Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti’nin siyasi tarihi yazıldığında, ilk on yılında yaptığı olağanüstü reformlar büyük yer tutacaktır.

        Demokratikleşmeden inanç özgürlüğüne, Kürt sorunundan asker-sivil vesayetin kaldırılmasına kadar, tarihi değişimlere imza attı.

        Belki de bu tarih içinde eksik kalan ve hep bir boşluk olarak duran konu, sivil bir Anayasa yapılamamasıdır.

        DARBE ANAYASASINA NEDEN MAHKUM OLDUK?

        Sivil Anayasa için birkaç kez denemede bulundu AK Parti. Hatta akil insanlardan oluşan heyetler kurup, toplumun her kesimini dinledi, ortak bir akıl oluşturmaya çalıştı.

        Ancak yine de özgürlükçü, sivil, yeni bir Anayasa yapamadı.

        Kaç maddesi değiştirildi artık sayılamıyor. Kaç defa referandumlara gidildi, lakin ‘askeri darbe ürünü’ olan bir Anayasa ile ülke yönetilmekten kurtulamadı.

        Darbenin katı, statükocu, boğucu ruhunun sindiği, karmaşık, Türkçesi bozuk bir Anayasa’nın, bugün hala yürürlükte olması, AK Parti’nin en büyük eksiklerinden biridir.

        12 Eylül darbesinin canını yakmadığı kimse kalmamıştır herhalde. Dolayısı ile sivil Anayasa’ya aslında toplumun her kesiminden destek vardı. Bu desteği fiili icraata dönüştüremedi bir türlü AK Parti. Sebepleri muhtelif, gerekçeler çeşitli olabilir. Neticede olmadı işte.

        AK PARTİ’NİN DEĞİŞEN İMAJI

        Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortağı MHP ile anlaşmaları halinde yeni, sivil bir Anayasa’yı hayata geçirebileceklerini söylüyor. Hepimizin istediği de bu.

        AK Parti bugün, ilk on yılına oranla devlet içinde, bürokraside daha güçlü, ancak o yıllara oranla toplumsal desteği ve ortak payda olma özelliği daha zayıf durumda.

        Önceki yıllarda daha reformist, yenilikçi, özgürlük/güvenlik dengesinde özgürlüklerden yanaydı. Bugün ise tersi bir imaj veriyor.

        Uzun süreden beri beklenen yargı, demokratikleşme, ekonomi alanındaki reformların bu imajı ne kadar değiştireceğini göreceğiz. Ancak her geçen gün sertleşen ve ayrıştıran dil, bürokrasinin keyfi tutumları, güvenlikçi bakış açısının baskınlığı, AK Parti’nin ilk on yılındaki imajına geri dönmesini engelliyor.

        YENİ ANAYASA’YA KİM İTİRAZ EDER?

        Bugün tam özgürlükçü sivil bir Anayasa yapmak için AK Parti’nin önünde engeller ne olabilir?

        Çok şükür ki terör bugün eskisi gibi can yakmıyor.

        Askeri ya da sivil bürokrasinin engelleyici bir vesayeti yok.

        Yurt dışında özgür bir Anayasa için tepki gösterecek ülke yok.

        Muhalefet uzun süredir özgürlük, demokrasi ve hukuk konularından şikayetçi, dolayısı ise engel çıkarması mantık dışı olur.

        Referanduma gidildiğinde, ülkede sivil, özgürlükçü ve demokratik bir Anayasa’ya kimsenin “hayır” diyeceğini de düşünemeyiz.

        Bu durumda AK Parti’nin sivil bir Anayasa yapmak için önünde dışarıdan bir engel gözükmüyor.

        AK PARTİ’NİN İNANDIRICILIĞI

        Problem olabilecek şey, AK Parti’nin inandırıcılığı. Yargı reformu konuşurken bir çok kişinin söylediği çok önemli bir söz vardı: ‘Kanunlarımızda değiştirilmesi gereken çok sorun yok aslında. Problem uygulamadaki hatlar, siyasi sapmalar.’

        Sivil bir Anayasa’ya konusunda da aynı tartışmayla karşı karşıya kalabilir AK Parti.

        Çünkü kanun ile uygulamasındaki çelişki, söylem ile pratiğin farklılığı, insanların AK Parti’ye olan inancını değiştirdi.

        Oysa ki AK Parti ve Erdoğan’ın ilk on yıldaki en büyük gücü inandırıcılığıydı.

        Yeni Anayasa konusu tartışmaya başlandığına göre, AK Parti’nin üzerinde en çok düşünmesi ve düzeltmesi gereken konu, bu imajıdır.

        Ayrıca yeni Anayasa, muhalefetle birlikte ortak bir zeminde, tüm toplum kesimlerinin ihtiyacını karşılayacak şekilde hazırlanmak zorunda.

        Aksi taktirde bu girişim de politize olacak ve “Darbe Anayasası”sından kurtulamayacağız.

        Diğer Yazılar