz atalım…

        • 1) Kızılelma - MİUS

        Sadece Türkiye’de değil, dünyada da merakla beklenen Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) Kızılelma ilk defa Samsun’da görücüye çıktı. Özdemir Bayraktar’ın ismini üzerinde taşıyan Kızılelma, 2023’ün ilk çeyreğinde gökyüzüyle tanışacak. Kızılelma’yı ilk gördüğümde açık söyleyeyim oldukça heyecanlandım. TEKNOFEST Samsun’un en yeni ve en önemli projesi Bayraktar’ın son gözbebeği, dünyanın ve Türkiye’nin merakla beklediği jet motorlu (Turbofan) Kızılelma’nın iki adet prototipi bulunuyor. Ses hızına yakın (Subsonik) ve ses hızı üstü (Süpersonik). İlk önce ses hızına yakın modeliyle tanıştık. TEKNOFEST’te görücüye çıkan ses hızına yakın bir hıza ulaşacak model yüksek irtifada uçup agresif manevra yapabilecek. Yapay zeka ve seyrüsefer güdüm teknolojilerine sahip Kızılelma, aynı zamanda Türkiye’de üretilen TCG Anadolu uçak gemisine de otomatik olarak iniş-kalkış yapabilecek. Bu prototip tek motorlu olacak, ama Kızılelma’nın çift motorlusu da planlanıyor. Az görünür özellikte tasarlanan Kızılelma mühimmat istasyonları gövde içine gömülü bir şekilde veya haricen taşınabilecek.

        REKLAM
        • 2) TEI-TF6000 Turbofan (jet) Motoru

        Türkiye’de tasarlanmış ve üretilecek ilk turbofan motor TEI-TF6000 ilk defa Samsun’da görücüye çıktı. TF6000 süpersonik uçuşlara uygun olarak geliştirildi. TF6000 F-16 uçaklarındaki F-110 motoruyla aynı teknolojiye sahip. F-110’da aynı TF6000 gibi askeri turbofan motoru olarak kullanılıyor. TEI tarafından yaklaşık 2 yıl üzerinde çalışılan motor, ihtiyaç duyulduğunda Kızılelma Muharip İnsansız Uçak Sistemi’nde de kullanılabilecek ve hava aracını süpersonik hızlara çıkarabilecek. TF6000, 2023’ün ilk aylarında imalatı yapılıp, çalıştırılacak.

        Türkiye’nin turbofan motoru ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kendi öz kaynakları ile projeyi hayata geçiren TEI’nin motoru 6000 lbf kuru itki gücüne sahip olacak. Art yakıcı versiyonunu da destekleyecek şekilde tasarlanan motor, art yakıcı ile birlikte daha fazla itki sağlayacak. Ayrıca bu motor programının milli muharip uçağın (MMU) motoruna giden yolda ciddi anlamda teknoloji kazanımı sağlaması bekleniyor.

        • 3) Canik PMT 12.72

        Canik markası, Samsun Yurt Savunma (SYS), Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile imzalanan ve kamuoyunda ‘uçaksavar’ olan bilinen Platform Makineli Tüfeği projesi (PMT 12.7) kapsamında geliştirdiği, milli 12.7 x 99 mm CANİK M2 QCB (Quick Change Barrel) ailesini TEKNOFEST kapsamında Samsun’da görücüye çıkardı. CANİK M2 QCB, Türkiye’nin tek ve en büyük kalibre makineli tüfeği olarak da kayıtlara geçmiş durumda. Makineli tüfeği de SYS Ar-Ge ekibi 3 yılda geliştirmiş. Makineli tüfek projesi için 160 milyon liralık Ar-Ge, 440 milyon liralık da endüstrileştirme harcaması yapılmış.

        • 4) ASELSAN Böcek İha

        ASELSAN, "mini/nano İHA" çalışmaları kapsamında geliştirdiği "çırpan kanatlı mini insansız hava aracı (İHA) kanat çırpma mekanizmasını" TEKNOFEST KARADENİZ'de görücüye çıkardı. Geliştirilmesi ve tasarlanması tümüyle ASELSAN imzasını taşıyan mekanizma, sinek kuşu tipi çırpan kanatlı mini hava araçları için geliştirildi. AR-GE aşamasındaki proje sonunda düşük fark edilebilirlik özelliğine sahip, çırpan kanatlı insansız hava araçlarıyla keşif gözetleme görevleri yapılması hedefleniyor.

        • 5) KUZGUN TJ Mühimmatı Arayıcı Başlığıyla

        TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen KUZGUN Modüler Müşterek Mühimmat ailesi de Samsun’da görücüye çıkanlardan. KUZGUN SS (Serbest Süzülüm) KY (Katı Yakıtlı) konfigürasyonlar IIR (Görüntüleyici Kızılötesi) arayıcı başlıkla sergilenirken KUZGUN TJ (Turbojet) konfigürasyonu da ilk defa mmW (Milimetre Dalga Boyu) RF arayıcı başlıkla sergilendi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından “orta irtifa uzun havada kalış (MALE+)” sınıfı olarak geliştirilen Aksungur insansız hava aracı için KUZGUN’un entegre çalışmaları devam ediyor.

