Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Salgın sonrası uçuşların artmasıyla birlikte yolcuların isteklerindeki farklılıklar da dikkat çekmeye başladı. Zira COVİD öncesi ve sonrası diye vurgu yapılması gereken epeyce husus söz konusu. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) her yıl yaklaşık 10 bin yolcuyu kapsayan anket yapıyor. 2022’de gerçekleştirilen anket ile de 222 ülkeden 10 bin 206 yolcuya ulaşılmış.

        Bu yıl yapılan anket önceki yıllara göre havacılık endüstrisi açısından bir hayli önem taşıyor. Çünkü COVİD-19 sonrası yolcuların isteklerinde önemli değişiklikler oldu. Yolcular salgın sonrası hayatımıza giren teknolojileri hızlı bir şekilde benimseyerek, yeni teknolojileri kapsayan uçuşlar yapmak istediklerini belirtmişler. En öne çıkın teknolojik uygulama ise Türkiye’de çeşitli nedenlerden verimli olarak kullanılmayan biyometrik geçiş.

        IATA'nın 2022 Küresel Yolcu Anketi (GPS) yolcuların bilet rezervasyonu yapıp varış noktasına kadar olan süreci kapsıyor. Ankette 2021 ve 2022 yıllarında memnun olunan ve memnun olunmayan uygulamalar ayrıştırılmış. Yöneltilen sorular da rezervasyon, havalimanına varış, arama seçenekleri, uçağa biniş işlemleri (check-in), bagaj teslimi, güvenlik, uçağa biniş, havalimanından şehir merkezine ulaşım, pasaport kontrolü, bagaj alımı ve varış noktası gibi seyahatin çeşitli alanlarının değerlendirmesini kapsıyor.

        REKLAM

        Ankete katılanların seyahat zincirinde memnuniyetlerinin en yüksek olduğu alan yüzde 84 oranla rezervasyon süreci, en memnuniyetsiz olduğu konu ise yüzde 64’le pasaport kontrolleri ve göçmenlik işlemleri.

        Yolcular biyometrik geçiş istiyor

        Anket salgın döneminde hızlı gelişen temassız işlemlerin yolcular tarafından benimsendiğini ve yolcuların özellikle teknolojik açıdan gelişmiş havalimanlarından seyahat etmek istediklerini ortaya koyuyor. Yolcular biyometrik geçiş kullanarak hızlı, hijyenik ve herhangi bir görevliyle temas kurmadan geçmek istiyorlar. Ayrıca yine görevlilerle irtibata gerek olmadan havalimanları ve havayollarının uygulamalarından yaralanarak bagajlarının teslim almak istiyor. Ankete katılan yolcular biyometrik geçiş noktalarında yaşadıkları memnuniyeti bir numaraya taşırken, yüzde 75’lik oranla da pasaport geçişinde ve uçağa biniş aşamasında da biniş kartı yerine biyometrik geçiş kullanmak istiyor.

        Bagaj sistemleri memnun etmiyor!

        Özellikle geçen yaz döneminde Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da yaşanan kaos yolcuların kaygılarını üst seviyeye çıkardı. Bu kaygıların başında bagajların kaybolması geliyor. Zira yolcular bu dönemde bagajlarını kaybetmemek için birçok farklı seçenek düşünmek zorunda kaldı. Havalimanlarının düzgün yürütemediği süreç havayollarına da yansıdı. Güvensizliğe sebep oldu. Ankete katılan yolcular bu sebeple GPS’le bagajlarını takip etmek istediklerini belirtiyorlar. Yaşanan kaos ortamında yolcuların yüzde 40’nın bagajlarının başkalarının bagajıyla karıştığı, yüzde 20’sinin de havalimanı ve havayollarının bagaj sistemlerinden memnun olmadığı ankete yansımış.

