Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türk Hava Yollarının (THY) kendi kredi kartını çıkarmak için çalışmalar yaptığını, sadece yurt içinde değil, yurt dışı pazarlarında da kendi kredi kartlarıyla ilerleyeceği kurgular üzerinde çalıştığını öğrendim.

        Geçen hafta “THY-Troy iş birliği neden yok?” başlıkla yazım için bilgilendirme notu gönderen Miles&Smiles Banka İş Birlikleri Şefi Ünsal Burak Şalvarcı’dan yukarıdaki bilgilere vakıf oldum. Gelen notun detayları şöyle;

        “Mevcutta yurt içinde Garanti Bankası BBVA, Kuveyt Türk ve QNB Finansbank ile banka anlaşmalarımız devam etmektedir. 2023 yılı Nisan ayı itibariyle Garanti Bankası ile 2018-2023 sözleşme dönemimiz bitecektir, ancak 2023 – 2028 yeni sözleşme dönemi için görüşmelerimiz devam etmektedir.

        Kendi kredi kartımızı çıkarmamız noktasında da çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Sadece yurt içinde değil yurt dışı pazarlarında da kendi kredi kartlarımız ile ilerleyeceğimiz kurgular üzerine de çalışmaktayız. Bu konularda da gelişmeler oldukça kamuoyuyla paylaşacağız.”

        Benim ilave notlarım da şöyle…

        Türk Hava Yolları (THY) iş ilişkisinde bulunduğu sektörler ve iştirakleriyle birlikte çok büyük bir para hareketine, finansman güce yön veriyor. Türkiye’nin en büyük hizmet ihracatçısı. İhracat yapan şirketlerin de lideri, hatta ikinci ve üçüncü sıradakilerin toplamı bile THY’nin ihracat rakamına erişmiyor. Bu kadar büyük finansal güçle THY çok farklı hizmetlerin, işlerin de pekâlâ kapısını aralayabilir. Böylece yan gelirleri çok daha yüksek rakamlara çıkabilir, Türkiye ekonomisine katkısı da tahminlerin ötesine taşınabilir.

        REKLAM

        THY’nin potansiyeli çerçevesinde bir fikir ortaya koymak, yıllardır ihmal edilen bir hususa dikkat çekmek üzere geçen hafta “THY-Troy iş birliği neden yok?” başlığı altında Miles&Smiles - banka iş birlikleri ile yerli ve milli ödeme sistemi Troy’u gündeme getirdim. Ama Troy mevzusu daha farklı ve ihmal edilmiş, muhatabı olmayan, değeri anlaşılmayan bir husus.

        Öte yandan THY’nin Miles&Smiles programı çerçevesinde iş birliği yaptığı bankalar (Kuveyt Türk, QNB Finansbank) düşük profilli. THY ölçeğinde değil, İş Bankası, Yapı Kredi, Halk Bank veya Vakıfbank nedense meydanda olmadılar. Uzun yıllar Garanti Bankası ile olan sözleşmeler de yabancı örneklere göre zayıftı ve THY’nin ne kadar lehine olduğunu bilemiyorum. Ayrıca farklı bankalarla yapılan kısa vadeli sözleşmelerin etkisine bakılması, değerlendirilmesi lazım. Kazanılan millerin sürekli zik zak çizmesi, çağrı merkezindekilerin miller konusunda yetersizlikleri, harcama yaparken ortaya çıkan bazı sorunların da giderilmesi gerekir.

        Günümüzde havayollarının sadakat kartları ile sahibi oldukları ticari ve stratejik değeri olan yolcu bilgileri (data) önemli. Muhafaza edilmesi ve iyi değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan bu büyüklüğe ve bu güce erişmiş bir THY’nin kendine ait kredi kartının da olması şart.

        Mesela Delta Airlines’ın American Express ile yaptığı iş birliği gibi THY’nin yerli ve milli ödeme sistemi Troy ile de başkalarıyla da bir kredi kartı olabilir. Hatta Troy yetkilileri ve ona hükmedenler, yabancı ödeme sistemlerinin etkisinden kurtulabilirlerse, yerli ve milli ödeme sistemi ülke genelinde yaygın ve etkin hale getirilebilir. THY de bu konuda çok iyi lokomotif olur.