        • 6) MMU Sanal Gerçeklik Simülatörü

        Milli Muharip Uçak (MMU) sanal gerçeklik simülatörü, simülatör teknolojisine yeni bir soluk getiriyor. Sanal gerçeklik gözlüğünü taktığınızda gerçek uçak içinde olma hissini yaşıyor ve gerçekten savaş uçaklarının yaptığı birçok manevrayı, görevleri, mühimmat atışlarını gerçekleştirebiliyorsunuz. MMU Sanal gerçeklik simülatöründe uçan ziyaretçiler farklı senaryolarda görevlerini icra edebiliyor. Simülatör bir çok avantajı söz konusu. Gerçek simülatörlere göre çok daha küçük olduğundan taşınabilirliği kolay olması ile maliyet açısından da büyük artı sağlıyor. MMU Sanal Gerçeklik Simülatörü ilk defa Azerbaycan'da sergilenmişti. Türkiye’de ilk kez Samsun TEKNOFEST’te görücüye çıkan simülatör, yazılımından, donanımına kadar Türk Havacılık ve Uzay Sanayii mühendisleri tarafından geliştirildi.

        • 7) Hürkuş’la Akıncı kol uçuşuyla bir ilki yaşattı

        Samsun Çarşamba Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST’in ikinci gününde uçuş gösterileri kapsamında bir ilk yaşandı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) Test Pilotu Murat Özpala ile Selçuk Bayraktar’ın ikinci pilotluğundaki Hürkuş, Akıncı ile Samsun semalarında kol uçuşu yaptı. Dünyada ilk defa Türk mühendislerinin tasarladığı biri insanlı biri insansız uçak beraber uçuş yaptı.

        Avrupa'nın en can sıkıcı 5 havalimanı

        Avrupa'nın en can sıkıcı 5 havalimanı
        0:00 / 0:00

        Pandemi sonrasında havacılık sektörünün en sıkıntı çektiği bölgelerin başında Avrupa geliyor. En çok sorun yaşanan Avrupa, olumsuz haberlerle de ilk sırayı kimseye kaptırmıyor. Havalimanlarındaki kaos, yeterli çalışan olmaması görev başındakilerin grevleri, kayıp bagajlar ve rötar problemleri gibi bir çok olumsuzluğu beraberinde getiriyor. Yolcular da bu sorunlar yüzünden Avrupa havalimanlarında sıkıntı yaşıyor.

        İngiltere merkezli seyahat portalı Holidu bu sorunları araştırarak güzel bir çalışma yapmış. Google puanları (Google rating) ve yorumlarını (Reviews) değerlendirerek Avrupa’nın havalimanlarını incelemiş. Bu inceleme sonucu yolcular tarafından beğenilmeyen, uçmak istemedikleri ve her daim sorun yaşadıkları en kötü 5 havalimanını belirlemiş. Avrupa’nın zaman geçirilmesi en sıkıcı 5 havalimanı şunlar;

        • 1) Bordeaux-Mérignac Havalimanı, Fransa

        Fransa’nın Bordeaux Havalimanı’na dünyanın en önemli havayolları; Türk Hava Yolları (THY), British Airways, Air France, Iberia, Lufthansa, Ryanair, EasyJet gibi şirketler, 3 terminale sahip bu havalimanından uçuş icra ediyor. Bayrak taşıyıcı network havayolları Terminal-1 ve Terminal-2’yi kullanırken düşük bütçeliler Terminal-Billi isimli yerden uçuyor. Hem askeri hem de yolcu uçuşları gerçekleştirilen meydan yaz sezonunda en yüksek kapasitesine ulaşıyor. Ancak salgın öncesi ortalama 7 milyonun üzerinde yıllık yolcu kapasitesi bulunan havalimanından yolcular hiç memnun değil. Yolcu kapasitesinin sezonluk yüksek olması yolcuların uçuşlarını ayakta beklemesine neden oluyor. Yeterli koltuk kapasitesi ve bekleme alanı olmayan havalimanı Google puanlamadan 2.7 puan almış, havalimanı hakkında 5 bin 700 kötü yorum yapılmış ve Avrupa’nın en kötüsü olarak lider durumunda. Ayrıca yolcuların telefonlarını şarj edememe ve tuvalet kuyruğu bekleme gibi sorunlar da havalimanıyla ilgili yapılan yorumlar arasında ön plana çıkıyor.