        Lufthansa, ‘AirTag’i yasaklamıştı

        Yolcular bagajlarını takip etmek istiyorlar, ama bu konuda düzenleme yapan otoriteler henüz net adım atmış değiller. Lufthansa, geçtiğimiz ay, uçak altına verilip, kontrolden geçen çantalarda Apple AirTag’leri yasakladığını açıkladı. Kararına gerekçe olarak da Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nü (ICAO) işaret etmişti. Ancak Lufthansa’nın bu kararı yolcularda huzursuzluğa neden oldu. “Havayolu ve havalimanları tedbir alamıyor, yolcunun aldığı önlemlere de engel konuyor” şeklinde algılandı.

        REKLAM

        Transfer uçuşlarında güvenlik olmasın!

        Transfer veya bağlantılı uçuşları yolcular da havayolu çalışanları da havalimanları da sevmez. En fazla kargaşa da bagaj kayıpları da bağlantılı yolculuklarda yaşanır. Ankette de yolcuların en sevmedikleri arasında transfer uçuşları ön plana çıkmış. Uçuşun kendisi sıkıntılı olduğu gibi bağlantı noktalarında yolcuların yeniden güvenlikten geçirilmesi de şikâyet edilen konuların başında geliyor. Yolcuların yüzde 68’i transfer uçuşlarından tekrar eden güvenlik işlemlerinden rahatsız.

        Havalimanında geçirilen vakit azaldı!

        COVİD-19 öncesi havalimanlarında yolcuların geçirdiği süreler daha uzundu. Yolcular da havalimanlarında vakit geçirmekten keyif alıyordu. Ancak salgın bu alışkanlığı değiştirdi. Yolcular salgında hiçbir yere dokunmadan seyahat etmeye alıştı ve bu nedenle bir an önce uçağa gidip sağlıklı bir şekilde varış noktasına ulaşmak istemeye başladı. İşte bu alışkanlık kalıcı gibi görünüyor. Çünkü dünyanın çeşitli noktalarından insanların biraya geldiği havalimanları çeşitli hastalıkların da yayılmasına neden olduğu düşüncesi hâkim. IATA anketine katılan yolcuların yüzde 42’si havalimanında 1-2 saat geçirdiğini, yüzde 25’i 2-3 saat, yüzde 21’i 30 dakika ile 1 saat arası, yüzde 7’si 3 saatten fazla ve yüzde 5’i de 30 dakikadan az zaman harcamış.

        Küresel ölçekteki ankete yansıyan durum Türkiye’de de çok farklı değil. Türk Hava Yolları (THY) veya Pegasus ile uçan, İstanbul Havalimanı, Sabiha Gökçen veya Antalya Havalimanlarını kullanan yolcuların davranışları da aşağı yukarı aynı. Ancak ülkemizde havalimanlarının teknolojik altyapıya kavuşmasında kamu tarafının daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Mesela yurtdışı çıkışlarında biyometrik geçişleri engellemesine rağmen vatandaştan harç parası almak için gösterilen çaba, aşırı israfın simgesi olan kalın karton pullar nasıl izah ediliyor?

        Verimliliği ve tasarımıyla Çin'i de THY'i de etkilemiş!

        Verimliliği ve tasarımıyla Çin'i de THY'i de etkilemiş!
        0:00 / 0:00

        Türk Hava Yolları (THY) bölgesel uçuşlarda kullanmak üzere 30 adet uçak alacağını açıklamasıyla birlikte uçak üreticileri Embraer ve Airbus (Bombardier) cephesinde de hareketlilik başladı. THY’nin bölgesel uçak alacağını ilk defa gündeme ben getirdiğim için gelişmeleri de takip ediyorum. Hafta içi İstanbul’da yapılan IATA toplantısında ben de biraz bu konuya eğildim.

