Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        5 Ağustos 2013 tarihinde, Kahire’de Rabia Meydanı’nda yüzbinlerce insan darbeci Sisi yönetimini protesto edip, seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi destekliyordu.

        Bir Ramazan günüydü. O meydanda, Zeynebiye Mahallesi gençlerinin kurduğu bir çadırda iftar yapıyorduk.

        Gençler, Rabia Meydanı’ndaki protestoları tüm dünyaya duyuran Anadolu Ajansı Genel Müdürü olduğumu öğrenince, benimle fotoğraf çektirmek istediler. Fotoğraf çekilirken zafer işareti yapan birine arkadaşı itiraz etti. “O işareti, Tahrir meydanında Sisi taraftarları yapıyor. Biz yapmayalım.”

        RABİA İŞARETİNİN DOĞUŞU

        “Peki ne yapalım?” sorusu, dünyada meşhur olacak bir işaretin ortaya çıkmasına neden oldu. Kendi aralarında bir süre konuştular ve dört parmaklarıyla bugünkü Rabia işaretini yaptılar. “Rabia 'dördüncü' anlamına geliyor, biz de bu işareti yapalım dediler” ve fotoğrafı öyle çektirdiler.

        5 Ağustos 2013 Saat 20.38’de Anadolu Ajansı foto muhabirlerinin çektiği bu fotoğraf, dünyada Rabia işaretinin doğduğuna şahitlik eden ilk karedir.

        Rabia Meydanı'na müdahalenin ardından Anadolu Ajansı bu işareti 16 Ağustos 2013 tarihinde, "darbe karşıtlarının özgürlük sembolü" başlığı ile 6 dilde haber olarak yayınladı. Dünyada bu işaretin duyulması da ilk kez bu haber sayesinde oldu.

        REKLAM

        Türkiye’den bir grup grafiker, işareti sarı siyah renklerin hakim olduğu bir tasarıma dönüştürdüler. Bu tasarım bir anda sosyal medyada yayıldı ve bugünkü “R4BIA” işareti doğmuş oldu.

        Dünyada bu işareti ilk yapan lider de Erdoğan oldu.

        İşaret, aslında darbe karşıtlığını sembolize ediyordu. Ancak sanki İhvan hareketinin işaretiymiş gibi algılandı ve başta Mısır olmak üzere, Suudi Arabistan, BAE ve bir çok Arap ülkesinde yasaklandı.

        Erdoğan ise bu işareti ısrarla kullandı. Ancak içeriğini “tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan” diye değiştirdi.

        (Rabia işaretinin doğuşu ve etkisini son kitabım "Ortak Bir Hayal Kurmak" isimli kitabımda detaylı bir şekilde yazdım)

        MISIR-TÜRKİYE YAKINLAŞMASI

        Dünyada Mısır’daki darbeye en büyük tepkiyi Türkiye göstermişti. Darbenin ardından da Mısırla üst düzey ilişkiler kesilmiş, sadece güvenlik düzeyinde devam etmişti.

        Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’la yeniden ilişkilerin güçlendirileceği niyetlerini açıklayınca “Rabia” işareti yeniden gündeme geldi.

        “Rabia işareti ne olacak?” diye muhalefet kesiminden gelen sorular, aslında Mısır’la kurulmak istenen ilişkilerde, Rabia işaretiyle bir tenakuzun, bir geri adım atmanın olduğunu ima etmeye çalıştılar.

        Ancak Türkiye’nin Mısır’la normalleşme isteği bu eleştirilere rağmen devam ediyor. Peki neden böyle bir adım atıldı?

        ABD’NİN ORTADOĞU POLİTİKASI NEDİR?

        Arap Baharı’nın başlamasından sonra, bölgeyi defalarca dolaşmış, 22 ülkede AA ofisini açmış, Rabia Meydanı başta, sahada defalarca habercilik yapmış biri olarak, Mısır’la ilişkilerin normalleşmesi konusunu yakından izliyorum.

        Doğrusu, Rabia işaretinin doğuşuna şahitlik etmiş biri olarak bu işaretin gelecekte ne olacağını ben de merak ediyorum.

        REKLAM

        Merak ettiğim bir başka konu, ABD’nin yeni Ortadoğu politikası.

        Gelin görün ki, Biden yönetiminin ortaya çıkmış yeni bir politikasını göremedim.

        Meseleyi benim gibi yakından takip eden meslektaşlarımla konuştum.

        Gördüm ki, Ortadoğu’da ABD Başkanı’nın değişimiyle birlikte başlayan yeni düzenin ne olacağı ve Türkiye-Mısır normalleşmesinin bunun neresine konumlanacağı hususunda kimsenin net bir kanaati yok.

        Böyle olması normal, zira ABD’nin yeni Ortadoğu politikasının ne olacağını kimse kestiremiyor.

        Obama dönemi aktörlerinin sahaya geri dönmesiyle birlikte, Başkan Biden, Obama benzeri bir politika izlerse, bölgenin yeniden perişan olacağını söyleyebiliriz. Zira Obama’nın bir bölge politikası yoktu. Net olan İran ile normalleşmeydi. Trump ise bunu tersine çevirip, İran’ı düşman, Suud'u dost edindi.

        ÜLKELER POZİSYON DEĞİŞTİRİYOR AMA NEDEN?

        Biden ise şimdi Suudi Arabistan’ın kudretli prensi M.B. Selman’ın Kaşıkçı cinayetinden suçlu olduğunu basına sızdırarak, köşeye sıkıştırıyor.

        Suud, Biden ekibiyle arası iyi olan Katar ile hemen barıştı ve sorun yaşadığı BAE’yi dizginledi.

        ABD, Yemen konusunda da Suud karşıtı adımlar atacağını söyledi.

        Ancak tüm bu gelişmelere rağmen bugüne kadar somut bir şeyin değiştiğini görmedik Ortadoğu’da.

        ABD ne yapmak istiyor? hala bilen yok…

        Bölge ülkelerinin pozisyon değişikliğini, yeni ABD yönetimiyle uyum için yaptığını söyleyenlerin fikrine katılmıyorum. Zira ABD yönetiminin kafası hala karışık. O zaman ülkeler kendileri, tahmini olarak pozisyon değiştiriyor diyebiliriz.

        Mesela, Türkiye-Mısır yakınlaşmasında, ABD’nin somut bir dahlinin olduğu söylenemez. Ancak herkes oraya yordu.

        Türkiye, özellikle Doğu Akdeniz ve Libya konusunda iş birliği yapmayı teklif ettiği Mısır’a göre kafası daha net.

        REKLAM

        Mısır, Suud ve BAE medyasını yakından takip eden meslektaşım, ‘Türkiye karşıtlığı yayınların aynı düzeyde devam ettiğine şaşırdığını’ söylüyor.

        Anlaşılan o ki, bu devletler henüz politikalarını netleştirip kendi medyasına bir direktif vermemişler.

        İNSAN DUYGUSALDIR, DEVLET DEĞİL

        Eğer Mısır ile ilişkiler normalleşirse, Erdoğan Rabia işaretini yapmaya devam edecek mi?

        Doğrusu ben de merak ediyorum.

        Bireyler olarak bizlerin duygusal davranmaya, belki Rabia işaretini yapmaya devam etme hakkı olabilir.

        Ancak devletlerin dostlukları ve düşmanlıkları baki değildir. Her zaman değişebilir.

        Devlet bizim gibi duygusal hareket edemez.

        Önemli olan ülkenin kazançlı çıkacağı politikayı iyi düşünüp, iyi belirlemektir. Bunun doğru hesaplanması gerekir.

        Diğer Yazılar