        Bakalım bu konuda ilgili çevreler ne kadar uyanacak! Vizyoner davranıp, harekete geçecekler…

        Dünyanın en fazla bağlantı sunan 10 havalimanı…

        Dünyanın en fazla bağlantı sunan 10 havalimanı…
        0:00 / 0:00

        Havalimanların çeşitli kategorilerde değerlendiriliyor. En yoğun, en büyük, en iyi, en rahat, en temiz, en fazla yolcu ağırlayan, en teknolojik, en fazla noktaya uçulan, en çok havayolunun sefer düzenlediği ve en yoğun bağlantı veren havalimanları gibi…

        Her biri kategori belli periyotlar halinde çeşitli kurumlar tarafından derecelendiriliyor. Ölçümlemeler, değerlendirmeler de giderek daha da önem kazanıyor. Havalimanlarının birbirleriyle rekabetinde, yolcu tercihlerinde ve havayollarının sefer planlarında da bu değerlendirmeler artık daha kıymetli hale geliyor.

        Havacılık araştırma şirketi Cirium, belli aralıklarla dünyanın en fazla bağlantı sunan havalimanlarını belirliyor. Son yapılan araştırmaya göre dünyanın en fazla bağlantı sunan havalimanları sırasıyla, Frankfurt, İstanbul Havalimanı ve Paris Charles De Gaulle olmuş. Bu üç merkez, dünyada 300’den fazla havalimanına bağlantılı uçuşlarla hizmet vermiş.

        Listede ilk sırada yer alan Lufthansa’nın merkezi olan Almanya’nın Frankfurt Havalimanı 98 ülke ve 330 destinasyonla dünyada lider konumda. Onu Türk Hava Yolları’nın merkezi İGA tarafından işletilen İstanbul Havalimanı 117 ülke ve 309 destinasyonla takip ediyor. Üçüncülükte ise Air France’ın merkezi Paris Charles De Gaulle Havalimanı, 119 ülke ve 308 destinasyona bağlantısıyla yer alıyor.

        KLM’in merkezi Amsterdam Schipol Havalimanı 95 ülke ve 293 destinasyonla dördüncü sırada, British Airways’in merkezi Londra Heatrow Havalimanı ise 86 ülke ve 242 destinasyonla dünya genelinde sekizinci konumda bulunuyor. ABD’li havalimanlarının geri planda kaldığı dikkat çekiyor.

        REKLAM

        Salgın öncesi dünya lideri konumda olan Chicago O’Hare Havalimanı, ABD havalimanları içinde ilk sırada, dünya genelinde ise beşinci konuma gerilemiş durumda. Chicago Havalimanı, 47 ülke ve 278 destinasyonla yolcularına hizmet veriyor. Dallas-Fort Worth Havalimanı ise küresel listede altıncı, 39 ülke ve 269 destinasyona ile ABD’de ise ikinci olarak dikkat çekiyor.

        Dünyanın en çok bağlantı sağlayan 10 havalimanı

        1-Frankfurt Havalimanı

        2-İstanbul Havalimanı

        3-Paris Charles de Gaulle Havalimanı

        4-Amsterdam Schipol Havalimanı

        5-Chicago O’Hare Havalimanı

        6-Dallas-Fort Worth Havalimanı

        7-Dubai Havalimanı

        8-London Heathrow Havalimanı

        9-Rome Fiumicino Havalimanı

        10-Denver Havalimanı

        Pilotlar emekliliğe kadar uçmak istiyor!

        Pilotlar emekliliğe kadar uçmak istiyor!
        0:00 / 0:00

        Havacılık sektörü COVİD-19’un etkisini azaltmasıyla geçen yıl hızlı bir geri dönüşe imza attı. Başta pilotlar olmak üzere sektör çalışanları da yoğun bir sene geçirdi. Salgında çalışamamaktan şikayetçi olan pilotlar bu seferde çok uzun süre uçmaktan, uçuş saatlerinde limitlerin tavan yapmasından şikayetçi oldu.