        REKLAM
        • 2) Heraklion Havalimanı, Yunanistan

        Yunanistan’ın önemli turizm merkezlerinde Heraklion (Girit) özellikle içinde bulunduğumuz yaz sezonunda en yoğun dönemlerini yaşıyor. Yunanistan’ın Atina Havalimanı’ndan sonra en yoğun ikinci havalimanı. Yıllık ortalama 8 milyon yolcuya hizmet veriyor ve 40 farklı havayolu buradan yıl boyunca sefer düzenliyor. Özellikle Yunan Adaları’na en çok sefer buradan gerçekleştiriliyor. Kapasitesi yetmediği için 2025 yılında yeni bir havalimanı yapılması planlanıyor. Sivil ve askeri uçuşları için kullanılan havalimanı Google puanlamadan 2.8 puan alarak en kötü ikinci havalimanı olmuş. Havalimanı hakkında 10 bin 791 olumsuz yorum yapılmış. Yolcular en çok havalimanının temiz olmamasından ve tuvaletlerden gelen kötü kokularından şikayetçi…

        • 3) Luton Havalimanı, İngiltere

        İngiltere özellikle havalimanı konusunda sorunlarla uğraşan bir ülke. Ülkenin en önemli havalimanı Heathrow’da sorunların ardı arkası kesilmezken, ülkenin beşinci en yoğun havalimanı Luton da çeşitli sorunlarla uğraşıyor. 2019’da yaklaşık 18 milyon yolcu ağırlayan Luton Havalimanı Londra’ya olan yakınlığı ile alternatif havalimanları arasında önemli konumda. Ayrıca Heathrow’daki sorunların çokluğu da yolcuların Luton’a kaymasına sebep olmuş. Fakat havalimanındaki genişletme projelerinin gecikmesi yolcuları mutsuz ediyor. Google puanlamada 3.0 alan havalimanından uçan yolcular özellikle uzun kuyruklardan şikâyetçi. Havalimanı Google yorumlardan 10 bin 665 kötü yorum almış. Londra’ya olan 45 km uzaklığı ile tercih edilmesine rağmen toplu taşıma sorunu bulunduğu için yolcuların yoğun eleştirilerini almış.

        • 4) Manchester Havalimanı, İngiltere

        En sıkıcı havalimanları arasında Manchester Havalimanı’nın da yer alması İngiltere havacılık sektörünün pandemiden ne kadar etkilendiğini de gösteriyor. Ülkenin en yoğun üçüncü havalimanı, salgın öncesi yaklaşık 30 milyon yolcuya sorunsuz hizmet verirken şu günlerde ise an yolculardan büyük tepki alıyor. 3 terminali ve bir adet de VIP terminali olmasına rağmen büyük sorunlar yaşıyor. Yakın gelecek için bir çok ulaşım projesi olan havalimanında, toplu taşıma için de çalışmalar yapılıyor. 2033 yılında tamamlanacak ikinci hızlı tren istasyonu havalimanındaki en önemli proje durumunda. Ayrıca yeni açılacak ve 50 milyon yolcuya ve saatte 61 uçağa hizmet verecek yeni pist ve 2024’te bitirilmesi planlanan Terminal-2 projesi de bulunuyor. Ancak yolcular şu an mutsuzlar ve onlar anlık durumla ilgileniyorlar. Bu havalimanında vakit geçirmek istemiyorlar. En önemli sebep ise personelin kabalığı olarak dikkat çekiyor. Dolayısıyla yeni projelerle ortadan kalkacak bir durum söz konusu değil. Özellikle havalimanındaki güvenlik görevlilerinin yolculara çok sert davranması kötü yorumların en başında geliyor. Google puanlamada 3.0 alan havalimanı artık fazla tercih edilmiyor. Hakkında 15 bin 192 yorum yapılan havalimanı tercih edilmeyen pozisyona düşmüş durumda. Tecrübeli yolcular da bu sebeple 45 dakika uzaklıktaki Liverpool John Lennon Havalimanı’nı tercih ediyor.

        • 5) Berlin Brandenburg Havalimanı, Almanya

        Almanya’nın başkenti Berlin’in yakınlarında inşa edilen ve açılışı yılan hikayesine dönerek ancak 14 yılda tamamlanan Berlin-Brandenburg Havalimanı 9 yıl gecikmeyle 31 Ekim 2020'de hizmete girdi. Hizmete girmesinin ardından COVID-19 salgını başlayınca açılışın ardından operasyonlar icra edilemedi. 2021 Ocak’ta havalimanındaki Terminal-5 kapatıldı ve operasyonlar Terminal-1’e aktarıldı. Hizmete açıldıktan sonra yerine konumlandığı Berlin Tegel Havalimanı’nın bir yıl önceki rakamlarına göre yüzde 91’lik bir düşüş yaşadı. Google puanlamada 3.2 alan havalimanı en kötü yorum yapılan ve eleştirilenler arasında yer alıyor. 16 bin 959 yorum yapılan havalimanı özellikle güvenliğinin çok ağır çalışması yolcuları çileden çıkarmış durumda. Kötü yorumlar güvenlik ve bagaj sisteminin ağır çalışmasına yapılmış.

        Havalimanlarını lütfen bir kenara not edin. Avrupa’nın en kötü ve en sıkıcı havalimanlarına yolunuz düşerse planınızı ona göre yaparsınız. Eğer bu havalimanlarını kullanmak zorunda kalırsanız da tedbirli olarak yola çıkarsınız. İyi uçuşlar…

        Diğer Yazılar