        Mesela THY cephesinde ibre hangi uçak modelinden yana? Uçaklar hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Bombardier’in bölgesel uçağını pazarlayan Airbus’ın THY üzerindeki eski etkisi kalmış mı? Gördüğüm kadarıyla taşlar yerine oturmuş. THY yöneticileri bölgesel uçak alımıyla yeni bir model ve her açıdan yeni ekip planlaması tablosuyla karşılaşacaklarını söylüyorlar. Airbus’ın çatısı altındaki Kanada üretimi A220 modelinin de üçüncü bir şirketten uçak alma durumundan farkı olmadığı belirtiliyor.

        Brezilyalı Embraer’in bazı açılardan daha avantajlı ve pazara girmek için de arzulu olduğu belirtiliyor. Airbus’ın ise mevcut ilişkiler çerçevesinde ilerlemek istediği, THY filosuna farklı bir model daha koyacakmış gibi hareket ettiği, ilave avantaj sunmada zorlandığını öğrendim. Bir de THY yetkililerinin Embraer E195-E2’nın yakıt verimliliği ve işletme giderlerinin düşüklüğüyle kabin içindeki 2+2 oturma düzeninden etkilendiklerini öğrendim. İşletme maliyetleri (operataion cost) ayrı bir konu, ama kabin içinde oturma düzeninde A220’ler 2+3 şeklinde orta koltuklu dizayna sahip olması, orta koltuk problemleri için bir handikap gibi duruyor.

        REKLAM

        Öte yandan bölgesel yolcu uçağı üretiminde dünyanın önde gelen havacılık şirketi Embraer, Çin pazarında daha da etkin konuma gelecek gibi görünüyor. Çin Sivil Havacılık İdaresi’nin (CAAC) bir hafta önce Embraer’in E190-E2 modeline Tip Sertifikası vermesi bu yorumların bir nedeni. Diğer sebebi ise 8-13 Kasım arasında Zhuhai’de gerçekleşen Airshow China 2022’de Embraer TechLion E195-E2’nin Çinlileri etkilemiş olması… Zira bu modeli için de lisansı yakında alacağı ifade ediliyor.

        Defalarca Embraer’in Brezilya’daki fabrikasını ziyaret ettim ve bu modellerin gelişme hikayesini de biliyorum. Yeni gelişme haberleri önüme düşünce merakla takip ediyorum. Ancak Çin’deki gelişmeler bölgesel uçak pazarında rakipleriyle arasında dengeleri değiştirecek öneme sahip. Zira Embraer zaten Çin pazarında önemli oyuncu. COVİD’den önce Çin’de 91 adet Embraer uçağı vardı. Salgın döneminde çok başarılı uçuşlar yaptılar.

        Benzer bir fırsat Embraer’in rakibi konumundaki Kanadalı Bombardier için söz konusu değil. Üstelik Bombardier’in bölgesel uçaklar bölümünü Airbus’ın satın almasına ve Çin’de fabrikası olmasına rağmen Kanada-Çin ilişkileri sebebiyle bu pazarda kendisine yer bulması zor. Kanada, İHA’larda kullanılan bazı ekipmana ihracat yasağı koyarak, Türkiye ile de sorun yaşamıştı. Fakat Çin-Kanada ilişkileri daha stratejik ve derin unsurlar içeriyor.

        Üstelik Çin’in kendi markası ARJ21 ve C919 uçakları olmasına rağmen Embraer’in bu pazarda 2041’e kadar yaklaşık 1445 yeni uçak teslim edebileceği tahmini yapılıyor.

        Embraer, E190-E2 modelini Avrupa’da ilk olarak 2018’de hizmete sunmuştu. Son teknolojiye sahip uçak, havayolları için en düşük işletme maliyetleri sunuyor. Daha yüksek irtifada uçuyor ve daha kısa pistlere inebiliyor. Kabinde daha fazla bagaj alanı sunuyor, sessiz ve az yakıt tüketiyor. Bu özellikleri de onu üstün performans sunan bölgesel uçak yapıyor.

        Diğer Yazılar