        Ancak tahminler küresel ölçekte 2023 yılının kokpit ekipleri açısından daha yoğun ve zor geçeceğini gösteriyor. Zira sektör 2019 rakamlarını, 2023’te yakalama hedefiyle yeni yıla başladı. Bu gelişmelere rağmen pilotların emekliliğe kadar görev yapma, uçma istekleri salgında yüzde 71 seviyesindeyken, şu an yüzde 75 oranına yükselmiş durumda.

        Ülkemizde de başta Türk Hava Yolları, Pegasus, Corendon, Southwind olmak diğer şirketlerde de benzer durum söz konusu.

        Halihazırda dünya genelinde sivil, askeri ve özel uçaklar dahil yaklaşık 39 bin ila 42 bin arasında uçağın hizmette olduğu belirtiliyor. Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA) ise dünya genelinde 20 binden fazla ticari yolcu uçağı olduğunu tahmin ediyor. Ancak dünya genelinde pilot sayısı tam olarak bilinmiyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) en son yaptığı araştırmada dünya genelinde 617 bin kayıtlı pilot olduğunu duyurdu. Pilotların yarısından çoğu ABD’de görev yapıyor ve dünya genelindeki pilotların yüzde 94’ü erkek.

        REKLAM

        GOOSE Recruitment ve Flight Global’in geleneksel olarak 2020’den beri her yıl düzenlediği ‘The Pilot Survey 2023’ anketinin sonuçları ise pilotlar hakkında ilginç bilgileri yansıtıyor. Bin 184 pilot ile yapılan anketten hareketle bu yıl kokpitte yaşanacak gelişmeleri ve ilginç bilgileri araştırdım.

        Çin beklentileri değiştirebilir!

        COVİD-19 süresi boyuncu pilotların yüzde 43’ü çalışabilmişti. Ankete göre havayolu pilotlarının yüzde 77’sinin gökyüzünde olacağı beklentisi var. Özellikle Kuzey Amerika bu alanda zirvede. ABD’deki pilotların yüzde 83’ü Avrupa’da ise pilotların yüzde 79’u bu yıl uçuş yapacak. Pilotlar açısından en düşük geri dönüş rakam yüzde 53 ile Çin’de çalışan pilotlarda gerçekleşeceği yönünde beklenti var. Fakat Çin’in henüz kapılarını dış dünyaya açmadığı dönemde yapılan bu tahminin güncellenmesi gerekir. Dolayısıyla bu sene beklentilerini üzerinde gelişmeler olabilir.

        Yolcu uçağından iş jetine

        Ankete katılan pilotların çoğu salgının pilotların iş yapma alanlarını değiştirdiğini de gösteriyor. İşsiz kalan havayolu pilotlarının önemli bir kısma özel jetlerde görev yapmaya başlamış. Özellikle Asya-Pasifik bölgesi pilotlarının yüzde 81’i de ankete verdikleri cevaplarda yolcu uçağından iş jetine geçiş olduğunu teyit etmişler. Salgın döneminde en sıkıntılı günler geçiren bu bölge pilotları en yüksek oranda iş alanı değiştirenler olarak öne çıkıyor. Güney Amerikalı pilotlar, “Yolcu uçağından geçiş var mı?” sorusuna yüzde 70, Avrupalılar ise yüzde 52 oranında evet cevabı vermişler. Özetle salgın döneminde yolcu uçaklarında görev yapamayan pilotlar iş jetlerine kaymışlar.

        Zor günlerden yoğun günlere

        Salgın döneminde pilotların işsiz kalması, evde oturmaları, başka iş kollarında görev almaları gibi zor bir süreç geride kaldı. Havayolları pilotları geri çağırdı ve işsiz pilot sayısında önemli ölçüde azalma oldu. 2020 yılında yani salgın döneminde pilotlara “Emeklilik yaşına kadar uçmayı planlıyor musunuz?” sorusu sorulmuştu. O sene pilotların yüzde 71’i “evet” cevabı vermişken, aynı soruya 2023’teki “evet” cevabı oranı yüzde 75 olmuş. Diğer ifadeyle pilotlar, salgın sonrası daha fazla çalışmak istiyorlar.

        Diğer Yazılar